Közlenmiş Mısır’ ın Hint Versiyonu
Mısır bizde hem haşlanır hem közlenir. Mumbai ‘de bir
akşamüstü gezintisinde sokakta mısır közleyen bir satıcı görmüştüm. Koşa koşa
özlemle yanına gitmiş ve bir mısır istemiştim. Közlenmiş mısırın üstüne kırmızı
biber tozu ile tuz serpip bir de limon sıkıp bana vermişti satıcı. Şaşırmıştım elbette ve
‘Baharatsız bir şeyler yemek mümkün mü burada ? ‘ diyerek gülüp iştahla mısırı
dişlediğimi hatırlıyorum. Çok değişik bir lezzetti gerçekten. Nerede ise bu basit
işlemle mısır nerede ise ana bir öğüne
döndürülmüştü.
Bollywood ve Pop Corn
Bollywood ‘u bilmeyen yoktur. Hindistan’a giderseniz bir gün
eğer mutlaka sinemaya gidin. Halkın en önde gelen eğlencesi sinema. Tanıştığım
yerel dostların hemen hemen tüm filmleri film müziklerini biliyor olmalarına
pek şaşırmıştım. Hatırlıyorum da ilk kez
bin kişilik gerçek bir sinemada film
seyretmiştim. Evet yanlış okumadınız bin kişilik bir sinema. Ve film dört saatlik bir filmdi. Aslında çok akıllıca bir
çözüm bulunduğunu düşünüyorum. Hava çok
sıcak olduğundan dört saat klimalı
ortamda 50 Rps (o zamanlar 1 USD) keyifli film seyrediyordu insanlar. Sinema
salonunda kundakta bebekleri ile gelenler de vardı , tencerelerle yemekleri ile gelenlerde. Arada
bebek ağladığında anneleri pışpışlardı bebekleri hatta. Esas kız ile esas oğlan o zamanlar öpüşmezdi.
Şöyle bir yakınlaştıklarında aman tanrım salon ıslıklarla inlemişti bir sefer.
Çok eğlendiğimi hatırlıyorum. Çocuksu bir masumiyeti olduğunu düşünmüştüm
insanların. İçten ve de samimi. Oldukları gibi, maskesiz.
Ve patlamış mısır olayı! 2014 yılında iki oğlumla yaptığım
seyahatte onlarla da sinemaya gitmiştik.
O deneyimi yaşamalarını istemiştim. Tuzlu ve şekerli yanı sıra peynirli ve
baharatlı patlamış mısır seçeneklerini görünce hepsinden alıp denemiştik. Hiç
fena değildi lezzetleri. Tarçınlı, baharatlı bir çok farklı tarif var. Evde de denenebilir kesinlikle.
Farklı lezzetler demişken bizim pişmaniyeye benzeyen bir
tatlıları vardır. Ve bir çok farklı meyveli türleri . O zaman düşünmüştüm meyveli pişmaniyeler nasıl
olur acaba diye? Şimdiler de satılıyor sanırım Türkiye’de de meyveli
pişmaniyeler.
İlk Boza Deneyimim
Annemin siyah kaplı çok eski bir tarif kitabını atmıştım
bavula Allahtan. Pune ‘de havalar soğuduğunda 6 oC ‘ye kadar düşüyordu geceleri
hava sıcaklığı. Bayağı kış nerede ise. Ve canım çok boza çekmişti bir gün. Tarif kitabına bakıp hazırlamıştım
ben de . Hayatımda ilk kez boza yapıyordum. Ve toz tarçın ile sarı leblebi
satın alıp bir akşam oturmasına gitmiştik bir aile dostumuza . Pek övünerek
yanıma almıştım bozamı. Çok lezzetli olmuştu gerçekten. Dostlarımız bir yudum
alıp yüzlerini ekşitmiş ve bir kenara koymuşlardı bardaklarını. Bazı lezzetlerin de tamamen bize
özgü paylaşılamayan lezzetler olabileceğini düşünmüştüm onları anlayarak. Kalan
bozanın hepsini de bir güzel kendim içmiştim. Ama ne gündü!
Hintli Misafirlerim
Biz Batı’lıların ağız
tadına göre seçilmiş tariflerden oluşan bir Hint Tarifleri kitabı almıştım.
Birkaç tarifi uygulama fırsatım olmuştu. Ve bir gün evimize çok sevdiğimiz
aileyi yemeğe davet ettik. Sheetal ve ailesi. Bendeki cesarete bakın ki
atıştırmalıktan ana yemeğe salatadan taze çapati ekmeğine kadar Hint tarifleri ile ağırlamak istedim
misafirlerimi. İnanın tüm gün mutfaktaydım. Ana yemek dört beş saat sürdü
nerede ise. Ve hiç beklemediğim kadar müthiş uyumlu bir lezzet yakaladım. Çok
beğenildi yemeğim. O gün Hint mutfağında baharatların dengesinin ne kadar
önemli olduğunu çok iyi anladım. Aynı yemekte yeri geliyor altı yedi çeşit
baharat kullanılıyordu. Sihirli bir şey bu baharat olayı gerçekten. Biraz az
biraz fazla bambaşka lezzetler oluşabiliyor. Beyin nöronlarınızı dans ettiren
muhteşemlikte de olabilir bu lezzet ya
da tam tersi büyük bir hayal kırıklığı da. Ayurveda ‘dan gelen bir gelenek
sanırım tüm tatlara yer veriliyor her öğünde. Zengin baharat seçenekleri sonsuz
olasılık yaratıyor ve ne çok heyecan
veriyor insana.
Yine Mrs Dogra’dan iki tavuk tarifi paylaşacağım.
Tavuk Curry ve Tandoori Tavuk.
İlk önce Tavuk
Curry tarifi.
Malzemeler : ½ Kg Tavuk Parçaları (but ya da göğüs sizin
tercihinize göre) , 1 Orta boy Kuru Soğan, 1 ortaboy Domates, 2/3 diş Sarımsak, 1 cm Taze Zencefil, Zerdeçal,
Karabiber, Kırmızı pul biber, Yoğurt,
Kişniş Tozu
Tavuklar sıvı yağda hafifçe kızartılıyor. Ayrı bir tavada
sıvı yağ kızdırılıp doğranmış soğanlar atılıp kavruluyor. Sarımsak, zencefil, 1bir çay kaşığı kişniş tozu, tuz karabiber kırmızı pul biber ekleniyor. Daha sonra
doğranmış domates ilave ediliyor. Bu karışım iyice pişiriliyor. Hafifçe kızartılmış
tavuk parçaları ekleniyor. İki Çorba kaşığı yoğurt ve yarım su bardağı sıcak su ilave edilip
iyice pişiriliyor. Ne zaman ki tavuk eti dağılıyor o zaman ocaktan alınıyor. Tavuklar
pişmeden su çekerse yemek sıcak su ilave edebilirsiniz az miktarda. Koyu
kıvamlı olacak yemek. Taze kişniş ile süslenerek sıcak servis ediliyor. Bu
tarifi isterseniz et ile de yapabilirsiniz.
Tandoori Tavuk.
Malzemeler : 1 kg kemiksiz tavuk (iri parçalı), Limon
suyu, 250 gr Yoğurt, 3 Çay Kaşığı ezilmiş Sarımsak, 3 çay kaşığı ezilmiş
Zencefil, 2 adet ince doğranmış Kuru Soğan, 2 tatlı kaşığı garam masala, 1 Çay
Kaşığı Salça
Tavuk temizlenip 20 Dakika limon suyuna yatırılıyor. Robotta
soğanı parçalanıp içine zencefil,
sarımsak ve yoğurt ilave ediliyor ve bu
karışım iyice parçalanıyor. Bu karışımı kevgirden geçiriyoruz ki iri taneler
kevgirde kalsın. Karışımın özü iyice
çıkmalı. Çok ince püre haline de getirebilirseniz robotunuzda bu karışımı ki o püreyi de kullanabilirsiniz. Bu karışıma
garam masala ekleyip , tavuğu içinde marine ediyoruz. En az 20 dakika ya da
yemek zamanına kadar dinlendiriyoruz bu karışımda tavuğu. Tuz ve sulandırılmış
salçayı ekleyip, 275 oC fırında 15/20 dakika fırınlıyoruz. Sıcak servis
ediyoruz.
Giy Dal Pirinç Üçlüsü
Hindistan’ da pirinç festivalleri yapılıyordu. Katıldığım
bir festivalde yüz çeşit pirinç olduğunu
öğrendiğimde ne çok şaşırdığımı hatırlıyorum. Eminim her yemek için ya da farklı
lezzet yakalamak için farklı pirinçler kullanılıyordur diye düşünmüştüm. Burada
bir parantez açmak istiyorum. Kitabı yazarken Vandana Shiva ‘nın ‘Tohumun
Hikayesi’ isimli çocuklara yönelik
kaleme aldığı kitabını okuyordum. Vandana Shiva
Hintli bir araştırmacı, çevre aktivisti. Yirmiden fazla kitabın
yazarıdır. Aslen Fizik eğitimi almış
olup felsefe doktorası bulunmaktadır.
Kitabında Hindistan’da İndica isimli pirincin 200.000 çeşidi
bulunduğu ve bunların 3000 çeşidinin Navdanya hareketi aracılığı ile tohum
bankasına kazandırıldığını ve dağıtıldığını yazıyordu. Kırmızı, siyah,uzun , bodur bir çok pirinç
çeşidi. Ne büyük zenginlik ve bereket!
Biyoçeşitliliğin korunmasının gıda güvenliği açısından önemini, üzerinde
genetik olarak çalışma yapılmış tohumların biyoçeşitliliği nasıl yok ettiğini ,
hepimizi yoksulluğa ve açlığa nasıl adım adım taşıdığını anlatıyor kitabında.
Şu örnek çok net görmemi sağladı resmi. Patatesin ana vatanı
Güney Amerika ve iki binden fazla patates çeşidi bulunuyormuş.
Sarı, kırmızı, mavi, mor, pembe, kırmızı benekli, yuvarlak, uzun, ucunda uzantıları
olan farklı şekillerde binlerce patates. Ve İrlanda’da iki yüz yıl önce tek kültür
patates yetiştirmeyi başarmış köylüler. Fakat 1845 yazında gelen bir mantar
hastalığı sonucu tüm ülkede patatesler çürümüş. Ki gıda ihtiyacının büyük
çoğunluğunu patatesten karşılıyormuş halk. On yıl içinde yedi yüz elli bin İrlandalı
açlıktan ölmüş ve iki buçuk milyon Milyon kişi İngiltere, Kanada ve ABD’ye göç etmek zorunda
kalmış.
Tüm türlerin güvenliği ve yeryüzünde sürdürülebilir bir yaşam için biyoçeşitlilik son derece önemli. Tohumu savunmak yaşamı savunmak bir anlamda. Burada parantezi kapatıyorum ve devam ediyorum.
Giy bizim sade yağ olarak tanımladığımız yağ. Tereyağı hafif
ateşte kaynatılıp üstünden beyaz çıkan maddeler kaşıkla alınıyor. Son derece
sağlıklı bir yağ olarak tanımlanıyor. Hatta sağlık amaçlı dahi kullanılıyormuş.
Boğaz bölgesine masaj, burun deliklerine damlalıkla damlatılma gibi. Dal
dediğimizde bildiğiniz haşlanmış sarı mercimek. Özel düdüklü tencereler vardı.
İçine iki ya da üç sıra metal kap koyabilirdik düdüklünün içine. Her metal kaba
pişireceğimiz pirinci ve mercimeği koyardık ayrı ayrı. Bir kaba da
haşlayacağınız başka bir sebze varsa onu koyabildiniz. Her kaba biraz su ilave
eder ve düdüklünün içine de su koyardık. Aynı anda tüm gıdalar haşlanır
pişerdi. Zaman ve enerji tasarrufu yapılırdı.
Sade pirinç üstüne sarı mercimek ve onların üstüne de giy konularak servis edilirdi. Basmati tarzı
kokulu bir pirinç kullanılırsa çok daha farklı bir lezzet yakalanıyor.
Baharatsız, sade ve bir o kadar lezzetli bir öğün diyebilirim. Basmati ‘nin
anlamı da ‘’aroma kraliçesi’’ imiş. Bunu
da Vandana Shiva ‘nın kitabından öğrendim. Bu tadı mutlaka denemelisiniz.
İçinizi ferahlatacak.
Khari Bisküvisi
Hint Usulü Baklava
Benim gibi eşi Hintli olan yine ben yaşlarda Bulgar bir arkadaşım olmuştu Pune ‘de. Mihaela! Evimize yakın bir apartman da oturuyordu.
Tatlı mı tatlı minik bir kızı vardı. Kültürel olarak ortak lezzetleri
özlüyorduk. Bir gün evini ziyarete gittiğimde bana kendisinin yaptığı baklavayı
ikram etmişti. Nasıl mutlu olmuştum anlatamam? Yok yok yufka açmamıştı .
Hindistan’da bizim kuru baklavaya benzeyen hafif tuzlu bir atıştırmalık vardı. Hint
Çayı’na batırılıp genelde tüketiliyordu. Ambalajlı kutuda satılırdı. İşte hep
derim, kaynak, malzeme ve zaman darlığı yaratıcılığı arttırıyor diye. Şerbet
yapıp bu atıştırmalığın üzerine dökmüştü. Ve sonra üzerine yer fıstığı dövüp
serpmişti. Bal gibi de baklava özlemim geçmişti bu şekilde. Micheale yerel dili
de öğrenmişti. Marathice! Ve yerel
kültür ile inanılmaz bir şekilde harmanlamıştı kendini ki hayranlık duyduğumu
hatırlıyorum ona.
Görseller / All Recipes- Delish.com - tarladalal.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder