Evetttt...2010 baharından bu yana yaşamın bana hediyelerinden biri seramik...
Oğullarımı götürürken benim de elim bulaştı "çamura"...
Bulaşış o bulaşış. 2011 baharından bu yana hemen hemen iki hafta da bir yaklaşık 5 saat atölyede çalışıyorum.
İnanılmaz odaklanıyor, rahatlıyor, anda olabiliyorum. Terapi bir çeşit ...
Neşeleniyorum, umutlanıyorum...Kabımı yeniden dolduruyorum. Tıpkı doğada uzun bir yürüyüş yapmak gibi ... Soluk alış verişim düzenleniyor...
Atölye arkadaşlarım da tam kafa dengi...
Dans ediyor şarkı söylüyor ve çamura şekil veriyoruz birlikte...
Daha bir özgür hissediyorum kendimi.
Uzun lafın kısası işte bazı çalışmalarım...Henüz fırınlanmamış çalışmaları da bilahare paylaşacağım.
İşte ilk parçam...Rengarenk ve çocuksu...
Bir çeşit nihale...
Rüzgar çanı parçaları çamurdan...Ancak banyomu süslüyorlar şimdilerde bu parçalar.
Saksı...Küçük oğlumun en sevdiği parçalardan.Sırlanmış yani renklenmiş durumda ancak ben bu halini daha çok seviyorum.
Tealight 'lık...
Meyve tabağı...
İlk rölyef çalışmam...Portfino 'nun anlamı yunuslar limanı imiş..."I found my love in Portofino" şarkısından esinlenilmiştir.
Kelebek kadın "mask"...
Su damlalarım...Uzun olan kalıpla diğeri tamamen elle çalışıldı...
AQUAMETİS...Sudan gelen Tanrıça...
Metis 'in anlamı Vikipedi 'de şöyle.
Sanskritçe "mati", "ma" kökünden geldiği düşünülmektedir. Yunan mitolojisinde, Okeanos ile Tethys'in kızı, Hikmet tanrıçasıdır. Metis, tanrıların başı olan Zeus'un ilk karısı ve akıl tanrıçası Athena'nın annesi olarak anılır. Zeus karısının hamile olduğunu öğrenince, kendi tahtını sarsabilecek, kendisinden güçlü bir çocuk doğacağı korkusuyla Metis'i yutar.Bunun sonucunda Metis Zeus'a ömrü boyunca iyi ve kötü hakkında bilgi verir. Metis'in hamile olduğu akıl ve sanat'ın tanrıçası Athena, Zeus'un başından zırhıyla çıkar.
Metis, ilahi bilginin ve kutsal aklın, yani "hikmet"in tasviri, vücud bulmuş halidir. Hikmetin sembolu olan "su", Metis'in de başlıca sembolüdür.
Benim ANKA KUŞU'm...
Yumurtalarım...
Kabuğunu çatlatıp yaşama yeniden doğan kadın...Yumurta kabuğu yaşam ile ölüm arasında ince bir çizgi/sınır olarak betimleniyor.
Narlama...
Lotus çiçeği...
Ev eşyası da yapmak lazım !...İşte yemek kaşığı koymak için yaptığım kaşıklık...
Ben keyifle çalıştım umarım sizlerde keyif alırsınız!
Sevgilerimle,
Funda,
YanıtlaSilHepsi çok güzel, ellerine sağlık. Ben en çok saksı ve narları sevdim.
Devam, yep yenilenmek lazım...
Sevgiler,
Bengi
Çok teşekkür ederim değerli geri bildirim için...sevgilerimle
YanıtlaSilgezerken bir anda karşıma çıktı bu blog..ne güzel şeyler yapmışsın,ellerine sağlık...
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim olumlu geri bildirimin için...sevgilerimle
YanıtlaSil