Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgarda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.
Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. [...] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”
Doğanın ve kalbin frekansının eş değer olarak 1 Hertz olduğunu öğrenmiştim bir eğitimde. Doğa ile özümüz aynı frekansta titreşiyor. Biz de doğanın bir parçasıyız ve ortak bir frekansta titreştiğimize göre gerçekten tüm canlılar ile gerçek bir iletişim kurabiliriz diye düşünüyorum.
Hoʻoponopono, Hawaii'de uzlaşma ve affetme uygulamasıdır. Hawaii dili kelimesi İngilizceye sadece düzeltme olarak geçer, eşanlamlılar yönetir veya denetler ve zıt anlamlıdır. Hawaii, Samoa, Tahiti ve Yeni Zelanda dahil olmak üzere Güney Pasifik'teki adalarda da benzer affetme uygulamaları uygulanmaktadır.
İşte bu kadim uygulamayı yaparak doğa ile yıpranmış hatta kopmuş bağımızı yeniden tesis edebilir güçlendirebiliriz. Kalbimizi açıp içtenlikle sevgi ile gördüğümüz her ağaca bitkiye hayvana dereye denize özetle tüm canlılara
'' Özür dilerim lütfen beni affet seni seviyorum teşekkür ederim'' diyebiliriz.
Bizim aklımızın alabildiğinin çok ötesinde bağlarla bağlıyız tüm canlılar ve doğa ile.
Tek bildiğim bu!
Ve sadece katıksız samimiyet içtenlik dürüstlükle bu uygulamayı yapmalıyız.
Yeniden tek vücut olmamız mümkün.
Sevgiyle,
xxx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder