2 Haziran 2021 Çarşamba

Her Şey bir Oyun İle Başlar

 1967 İstanbul doğumluyum. Üsküdar Salacak 'da bostanı olan bir aile evinde büyüdüm. Hemen hemen her evin bahçesi vardı çocukluğumda. Ya da çevremizde doğa ile bezenmiş boş araziler vardı. Sokakta, bahçede, bostanda tüm gün mesaimiz vardı biz çocukların anlayacağınız. Sabah çıkar akşam girerdik eve. Yemek için meyve ağaçlarımız vardı, susarsak musluklar vardı bahçelerde. Büyük tuvalet harici her ihtiyacımı görebileceğimiz kocaman bahçelerimiz vardı. Çok şanslı idim idik...



Evimizin yakınında boş toprak bir arazi daha vardı. Bu geniş alan futbol oynamak ya da yakalamaç oynamak için ideal bir alandı biz mahalle çocukları için. Yedi sekiz bilemediniz dokuz yaşlarındaydım sanırım. Sekiz on çocuktuk her halde. Bir gün toprak araziye gittiğimizde arkadaşlarla toprak zeminin kepçelerle delik değişik edilip toprağın bir kenara yığıldığını gördük. Oyun oynamamız engellenmek istenmiş, oyun alanımıza müdahale edilmişti. Ağlamadık, korkmadık, kaçmadık...Kim önerdi hatırlamıyorum derhal bir oyun kuruldu. Herkes evlere gidip leğen, plastik torba, boş yoğurt kabı artık ne buldu ise kapıp getirdi. Arkadaşlarımızdan  biri manav biri bakkal olup toprak yığının arkasına geçti. Ve geri kalanlar sıraya girdik alışveriş için. Ve başladık alışverişe. 5 kg domates, 2 kg şeker, 3 kg patates...Ve kenarda yığılmış toprak ile doldurup kaplarımızı bir koşu gidip o deliklerin içine boşaltıp, tekrar sıraya girdik. Tüm gün çalıştık ve o delikler o gün kapatıldı. Kahkahalarla oynadık ve eğlendik. Ve en muhteşemi bir kaç gün sonra o toprak araziye demirden bir kaydırak, bir salıncak ve bir de tahterevalli geldiğini görmekti. Evet kaderi değişmişti  o arazinin o gün. Belediye resmi olarak çocuk parkı ilan etti o araziyi. O gün biz oyun alanımıza, oyun hakkımıza hatta çocukluğumuza belki de sahip çıkıp, irademizi ortaya koyup sonucunu hiç düşünmeden bir oyun oynamıştık. Yaklaşık 40/45 yıl önce oldu bu olay. Ve halen çocuk parkı bu park. Çocuklarım çocuklarımız büyüdü ve umarım torunlarımız da büyüyecek bu parkta.


Zülfü Livaneli bir yazı paylaşmıştı yakında. ''İnsan düşünebilen ve gülebilen bir varlıktır.'' demişti. Oyun oynama becerisini de eklemek istiyorum bu söze. 

Oyun sadece eğlence ya da serbest zamanı doldurmak için yapılan bir  ''aktivite'' değil. Gayet politik, yaşamsal bir varoluş şeklidir çocuk için. Çocuk oyun ile nefes alıyor ve canlılığı oyun oynama becerisi ile de ilgili bence.

Ve evet her şey bir oyunla başlar....









xxx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder