Bir süredir kafamın arkasında dolanıp duran bir soru vardı?
Özgürlük ile ilgili.
Sahi neydi özgürlük?
Benim tanımım, istemediğini yapmama seçiminin olması idi!
Sanırım yaşamın içinde ilerledikçe bir çok kavramı yeniden yeniden sorgulamak bakmak tanımlamak gerekiyor. En azından ben böyle hissediyorum.
Bir makale karşıma çıktı bugün.Tam da zamanında!
Özgürlüğü hafif olmak olarak tanımlamış yazar. Olabildiğince az yük taşımak.
Korku,mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar ve vücudumuzda taşıdığımız her türlü fiziksel ağırlığı yük olarak tanımlamış.
Yani tüm bunlardan kurtulduğumuzda ancak özgür olabilecektik. Köklenmemek kök salmamak bir anlamda sanki.
Tam da yeniden tanımlama ihtiyacım olan nokta bu idi işte. Bu tanıma inanırsak ne ev alabilir, ne işe girebilir, ne besleyici alışkanlıklar geliştirebilir ne sorumluluk alabilir ne de para kazanabilirdik. Kök salamazdık! Köklenemezdik! Kendi kendini sabote etme hali gibi bir şeydi bu sanki.
Büyüyemez yetişkin olamazdık özetle!
Bir çocuk gibi saf ve masum olarak, an da var olarak , her an taze ve acemi olarak da yetişkin olabilirdik oysa ki insan.
İçimizdeki çocuğu koruyarak da büyümek mümkündü işte!
Hem çocuk hem yetişkin olabilirdik.
Benim yorumum ise asıl özgürlüğün kişinin kendisinden özgürleşmesi şeklinde. İçsel yüklerini bırakarak hafiflemesi.
Bu yükler ise kişinin şartlanmaları,önyargıları,genellemeleri,olumsuz duyguları,kendi kendine yazdığı kendi yeterliliği ve değerliliğine gölge düşürebilecek öz hikayesi gibi "içsel" yükler idi.
Özgürlük içimize sonradan yerleştirilmiş bize ait olmayan bir şeylerden hafiflemekti sanki. Ve asıl ağır olan yükler bu içsel yüklerdi!
İçerideki yüklerden hafiflemekti özgürlük!
Özgürlüğü biz dışarıda olan birileri ya da bir şeyler ile bağ kurmamak olarak anlamışız sanırım.
Bağ kurmamak, kök salmamak özgürlük olmuş bir anlamda. Özgürlük yanılsaması diyorum ben bu duruma.
Oysa yerine ve duruma göre mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar kişinin kendinden özgürleşmesine hizmet eden araçlar olabilir.
Yaşam deneyimlerinin her türlüsü, bizim kendimizi daha derinden deneyimleyerek kim olduğumuzu ve kim olmadığımızı daha iyi algılamamıza ve bize ait olmayanları bırakabilmemize, içsel yüklerden hafiflememize vesile olmaktadır oysaki.
Özetle mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar ve hatta yerine göre korkular bile bizi bizden özgürleştirebilir.
Bu tarz dışsal yükler bizlerin büyüyebilmesi için kendimizi yaşama tamamen açabilmemize vesile olan araçlardır ve kesinlikle gerekliler.
Hem zaten "hem hem" dünyasında sonsuz olasılıklar var!
x
Özgürlük ile ilgili.
Sahi neydi özgürlük?
Benim tanımım, istemediğini yapmama seçiminin olması idi!
Sanırım yaşamın içinde ilerledikçe bir çok kavramı yeniden yeniden sorgulamak bakmak tanımlamak gerekiyor. En azından ben böyle hissediyorum.
Bir makale karşıma çıktı bugün.Tam da zamanında!
Özgürlüğü hafif olmak olarak tanımlamış yazar. Olabildiğince az yük taşımak.
Korku,mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar ve vücudumuzda taşıdığımız her türlü fiziksel ağırlığı yük olarak tanımlamış.
Yani tüm bunlardan kurtulduğumuzda ancak özgür olabilecektik. Köklenmemek kök salmamak bir anlamda sanki.
Tam da yeniden tanımlama ihtiyacım olan nokta bu idi işte. Bu tanıma inanırsak ne ev alabilir, ne işe girebilir, ne besleyici alışkanlıklar geliştirebilir ne sorumluluk alabilir ne de para kazanabilirdik. Kök salamazdık! Köklenemezdik! Kendi kendini sabote etme hali gibi bir şeydi bu sanki.
Büyüyemez yetişkin olamazdık özetle!
Bir çocuk gibi saf ve masum olarak, an da var olarak , her an taze ve acemi olarak da yetişkin olabilirdik oysa ki insan.
İçimizdeki çocuğu koruyarak da büyümek mümkündü işte!
Hem çocuk hem yetişkin olabilirdik.
Benim yorumum ise asıl özgürlüğün kişinin kendisinden özgürleşmesi şeklinde. İçsel yüklerini bırakarak hafiflemesi.
Bu yükler ise kişinin şartlanmaları,önyargıları,genellemeleri,olumsuz duyguları,kendi kendine yazdığı kendi yeterliliği ve değerliliğine gölge düşürebilecek öz hikayesi gibi "içsel" yükler idi.
Özgürlük içimize sonradan yerleştirilmiş bize ait olmayan bir şeylerden hafiflemekti sanki. Ve asıl ağır olan yükler bu içsel yüklerdi!
İçerideki yüklerden hafiflemekti özgürlük!
Özgürlüğü biz dışarıda olan birileri ya da bir şeyler ile bağ kurmamak olarak anlamışız sanırım.
Bağ kurmamak, kök salmamak özgürlük olmuş bir anlamda. Özgürlük yanılsaması diyorum ben bu duruma.
Oysa yerine ve duruma göre mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar kişinin kendinden özgürleşmesine hizmet eden araçlar olabilir.
Yaşam deneyimlerinin her türlüsü, bizim kendimizi daha derinden deneyimleyerek kim olduğumuzu ve kim olmadığımızı daha iyi algılamamıza ve bize ait olmayanları bırakabilmemize, içsel yüklerden hafiflememize vesile olmaktadır oysaki.
Özetle mülkiyet,para,iş,alışkanlıklar,sorumluluklar ve hatta yerine göre korkular bile bizi bizden özgürleştirebilir.
Bu tarz dışsal yükler bizlerin büyüyebilmesi için kendimizi yaşama tamamen açabilmemize vesile olan araçlardır ve kesinlikle gerekliler.
Hem zaten "hem hem" dünyasında sonsuz olasılıklar var!
x
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder