Bu başlık üniversite arkadaşım Fulya Demirer Kaplan'ın babası Yılmaz Demirer'e ait.
Yılmaz bey Cumhuriyet'in ilk valilerinden Kazım Demirer'in üç çocuğundan biri olarak 1930 yılında İzmit'te dünyaya gözlerini açmış. Avukatlık mesleğini seçmiş. Çok genç yaşta, 1991 yılında altmışbir yaşında iken vefat etmiş. Arkadaşım Fulya'nın ifadesi ile ailesi ''uğurlamış'' Yılmaz beyi.
Aşağıdaki yazıyı 80'li yılların başında kaleme aldığını düşünüyor ailesi. Tam da Türkiye için dönüm noktası olan yıllar bu yıllar. Kapitalizmin, materyalizmin derin kökler salmaya başladığı, değerleri yıpratmaya çökertemeye başladığı yıllar...
Geriye dönüp bakınca, o yıllarda ülkenin bir yol ayrımının tam da başında olduğunu görüyor insan.
Ve Yılmaz bey hepimiz adına seçmemiz gereken yolu işaret etmiş bir kartpostalın arkasına düştüğü notu ile sanki.
''Dünya görünüş olarak maddeden ibarettir. Dağ, ova, ev,para, deniz gibi. Bir de şevkat, anlayış, hürmet, sevgi ve sadakat gibi manevi kuvvetler vardır ki ancak insanlar bu manevi kuvvetlere kıymet verdiği nibette tekamül eder, yükselirler, liyakat, seciye, asalet kazanırlar.
Denilebilir ki, para olmadan hiç bir şey olmuyor. Yanlış değil bu söz. Başkalarına minnet etmeden geçinebilmek, ileriyi görebilecek kadar para kazanmak şarttır elbet, fakat ne varki hiç bir zaman ön planda yer alacak kadar kuvvetli değildir bu.
Para ile yukarıda yazdığım manevi kuvvetler kazanılır mı? Kazanılmaz değil mi? İşte anlaştık sizinle şimdi.
Gülümser nasıl bir dünyan var senin diye soruyor. Bir defa daha cevap vereyim :
Önce para sonra ruh değil, önce ruh sonra para.
Bilmem anlatabildim mi?''
Geldiğimiz bu noktada ülke, toplum olarak yanlış yolu seçtiğimiz konusunda sanırım hepimiz hem fikiriz.
Zamanı geri getiremeyiz; fakat bulunduğumuz yerden ileriye doğru sevgili Yılmaz beyin işaret ettiği yöne doğru hareket edebiliriz.
Gençlerimize, çocuklarımıza Yılmaz beyin mesajını ileterek değerlerimizin yeniden oluşmasına, yapılandırılmasına katkı sağlayabiliriz.
Bu değerli aile hazinesini bizlerle paylaştığı için arkadaşım sevgili Fulya' ya ayrıca teşekkür ediyorum.
Evet, bizim hala insana, geleceğe dair umudumuz var!
xxx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder