29 Aralık 2020 Salı

Aşk Olsun

 ''Aşk olsun'' cümlesini çoğunluğumuz ikili ilişkilerdeki aşk duygusu olarak algılıyor.

Oysa ki aşkın duyguları, çoşku ile yaşamın içinde akmayı, ve hayran olmayı ifade ediyor bana göre.


Evet hayran olmak!

Hayran olduğumuz her ne ise,  o varlığa kendimizi açıyoruz. Ve bağ kuruluyor iki varlık arasında.

Bu bir ağaç, bir çiçek, bir kedi veya bir insan olabilir.

Hayranlıkla bir ağacı izlediğimizde , varlığımız açılıyor ve bağ kuruyoruz o ağaç ile.

Bu enerjitik hatta sembiyotik bir bağ belki de. 

Aşık oluyoruz o ağaca! Yükseliyor enerjimiz titreşimlerimiz...

Bağ kurulunca iletişim oluyor kendiliğinden. Sözcüklere gerek olmadan anlıyor iki varlık birbirini. 

Ve sevgi oluyor, tam da o anda. 

Hayranlık duygusu bizim titreşimimizi yükseltip doğanın evrenin kalbin sevgi titreşimi ile uyumlandırıyor bizi.

Ve birini anladığında ancak gerçekten sevebiliyor insan. 

Onun dışında sevmek sadece egomuzun tatminine yarayan bir kavramdan öteye gidemiyor sanki.

Hayran olduğumuz varlığa saygı duyabiliyoruz gerçek anlamda.

Hayran olup saygı duyduğumuz varlığı ancak sevebiliyoruz. Saf sevgi ile! Beklentisiz çıkarsız..İşte bu belki de rağmen sevgisidir.

İkili ilişkilerdeki aşka gelince ise ,  ideallerin paylaşıldığı, değerlerin örtüştüğü, karşılıklı saygının olduğu ,  diğerinin ihtiyaçlarını kendinin ihtiyaçlarının önüne koyabilen, rağmen ve de sencil sevebilen insanlar arasında ancak egonun etkisinden sıyrılmış,  kalben sevginin olabileceğine inanıyorum. 

Birbirine daha iyi  insan olmak için ilham veren iki insan arasında oluyor sevgi.

Kendini gerçekleştirmesi için birbirine alan açan iki insan arasında oluyor sevgi. 

Bu kaotik dünyada birbirine sığınabilen iki insan arasında oluyor sevgi.

Yoksa Kuçuradi'nin dediği gibi ihtiyaçların karşılandığı sürece sürüyor ilişkiler. İhtiyaç değişince ya da artık karşılanamayınca ayrılıyor insanlar. Çıkar ilişkilerine aşk ilişkisi- evlilik ya da sevgi diyorlar insanlar. 

Gerçek sevginin olmadığı yerde kalmak ise kişinin kendine  ihaneti bana göre...Çocuklarımıza da bunu öğretiyoruz üstelik..

''Sevgi nadir açan bir çiçektir.'' demiş Osho. Ne de doğru demiş! 

Hadi gelin 2021'de kalben saf sevgiye niyet edelim.

Dürüstlük ve cesaret rehberimiz olsun.

Sevgiyle,







xxx




27 Aralık 2020 Pazar

Yüreğin Yolu ve 2021 Dileklerim

Chamalu Yüreğin Yolu (And Şamanlarının Bilgelik Öğretisi)  isimli kitabın son bölümümü paylaşıyorum sizlerle...

Yeni yıl sağlıkla, ışıkla, huzurla, aşkla gelsin ...

'' Güne teşekkür ile başlamanın önemini unutma. Uyandığında bir gülücükle selamlamalısın sabahı, tümüyle sevinerek almaya istekli olmalısın bu yeni armağanı. Yataktan kalkıp ilk adımlarını atarken, durdurulamaz bir gezgin olduğunu sakın unutma. Her günün kendine özgü doğuşu olduğunu gözlemle. Günle kalk; her şeye yeniden başla, yeniden doğ. Her gün yeniden doğmuş olmalısın, karanlığın yerine geçip ışıkla doldurmak için yenilenmiş olarak. Dışarıdayken sen Tata İnti  (güneş tanrısı) ile birlikte, yak içindeki ışığı. Her sabah yıkanırken anımsa suyun sıvılığını. Bedenini yıkarken arıt içini.  Giyinmeden önce okşa bedenini konuş bedeninle! Giyinirken unutma güzelliğin önemini, tadına var süslenmenin. İçinde üreyen utancı gizlemek için giyinme elbiselerini. Her eyleminde, her düşüncende aşk döngüsünün içinde kal. Orada sana görülmez duvarlar örer güçlü ve yoğun bir erk.

Hep minnettar ol. En kötü anlarda sevecenlik göster. Senin savaş alanın senin bulunduğun yerdir. Senin okulun yaşamın kendisidir. Senin öğretmenlerin karşına çıkan sorunlardır.

Her şey bir fırsattır büyümek için. Bedenini kuvvetlendirmelisin. En ters durumlarda kendini rahat duyumsayacak gibi yetiştir kendini. Dönemsel olarak Toprakta ya da ormanlarda sığınacak yerler bul. Kendini erklendirirken bencil olma; varlığınla paylaşım yarat, sık sık çığrı söyle, her yerde danset. Eğer seni deli sanırlarsa başkaları, onayla onların şüphelerini; böylece seni bırakırlar yalnızlığına. Kolayca bağışla. Paylaş! Mutluluk paylaştıkça artar. Yaptığın her işi sev, yaşamdan tat almayı sürdür ve yaşayadur tüm yoğunluğunca. Gezginler dolu dolu bir yaşamın aşığıdırlar, sadıktırlar ona.''









xxx

22 Aralık 2020 Salı

Şatrançta Cinsiyetçi Yaklaşım

 The Queen's Gambit dizisini heyecanla izledim. Kesinlikle öneririm.


Dikkatimi  ilk kez çeken bir noktayı paylaşmak istedim.

Bizde önemli iki taşın adı Şah ve Vezir' dir. İkisi de eril figür!

Dizide ise bu taşlara Kral ve Kraliçe deniyordu ki nedense hiç bu bakış açısı ile bakıp fark etmemiştim durumu. Yani eril ve dişile alan açılıyordu satranç tahtasında.

Satranç tarihine dair bir link paylaşıyorum.

https://www.gokyaysatrancvakfi.org.tr/kutuphane/satranc-tarihi

Satrancın  Arap-İslam (İran özellikle ) dünyasından Anadolu ve Avrupa'ya geçtiğini anlıyorum. Önemli iki figürün eril olmasını anlatıyor bu bilgi.

Belki de  Avrupa'da yaşanan reform ve rönesans akımlarından  etkilenip cinsiyetçi kimliğinden özgürleşmiştir oyun.

Satranç tahtasını yaşama benzetir bazıları.

Hayatın tüm alanlarında ve özellikle de satranç tahtasında cinsiyetçi yaklaşımı sonlandırma vakti gelmedi mi sizce hala?

Kadına hak ettiği değeri ve yeri veren toplumların salgın döneminde nasıl da parıldadığını gördük hepimiz.

Şah kalsın fakat Vezir yerine başka bir isim bulalım. Sultan ismi iyi gelmiyor pek bana nedense.

Ya da biz de Kral ve Kraliçe diyelim.

Dişile yaşam oyununda hak ettiği yeri verelim artık bu coğrafyada.

Sevgiyle,






xxx





20 Aralık 2020 Pazar

KUTLU NARDUGAN

21 Aralık kış gündönümü. En uzun geceyi yaşayacağız yarın ve 22 Aralık günler uzamaya başlayacak yeniden.



Daha öncede yazmıştım,  çeşitli araştırmacılara göre  21 Aralık Orta Asya'daki Türklerin Nardugan Bayramı ve bu onların yeni yıl kutlamaları. 

Akçaçam ağacına dilekler yazıp asarlarmış. Bu ağacın Hayat Ağacı' nı sembolize ettiği düşünülüyor. Şarkılar söylenir ağacın etrafında dans edilir şiirler okunur yemekler yenilir ateşler yakılırmış. Her yer ışıklarla  donatılırmış.

Bizim evde hep yılbaşı ağacı süslenir çocukluğumdan beri. Aralık başı gibi kurarım ağacı genelde. Bu sene de kurduk ağacımızı. Farklı bir şey yapıp dileklerimizi de yazıp asacağız bu yıl ağacımıza.

Ve yarın 21 Aralık günü evin her yerinde minik ışıklar olacak. Bir inanışa göre de yedi çam kozalağı bulundurulur  ve yedi mum yakılırmış evlerde.

Ben bu şamanik kültüre ait gelenekleri hep sevdim ve seviyorum. İçime iyi geliyor!

Yarını bir bayram havasında kutlayıp hayata teşekkür edeceğiz..

Yeni yıldan şükran dolu bir kalp ve tatminkar bir ruh hali diliyorum hepimiz için.

Elbette en başta sağlık...

Işık  tekrardan yükselecek ve karanlık son bulacak...Buna yürekten inanıyor ve biliyorum.

NARDUGAN BAYRAMINIZ KUTLU OL SUN GÜZEL DOSTLAR...







xxx

Yenil Yıl Hediyesi İki Kitap Önerisi

Kitaplardan biri salgın döneminde çok destek aldığım GEA Arama Kurtarma ve Aktif Felsefe oluşumunun kurucularından Umut Şahin'in kaleme aldığı bir deneme...Yaşadığımız döneme ışık tutuyor ve süreci yönetmekte bizlere çok değerli bakış açıları katıyor rehberlik yapıyor. Dostlarınıza sevdiklerinize  çok değerli bir hediye olur....

Diğer kitap önerim ise minikler için. Buğday Hareketi' inin rehberi ve de  kurucusu Victor Ananias 'ın yaşadığı gerçek bir hikaye masala dönüşmüş. Masallarda yaşıyor Victor...Sevgiyle anıyoruz. Işık içinde ol Victor...







Şimdiden yeni yıl kutlamalarına başlamış olayım..

Sevgiyle,






14 Aralık 2020 Pazartesi

10.yıl Kutlu olsun!

 Herkese merhaba,

14.12.2010 yılında ilk paylaşımımı yapmışım bu alanda.

Tam 10 yıl olmuş!

Neler neler oldu bu on yıl içinde?

İyisi ile kötüsü ile acısı ile tatlısı ile dopdolu capcanlı bir on yıl.

Nefes alış verişi gibi hayat...

Tekrarlanan döngülerin dansı sanki...

Her şeye rağmen güzel bir on yıl oldu. Hayat oluyor sadece...

Ve 10. yılımda kendime yeni bir alan daha açtığımın haberini vermek istedim sizlere.

Kendime armağan!

Insagram'da  kucukagacdogada isimli bir sayfa kurdum. https://www.instagram.com/kucukagacdogada/

Çeroki'lerin kültürlerini anlatan Küçük Ağacın Eğitimi isimli kitaptan esinlendim.

Her çocuk bir tohum ve küçük birer ağaç fidanı.

Büyüyüp koskocaman ulu bir ağaç olma potansiyeli var içinde.

Ulu ışıltılı bir ağaç!

İnsan türünün gezegende varlığını koruyabilmesinin ve sürdürülebilir bir yaşam için çocukların doğa ile bağlarının güçlendirilmesine ve/veya kurulmasına inanıyorum yürekten.

Umudum var çocuklardan  yana benim.

İşte sayfamda ebeveynlere ve çocuklara değer veren tüm yetişkinlere çocukları evin dışına çıkartmak için onlara ilham verecek etkinlikleri paylaşıyor olacağım. Bazen de doğal mazelemelerle ev içinde oyunlar oynayıp etkinlikler yapacağız.

Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde miniklerin her zamankinden daha yoğun ebeveynleri  ile, doğa ile ve kendileri ile temas etmeye ihtiyaçları olduğuna inanıyorum.

Herkes kendi yaşadığı semtte mahallede parklarda çocuklarla etkinlikler yapabilir. Bu dönemde çocukların baş etmek zorunda olduğu duygulardan biri de yalnızlık duygusu ve parkta açık havada sosyalleşme bu duygu ile baş etmelerine  yardımcı olacaktır.

Çocuk sahibi olan olmayan tüm yetişkinleri, lise ve üniversite öğrencilerini parklarda çocuklarla etkinlik yapmaya davet ediyorum.

Yetişkinler maskesini yakarak açık havada etkinlik yapabilir. Ve bahara sadece üç ay kaldı :)

İyi ki başlamışım yazmaya ve iyi ki doğdun kucukagacdogada.

Sayfamı takip eder ve paylaşırsanız çok çok sevinirim.

Bahara şimdiden göz kırpıyor kalbim...

Sevgiyle,


Not : Fotoğrafı 2019 sonbaharında Fenerbahçe parkında çekmiştim. 600 yaşını aşkın Sakızağacı yanında oturuyordum bir arkadaşımla. Kendiliğindne bir grup minik ve öğretmenleri gelerek ağacın çevresinde çember yapmıştı. 







xxxx

11 Aralık 2020 Cuma

GÜNÜN SÖZÜ / WORD OF THE DAY

“Her sabah kalktığım zaman kendi kendime şöyle söz veririm: Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım. Kimsenin haksızlığına boyun eğmeyeceğim. Adaletsizliği adaletle yıkacağım ve mukavemet etmekte ısrar ederse onu, bütün mevcudiyetimle karşılayacağım.” Mahatma Gandhi.

“Every morning when I wake up, I promise to myself: I will not be afraid of anyone else in the world except my conscience. I will not bow to anyone's injustice. I will overthrow injustice with justice and greet it with all my being if it persists. " Mahatma Gandhi.







xxxx

4 Aralık 2020 Cuma

Ağaçla Konuşmak

Değerli bir performans sanatçısı Maria Abramovic.Ağaçlara Şikayet Etmek isimli çalışmasını paylaşıyorum. İşte Abramovic' in videodaki sözleri.

''Ağaçlar insanlar gibidir. Zekaları vardır. Duyguları vardır. Birbirleri ile iletişirler. Ve mükemmel sessiz dinleyicilerdir. Onlara şikayet  edebilirsiniz. Buna çok zaman önce Amazon'daki yerli kızılderililerle bir arada bulunduğum zaman başladım. Onlar gezegendeki en yaşlı ağaç olan Sekoya ağacıbıb yanına giderler ve ağaç için dans ederler.Ağaç için yapılan bu dans son derece hareket dolu ve duyguludur. Bunu görünve wow dedim ve neden kendim için gerçekten işe yarayan bir uygulama yaratmıyorum diye düşündüm?  Böylece Abramovic Method olarak ''Ağaca Şikayet Etme''  egzersizini yarattım.'' 

Şikayet etmek kavramını ben iç dökmek dertleşmek dert yanmak gibi algıladım. Zira ağaç ile arkadaşlık ilişkisi üzerine ilerliyor video...

Tam da o anda ve o yerde olup düşüncelerinizi sakinleştirebildiğinizde, durgun zihninizde bazı imgeler ya da bir anı belirebilir..İşte ağaç bu şekilde sizinle iletişime geçiyor ve  konuşuyor! Ve genelde bilgelik rehberlik içeren mesajlar bunlar...

Karantinalı hafta sonuna girmeden bir ağaca sarılın derim...









xxxxx