Bir türlü yazamadım bu yazıyı.
Bugüne kadar erteledim.
Yılın son günü ve son saatlerine. hatta dakikalarına kadar içimde demlendi.
2023 babamı aldı bizden. Barlas Erdemir idi adı. Dokuz yaşında ailesi ile gelip yerleşmişti Salacak semtine. Herkesin Barlas ağabeyi idi o.
Çok hızlı oldu her şey.
Nisan başında başlayan bir dizi tetkik sonucu 15 Mayıs 'ta kötü haberle sarsıldık.
Ve fakat babama söyleyemedik yayılan bir kanser ile karşı karşıya olduğunu. Sadece karaciğerinde tümör olduğunu söyledik.
14 Mayıs 'ta birinci tur oy kullanmaya yürüyerek gitmiştik ve ilk kez eve dönüşte merdivenleri çıkmakta zorlanmıştı.
Evimiz kentsel dönüşüme girdiğinden babam hasta yatarken 19 Mayıs'ta evlerini taşıdık.
28 Mayıs'ta oy kullanmaya gitmek istedi ve artık yürüyecek hali yoktu. Nefes alırken bile zorlanıyordu.
Araba ile gittik oy kullanmaya ve koltukla taşıdılar oy kullanma yerine babamı. Alkışlarla karşılandı babam.
İlk torunu, oğlum Nirancan da yanımızda idi ve büyük onur duydu dedesinden.
30 Mayıs 'ta hastaneye gittik. Kardeşim de yanımızdaydı.
O gece kardeşim kaldı babamızın yanında. Ertesi gece ben kalacaktım. Dönüşümlü kalmayı planlıyorduk.
Bir gece hastanede kaldı ve ertesi gün böbrek yetmezliği olduğundan , yoğun bakıma alındı. Ambulansta babama ben eşlik ettim.
Yoğun bakıma kaldırılmadan babam ve kardeşim kısa bir süre sohbet etme şansımız oldu.
Babam ''Gazeteleri atmayın gelince okuyacağım.'' dedi. '' Burada kalırsam ölürüm.'' dedi. Kardeşime de '' Sen bir yere gitme kal . '' dedi. Şehirdışında yaşıyor kardeşim.
Çok sevdiği bir zambak vardı. Kırmızı renkli. Onu hastalanmadan önce bana vermişti. Bakımını nasıl yapacağımı ve nasıl çoğaltacağımı anlattı o hastane yatağında.
Ve bir de gençliğinden beri sakladığı bir kıçtan takmalı deniz motoru vardı. Bir kaç hafta öncesinden kardeşime vermişti. Kardeşim bakım yapıp çalıştırmıştı motoru yıllar sonra. Babacım videoda çalıştığını görünce sanki yıllar sonra evladını görmüş gibi duygulanmıştı. O anı hep hatırlayacağım. ve kardeşime nasıl yağının boşaltılıp temizleyeceğini anlatıp tarif etti.
Biz çocukken hastalandığımızda babam '' Kargalar mı gagalamış bakim benim kızımı/oğlumu?'' derdi ve bir şekilde kendimizi iyi hissederdik. Bu sefer babama biz bunu söyledik. Ve çocukken bizi nasıl iyi hissettirdiğini anlattık. Özel bir andı o!
Sonra ambulansla yoğun bakım ünitesine götürdük babamı. Bölüme soyadı Barlas olan bir profesörün adını vermişlerdi. Yoğun bakım girişinde adı yazıyordu. Babacım yazıyı okuyup espri ile parmağını kaldırıp '' Aaaa Barlas yazıyor'' diyerek güldü.
Ve yatağına alınınca babama toparlanır toparlanmaz eve çıkacağını söyledim en son. Görevliler beni dışarı çıkarttılar. Babam ile son konuşmam bu oldu.
O gece babam yoğun bakımda tek başına kaldı. Ne düşündü ne hissetti...Hep içimde bir yara bu.
Ertesi gün (Perşembe ) kuzenimin doktor olan eşi uğramış ve babam eve gelmek istediğini söylemiş. Öğlen gibi rahat nefes alması için uyutulmuş. Öğleden sonra görmeye gittiğimizde uyuyordu ve yoğun bakımda nasıl olacaksa o halde idi. Her yerinde hortumlar vardı bir çok cihaza bağlı idi.
Bizim için oldukça zor bir andı. Kendimizce konuştuk bizi bir şekilde duyacağını düşünerek. Onu çok sevdiğimizi toparlanır toparlanmaz eve gideceğimizi söyledik.
Cuma ziyarete giderken annem de gelmek istedi. O gün entübe etmişlerdi babamı ve annem o halde görünce babamı yıkıldı ve ağlamaya başladı. Baş başa bıraktık onları. Babama onu çok sevdiğini güzel bir hayatları olduğunu söylemiş. Teşekkür etmiş babama.
3 Haziran Cumartesi kardeşimle ziyarete gittik yine öğleden sonra. Doktorları çoklu organ yetmezliğinin başladığını her an herşey olabileceğini söylediler.
Babam torunlarına eşine ve bizlere düşkün sevgi dolu bir baba idi. İçimden ona bir şeyler söylemek ve rahatlatmak istedim.
Baş başa kalınca elini tutup ''Babacım gitmek istiyorsan gidebilirsin. Eşin de torunların da oğlun da bana emanet. Onlara göz kulak olacağım. Sana söz.'' dedim. Ve ayrıldık eve geldik. Yolda hiç konuşmadık kardeşimle.
İki saat sonra telefon geldi ve kalbinin durduğunu tekrar çalıştırıldığını iletip, gelmemizi istediler.
Yolda anladık durumu. Olan olmuştu.
Ve ertesi gün babamı aile mezarlığına ebedi istirahatine teslim ettik.
Üç hafta içinde elimizden kayıp gitmişti babacım.
Annesini yakın zamanda kanserden kaybeden bir arkadaşım o gün arayıp kısa sürdüğü için sürecin şükretmemi söyledi. Ağrılar içindeymiş annesi ve hastaneler bile kabul etmiyormuş. İyi geldi bir şekilde babamın acı çekmemiş olmasını anlamak.
Başka bir arkadaşım da sıralı oldu sizin acımızı görmedi dedi.
Yaş ne olursa olsun her kayıp büyük boşluk açıyor insanın içinde. Unutacağım diye korkuyor insan. Sesini neden kayıt etmedim diye çok kızdım kendime. Sesini ve kokusunu hatırlamaya çalışırken yakalıyorum kendimi. Unutmaktan korkuyorum.
Hele gece yatağıma yattığımda bazı geceler tüm süreci tekrar tekrar yaşıyorum.
Güzel bir hayatı oldu babamın. Sevdi sevildi. Seksenüç yaşında olacaktı geçtiğimiz Ağustos.
Sadece son bir ay zorluk yaşadı. Ağrısı sızısı olmadı. Bizim acımızı görmedi diye avutmaya çalışıyoruz kendimizi.
Fakat hepimiz özlüyoruz onu. Hem de çok. Yeni yıl ile sanki daha bir uzak düşeceğiz gibi hissediyorum. Yılın bitmesi sanki bir dönemi kapatacak. Yokluğu kesinleşecek sanki. Bu gerçeği kabul etmekte hala zorluk çekiyorum. Hala hatırlatıyorum kendime babam öldü benim diye.
Onurlu bir hayatı oldu demişti eski bir dost. Anısı hep yaşasın demişti. Bunu da bilmek iyi gelmişti o süreçte.
Ne öğrendim bu süreçten diye kendime sordum.
En başta hasta olan kişiye kendi durumu ile ilgili kesin olarak gerçeği söylemek gerektiğini öğrendim.
Ölümle dans ederken bile yaşam dolu, neşeli olunabileceğini öğrendim.
Ebeveyn olmanın nefesinin sonuna kadar hatta ölümünle bile çocuklarına senden sonra gelen nesle rol model olunabileceğini, hayata dair rehberlik edilebileceğini öğrendim.
Çok özleniyorsun sevgili babacım. İyi ki benim babam oldun.
Huzur içinde ol.
Sevgin, anıların bize kattıkların nefes aldıkça bizimle olsun.
Kızın Funda,
Yeni Yıl Notum
2024 'ün sevdiklerinizle her anı özel kıldığınız güzel anılar biriktirdiğiniz sağlıklı, huzurlu, anlamlı bir yıl olmasını diliyorum.
xxxx