Geçen hafta oğlumun sınıfından iki anne çocukları ile sabah kahvesine gelmişti bana.
Sohbet sırasında rahim küsmesi diye bir konu açıldı.
Anadolu 'da böyle bir inanç varmış...Yaşlı kadınların anlattığını söylüyorlar.
İlk çocuk sonrası dahi görülen bir şeymiş bu.
Doğum kontrol uygulanınca rahim küser hamile kalamazmış kadın bir süreliğine.
Yani var olma fonksiyonu elinden alınınca bir nevi red edermiş görevini...
Bayağı etkilendim. Sonra bir soru takıldı aklıma.
Acaba başka organlarımız da küsebilir miydi bize?
Çok tıbbı bilgim olmamakla birlikte en kritik organımız olarak kalp aklıma geldi hemen.
Hani rahim küsünce olsa olsa bir süreliğine hamile kalamıyorduk.
Mazallah kalbin bir an bile küsmesi yaşamımızı kaybetmemiz demekti.
Peki kalp neden ve nasıl küserdi?
Var olma fonsiyonu nasıl elinden alınabilirdi? Var olma fonksiyonu sadece kan pompalamak mıydı?
Bazıları kalbe ruhun evi diyorlar. Sevginin ve ışığın evi.
Asıl var olma fonksiyonunun sevmek olduğu söyleniyor.
Acaba sevmeyi unutsak , red etsek , kabul etmesek , yok saysak , korksak kalp küser miydi?
Zaten kalpbimizde var olan sevgiyi ifade edemesek, gösteremesek hatta sevgiden kaçsak kalp küser miydi?
Sevgi ile ilgili kendimizi kandırsak yalanlar söylesek yine küser miydi kalp?
Ruha öze aykırı davranış ve sözlerimizden dolayı da kalp küser miydi?
Aşırı materyal maddeci mantıklı olsak kalp küser miydi?
Acaba kalp krizi denen olay bir kalp küsmesi halimiydi?
Sorular sorular...
Herkesin kendine göre yanıtı olduğuna inanıyorum.
Kalbimi küstürmemek için nasıl davranmalı, düşünmeli ve yaşamalıyım diye sormalı her insan kendine belkide.
Öyle ya da böyle kalp küstürülmeye gelmiyor.
Belki de kalbimizle barış yapma zamanı gelmiştir...
Kim bilir?
Sevgiler
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder