Oğlum özel bir vakıf üniversitesinde hazırlık okuyor bu sene.
Gençler para toplamışlar aralarında ve bir kağıttan çam ağacı alıp süslemek istemişler sınıflarında. Bir de hediye çekilişi planlamışlar.
Öğrenci başına 5 TL ağaç için para toplanmış.
Bir öğretmenleri de sanırım projeye dahil. Konuşulurken bu etkinlik herkesin görüşü de alınmış sınıfta.
Tesettürlü iki gençten biri bu karar alınıp paralar toplanırken hiç olumsuz görüş bildirmemişken, nerede ise 4/5 gün sonra yılbaşı ağacının dinimize aykırı olduğu ve dine uymayan bir şeyi yapmayacağını, bir kişi dahi istemiyorsa bu etkinliğin yapılamayacağına dair bayağı sert bir tarzda sınıf grubuna yazı yazmış. Okudum yazıyı ki diğer tüm arkadaşlarını dinsiz olarak tanımıyordu yazısında.
Gençler bayağı rahatsız olmuş bu durumdan. Muazzez ilmiye Çığ 'ın çam ağacının aslında Türk geleneği olduğu Hristiyanlığın ilk dönemlerinde kendi kültürlerine dahil edildiği gibi yazışmalar konuşmalar uçuştu havada. Nardugan ve ağaç süslemenin Hayat Ağacı ile ilişkisi üzerine konuştuk biz de oğlumla.
Sonuçta rektörlüğe şikayet edilmiş durum ve çam ağacı yasaklandı üniversitede! Hediye verecekler birbirlerine gençler. Ve evet gayet kırgın ve öfkeliler...
Düşündüm ben de...
İslam neden Türk kültürü ile çatışma yaşıyor diye.
Hintli Brezilyalı Afrikalı Norveçli Rus dünyanın neresinde olursa olsun Hristiyanlar hem dini gerekliliklerini yaşıyor hem de kendi kültür motiflerini yaşıyorlar. Yani Hristiyan bir Hintli Hint kültürü ile pek çatışma yaşamıyor. Ya da Brezilyalı bir Hristiyan Güney Amerika kültürü ile.
Belki de Hristiyanlık kültüre dönüşebildiğinden dolayı yerel kültürler ile de kaynaşma konusunda sorun yaşamıyor.
Kültüre dönüşmek derken, kiliseye gitsin gitmesin çoğu Hristiyan ülke vatandaşları ateist dahi olsa, evinde çam ağacı da kuruyor, Noel aile yemeklerine de katılıyor. Belki de dinde yaşanan reform ile Hristiyanlık dini kültüre dönüşebildi ve de insanların hayatlarına nüfuz etti dini edinimler. Bir nevi sosyalleşme , toplumsal iletişim, ortak payda olabildi dini eylemler motifler.
İslamın kültüre dönüşmüş hallerine bir kaç örnek vermek isterim. Örneğin kandillerde babanneme gidişimiz aklıma geliyor. Bize tazecik kandil simitleri ikram ederdi. TV' siz sohbetler yapılırdı. Düşünüyorum da ne çok severdim TV 'siz aile sohbetlerini. Elektrikler kesilince çok sevinirdik kardeşimle. Annem bize masal anlatırdı elektrikler kesilince...Mahallede irmik helvaları dağıtılırdı komşular arasında. Bu görev hep bana düşerdi evin tek kız torunu olduğumdan.
Ya da bayramlarda bütün aile babaannemin evinde aile yemeği için toplanılırdı. Ramazan aylarında mahallemizde iftar verirdi bir kaç mahalle teyzemiz. Tüm arkadaşlarımla akşam yemeğinde buluşmak sonra oyun oynamak hoşumuza giderdi. Halen görüşüyorum bir kaç arkadaşımla.
Sanırım İslam henüz reformunu yaşamadığı ve tam anlamı ile bir kültüre dönüşemediği için diğer kültürlerle çatışıyor. Arap Kültürü ile iç içe oluşu veya dini edinimleri Arap kültürüne ait edinimlerle karıştırıyor oluşumuzda etkili de olabilir bu durum.
Ya da bizim özelimizde Orta Asyalı Türk kültürü yeterince anlatılamadığından islam ile zıt bir kültürmüş gibi algılanıyor. Sanki Arap kültürünü benimsemeyen müslüman olamaz gibi bir algı var bizim ülkemizde.
Oysa ben Kazakistan'a gittim işim nedeni ile bir kaç kez. Evet hem müslümanlar hem de Türkler. Kesinlikle Arap kültürü ile ilgileri yok. Kadın ve erkek yok orada. Herkes insan...Son derece medeni bir dünya ile karşılaştım diyebilirim. Gençler müthiş eğitimli idi. En az üç dört dil biliyorlardı. Çok etkilenmiştim bu ülkeden. Özetle hem Türk kültürü ile uyumlu hem de müslüman olunabiliyor bal gibi.
Farklı sözcüklerle ifadelerle anlatılsa da ister şamanik ister kitaplı din olsun bilgi tek ve tek bir yaratıcıya inanılıyor.
Ve her şeyin ötesinde aslı olan doğru bir İNSAN olmak. Şekilden öze indirebilmek kendimize katabilmek bilgiyi.
Yaratan ya da toplum tarafından yargılanma korkusundan değil öyle olduğumuz için doğru iyi dürüst merhametli şefkatli empatik bir insan olabilmek...
Bir not daha düşmek istiyorum buraya. Kadın ve erkeğin birbirine uzak düştüğü tüm toplumlar geri kalmaya mahkum.
Bu yıl başı lütfen Nardugan'ı ve Hayat Ağacı'nı anlatın çocuklarınıza. Çok güzel bir fırsat bu köklerimizle yeniden temas etmek ve öz kültürümüzü çocuklarımıza aktarmak için.
Biz evimizde çam ağacımızı kurduk.
Ve oğluma söz verdim. İstanbul'da kurulan en büyük çam ağacına götüreceğim onu.
Sevgiyle,
xxxx
Gençler para toplamışlar aralarında ve bir kağıttan çam ağacı alıp süslemek istemişler sınıflarında. Bir de hediye çekilişi planlamışlar.
Öğrenci başına 5 TL ağaç için para toplanmış.
Bir öğretmenleri de sanırım projeye dahil. Konuşulurken bu etkinlik herkesin görüşü de alınmış sınıfta.
Tesettürlü iki gençten biri bu karar alınıp paralar toplanırken hiç olumsuz görüş bildirmemişken, nerede ise 4/5 gün sonra yılbaşı ağacının dinimize aykırı olduğu ve dine uymayan bir şeyi yapmayacağını, bir kişi dahi istemiyorsa bu etkinliğin yapılamayacağına dair bayağı sert bir tarzda sınıf grubuna yazı yazmış. Okudum yazıyı ki diğer tüm arkadaşlarını dinsiz olarak tanımıyordu yazısında.
Gençler bayağı rahatsız olmuş bu durumdan. Muazzez ilmiye Çığ 'ın çam ağacının aslında Türk geleneği olduğu Hristiyanlığın ilk dönemlerinde kendi kültürlerine dahil edildiği gibi yazışmalar konuşmalar uçuştu havada. Nardugan ve ağaç süslemenin Hayat Ağacı ile ilişkisi üzerine konuştuk biz de oğlumla.
Sonuçta rektörlüğe şikayet edilmiş durum ve çam ağacı yasaklandı üniversitede! Hediye verecekler birbirlerine gençler. Ve evet gayet kırgın ve öfkeliler...
Düşündüm ben de...
İslam neden Türk kültürü ile çatışma yaşıyor diye.
Hintli Brezilyalı Afrikalı Norveçli Rus dünyanın neresinde olursa olsun Hristiyanlar hem dini gerekliliklerini yaşıyor hem de kendi kültür motiflerini yaşıyorlar. Yani Hristiyan bir Hintli Hint kültürü ile pek çatışma yaşamıyor. Ya da Brezilyalı bir Hristiyan Güney Amerika kültürü ile.
Belki de Hristiyanlık kültüre dönüşebildiğinden dolayı yerel kültürler ile de kaynaşma konusunda sorun yaşamıyor.
Kültüre dönüşmek derken, kiliseye gitsin gitmesin çoğu Hristiyan ülke vatandaşları ateist dahi olsa, evinde çam ağacı da kuruyor, Noel aile yemeklerine de katılıyor. Belki de dinde yaşanan reform ile Hristiyanlık dini kültüre dönüşebildi ve de insanların hayatlarına nüfuz etti dini edinimler. Bir nevi sosyalleşme , toplumsal iletişim, ortak payda olabildi dini eylemler motifler.
İslamın kültüre dönüşmüş hallerine bir kaç örnek vermek isterim. Örneğin kandillerde babanneme gidişimiz aklıma geliyor. Bize tazecik kandil simitleri ikram ederdi. TV' siz sohbetler yapılırdı. Düşünüyorum da ne çok severdim TV 'siz aile sohbetlerini. Elektrikler kesilince çok sevinirdik kardeşimle. Annem bize masal anlatırdı elektrikler kesilince...Mahallede irmik helvaları dağıtılırdı komşular arasında. Bu görev hep bana düşerdi evin tek kız torunu olduğumdan.
Ya da bayramlarda bütün aile babaannemin evinde aile yemeği için toplanılırdı. Ramazan aylarında mahallemizde iftar verirdi bir kaç mahalle teyzemiz. Tüm arkadaşlarımla akşam yemeğinde buluşmak sonra oyun oynamak hoşumuza giderdi. Halen görüşüyorum bir kaç arkadaşımla.
Sanırım İslam henüz reformunu yaşamadığı ve tam anlamı ile bir kültüre dönüşemediği için diğer kültürlerle çatışıyor. Arap Kültürü ile iç içe oluşu veya dini edinimleri Arap kültürüne ait edinimlerle karıştırıyor oluşumuzda etkili de olabilir bu durum.
Ya da bizim özelimizde Orta Asyalı Türk kültürü yeterince anlatılamadığından islam ile zıt bir kültürmüş gibi algılanıyor. Sanki Arap kültürünü benimsemeyen müslüman olamaz gibi bir algı var bizim ülkemizde.
Oysa ben Kazakistan'a gittim işim nedeni ile bir kaç kez. Evet hem müslümanlar hem de Türkler. Kesinlikle Arap kültürü ile ilgileri yok. Kadın ve erkek yok orada. Herkes insan...Son derece medeni bir dünya ile karşılaştım diyebilirim. Gençler müthiş eğitimli idi. En az üç dört dil biliyorlardı. Çok etkilenmiştim bu ülkeden. Özetle hem Türk kültürü ile uyumlu hem de müslüman olunabiliyor bal gibi.
Farklı sözcüklerle ifadelerle anlatılsa da ister şamanik ister kitaplı din olsun bilgi tek ve tek bir yaratıcıya inanılıyor.
Ve her şeyin ötesinde aslı olan doğru bir İNSAN olmak. Şekilden öze indirebilmek kendimize katabilmek bilgiyi.
Yaratan ya da toplum tarafından yargılanma korkusundan değil öyle olduğumuz için doğru iyi dürüst merhametli şefkatli empatik bir insan olabilmek...
Bir not daha düşmek istiyorum buraya. Kadın ve erkeğin birbirine uzak düştüğü tüm toplumlar geri kalmaya mahkum.
Bu yıl başı lütfen Nardugan'ı ve Hayat Ağacı'nı anlatın çocuklarınıza. Çok güzel bir fırsat bu köklerimizle yeniden temas etmek ve öz kültürümüzü çocuklarımıza aktarmak için.
Biz evimizde çam ağacımızı kurduk.
Ve oğluma söz verdim. İstanbul'da kurulan en büyük çam ağacına götüreceğim onu.
Sevgiyle,
xxxx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder