Çocukların yaşadığı bir çok psikolojik sorunlar hatta matemati te zorlanmalarının Doğa yoksunluğu Sendromu ile bağlı olduğunu düşünüyorum. Matematik kısmı bana ait ama Amerika 'lı bir çok psikolog bu görüşte ve böyle bir tanı var artık yaşamımızda.
Toprağımız inanılmaz zayıflamış. Muazzam erezyon nedeni ile tarım yapılacak kaliteli toprak çok azalmış. Çok değil 10 sene içinde ciddi sıkıntılar kapımıza gelebilir.
Malum doğal tarım ile üretilmemiş gıdaların sağlığımıza nelere mal olduğu.
Ağaçsız şehirlerde solunum yolları ve diğer bir çok fiziksel ruhsal sorunlar...
Bunları zaten biliyorsunuz.
Peki ne yapmalı?
Bir kaç önerim olacak. Okudum bazı yazılardan ilham alarak paylaşıyorum:) Bunlardan çok daha harika öneriler projeler çıkacaktır. İlham olması dileğiyle...
EĞİTİM BAKANLIĞI/ÇALIŞMA BAKANLIĞI
Eğitim Bakanlığı kanalı ile tüm ilk orta öğretimde Bahçecilik derslerine yeniden başlanması.
Kompost (evsel atıklarla zenginleştirilmiş toprak) yapımı ile tüm ülkede toprağın çocuklar ve gençler aracılığı ile zenginleştirilmesinin sağlanması. Evsel atıklar toprağa gömüleceğinden belediyelerin çöp yükü de azalmış olur. Ödüllü kampanyalar ve benzeri etkinlikler olabilir. Senede bir gün KOMPOST GÜNÜ olarak okullarda kutlanabilir. Ya da TOHUM GÜNÜ...Okullarda tohum , ekim, doğal döngü , yağmur hasatı gibi temel bilgiler öğrencilere verilir. Kadim bilgilerin nesilden nesile aktarımı gerçekleşmiş olur. Hatta hafif izcilik konuları da eklenebilir. Her çocuk doğa da tek başına nasıl var olabileceğini öğrenir. El oğlu bunu eğlence ya da fantezi olsun diye yapmıyor. Vatandaşlarının olası bir krizde kendisini besleyebilecek donanıma sahip olması için yapıyor. Hatta geçenlerde Rusya halkına arazi dağıtmaya başladı. Bu şu demek. Ben artık gıdanızın garantisi olamam diyor devlet. Kendin ek kendin ye devri başlıyor olabilir...
Yurtdışında bu tarz derslerin sonucunda öğrencilerin daha sağlıklı gıdaları tercih ederek daha sağlıklı beslendikleri gözlemlenmiş. Doğa ile bağları yeniden tesis edilen gençlerin uyuşturucu ve diğer alışkanlıklardan daha kolaylıkla kurtulduğu raporlanıyor.
Eğitmen açığı da ziraat mezunu bir çok gencimiz ile kapatılabilir. Tüm ülkede açılacak BAHÇECİLİK dersi için ziraat fakültesi mezunu arkadaşlar görev alabilir. Her ilde üniversitelerle birlikte bu arkadaşlar ortak projeler oluşturabilir. Bu arkadaşlar aracılığı ile KENT BAHÇELERİ için yerel yönetimlerle koordineli bir seferberlik ilan edilebilir.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
Malum mültecilerin durumu hepimizin içini yakıyor. Hukuksal süreci bilemiyorum ve fakat eğer burada kalma durumları olacaksa terk edilmiş köylere yerleştirilip tarım/havancılık eğitimleri verilebilir. İnsan onuruna yakışır şekilde yaşıyabilmeleri ve toplumun tümüne fayda sağlıyabilecekleri bir durum yaratılmış olur.
AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI
Sokaklarda yaşamak durumunda kalan çocuklarımızı, sosyal hizmetlerdeki çocuklarımızı doğa ile bağlarını yeniden tesis edilerek kazanabiliriz.Bahçecilik eğitimleri verilebilir, doğa da kendi başlarına vakit geçirecekleri ortamlar sağlanarak içsel olarak şiflanadırılmaları sağlanabilir. Belirli projelerde sorumluluk almalarına fırsat verilerek bir amaç ve sorumluluk dahilinde toplumun parçası kılınabilirler.
ADALET BAKANLIĞI
Yurtdışında mahkumların rehabilitasyonu ve yeniden topluma kazandırılmasında hapishane içinde bahçe oluşturuluyor. Kendi giderlerini karşılıyor bahçe ve hatta elde edilen gelir ile sosyal projeler destekleniyor. Doğa iyileştiriyor insanları ve dışarı çıktıklarında isterlerse bahçıvanlık yapabiliyorlar ya da kendi gıdalarını yetiştirebilecek bilgi ve donanıma sahip oluyorlar. Nette bir çok paylaşım var.
TARIM BAKANLIĞI/ÇALIŞMA BAKANLIĞI
Hindistan karar almış. Şehirlerdeki kötü hava ve işsizlik ile baş etmek için 2 Milyar ağaç dikilecek.300.000 genç iş sahibi olacak. Aşağıdaki linki inceleyebilirsiniz.
http://www.treehugger.com/environmental-policy/india-plant-2-billion-trees-along-its-highways.html
Müthiş yaratıcı bir proje değil mi? İşte her zaman niyet önemli! Her şey mümkün ve her şekilde kaynak var.
Biz de iki bakanlık aracılığı ile böyle bir seferberlik yapabiliriz. İşsiz sokaklarda amaçsız dolaşan kim olduğunu neden burada olduğunu sorgulayan bir çok gence ufuk açmış rehberlik etmiş oluruz.
Aslında tüm bu finansal krizler, nükleer kazalar, doğal afetler, savaşlar bize tek bir şey söylüyor.
Yeryüzünde bozulan dengenin yeniden yapılandırılması için daha çok ağaç ekmeli , daha çok insanı doğa ile bağlantısını yeniden tesis etmeliyiz.
Çok zaman yok üstelik!
Bu sabah uyanırken sadece 10 sene var ve ağaç dikmeliyiz hissi ile uyandım. 10 seneyi ben bildiğimiz anlamda dünya için 10 sene olarak algılıyorum.
Ülkemizde son yıllarda yaşananlara bakarsak bu önerilerin pek bir karşılık bulamıyacağını düşünebilirsiniz.
Ancak şunu hatırlatmak isterim devlet kurumlarına da . Bugün bu adımı atamazsak yarın fiziksel ve ruhsal yaşanan sağlık sorunları nedeniyle ülke bütçesini tutturmanız mümkün olmaz. Daha hastalıklı ve fakir bir toplum oluruz ki kimse size inanmaz...Hatta eğer bilim insanlarının öngörüleri gerçekleşirse seçim yapılacak ülke oy verecek seçmen bile kalmayabilir.
Elbette bu bir seçim! Çok sevdiğim bir sözdür...Bir şey çözülmüyorsa çözülmesi istenmediğindendir
1 Kasım 'da yapılacak seçim geleceğimiz için çok önemli gerçekten. Seçim bildirgelerinde ben şahsen Yeşil Türkiye vizyonunu arayacağım.
Huzur barış bolluk dostluk sevgi sağlık üzerimize olsun.
Sevgiyle