Oğlum gibi bir çok genç YKS sınavı için aylardır ter döküyor.
Hem okullarındaki sorumlulukları yerine getirmek hem de üniversite sınavına hazırlanmanın yanı sıra son üç aydır da salgının psikolojik zorlukları ile de mücadele ettiler bugüne kadar.
Hepsi pırıl pırıl gençleri bu ülkenin. Ve hak ediyorlar iyi eğitim almayı iyi işlerde çalışıp hayal ettikleri hayatları yaşamayı.
Ve fakat maskeler düştü ve bencilliğimiz göründü.
Büyük hayal kırıklığı içindeyim ve de kızgınım.
Covid günlük vaka sayıları nerede ise Mart ayı sayılarına dönüş yaptı. İkinci dalga riski çok yükseldi. 14 Haziran'da MSÜ sınavında taşıyıcı olduğu sonradan anlaşılan bir gencin sınava alınması sonucu tüm sınıfın karantinaya alındığı haberi düştü hafta başı medyaya.
Ve doğal olarak hem ben hem de oğlum iki hafta sonra yapılacak YKS sınavı ile ilgili son derece endişe içindeyiz. Sınav yeri de belli oldu ve evimize oldukça uzak bir okulda sınava gireceğini öğrendik. Oğlum büyük ihtimalle sınava girmeme kararı alacak ki belki de en bilgece davranış bu olabilir. Onca aylık emek heba olacak.Ve fakat sağlığı her şeyden önemli.Kararına saygım sonsuz ve yanındayım.
Oysa on gün önce iş yeri güvenliği şirketi sahibi doktor arkadaşımla konuştuğumda son derece olumlu idi süreç. O da rahat olmamı söylemişti. Ve içim rahatlamıştı. Rakamlar düşüyordu.
Ve olanlar oldu. Korktuğumuz başımıza geldi.
İnsanlar hiç bir şey yokmuş gibi eski normal yaşamalarına döndü. AVM 'ler de kuyruklar, sabahlara kadar piknikler, asker uğurlamalar, ülkenin her yerine kontrolsüz seyahatlar , düğünler dernekler ve diğerleri...Üstelik maskesiz sosyal mesafesiz...
Bu süreçte maske taktığım için bile eleştirildim. Kaç kez maske takıp sosyal mesafesini korumasını hatırlattım oturduğum semtteki market çalışanlarına ve de esnafa. Bazı komşularım ve çocukları ilk günden beri site bahçesinde maskesiz oyunlar oynadı sohbetler yaptı...
Özellikle 1 Haziran sonrası sorumsuz özensiz maskesiz mesafesiz davranıp bu sonuçlara neden olan insanlara kızgınım. Ve hakkımı helal etmiyorum.
İşbirliği içinde takım olarak hareket edemedik. Herkes kendini ve o anki eğlencesini düşündü. Erteleyemedi bunu. Küçük çocuklar gibi.
Benzeri şekilde yöneticileri de eleştiriyorum. Aylardır insanlar uzmanlar çeşitli platformlardan uyarıyor anlatıyor öneriler paylaşıyor. Yok sağır olundu sanki.
Kriz yönetimi farklı bir beceri ve bakış açısı gerektirir. En ufak detayın resmin tamamını nasıl etkileyebileceğini öngörebilmek ve önceden önlemleri alabilmek gerekir.
Çok basit bir şekilde MSÜ, LGS ve YKS sınavları bittikten sonra 1 Temmuz'da normalleşmeye geçilebilirdi örneğin. Şu anda yaşanan güven krizi yaşanmaz idi. Onların da başı ağrıyor şu anda.
Hatta bugün Adalet Saray'ları açılınca yaşanan izdahamı görünce 15 yaşındaki oğlum bile ''Neden randevu sistemi ile yapılmamış işlemler .'' dedi. 15 yaşında çocuk düşünebiliyor bu detayı.
Evet maskeler düştü ve bencilliğimiz göründü.
Ya birey olarak kendi zevkimizin keyfimizin peşindeyiz ya da yönetici olarak elimizdeki gücü korumanın.
Gerçekten içtenlikle diğerini ya da toplumun tümünü düşünmüyoruz.
Herkes kendi bencil ajandasının peşinde. Duyarlı olan insanlar için sözüm meclisten dışarı elbette.
Salgın ilk başladığında kendimiz enfekteymişiz gibi davranıp diğerini gözetirsek ancak hep birlikte kurtulabiliriz demişti İngiliz bir biyolog.
İnsan türü işbirliği sayesinde yeryüzünde yaşama tutundu. Bencil olan türün yeryüzünde yaşam şansı yok.
Maske takmak seni önemsiyorum sana saygı duyuyorum senin sağlığına dikkat ediyorum demektir aslen. Diğerini düşünen maske takar. Bunu iyi anlatamadık insanlara. Ya da o kadar benciller ki algılayamıyorlar bu bakış açısını.
Ancak bencil insan öncelikli olarak kendi çıkarlarını düşündüğünden , biri maske takıyorsa o kişinin kendisinden virüs almamak için maske taktığını düşünerek alınganlık gösterip tepki verebilir diye düşünüyorum.
Diğerini düşündüğümüz kadar insanız ve de gelişmişiz.
İşte diğerini düşünerek işbirliği içinde yaşama becerisi sergileyebilen ülkeler bugün hem gelişmiş demokratik ülke olarak anılıyor hem de salgın gibi krizleri iyi yönetebiliyorlar.
Bu kadar sorumsuz bu kadar bencil bir toplum içinde yaşadığımın farkında değilmişim meğer.
Ve yüzüme vuran bu gerçeklik nedeni ile çok üzgünüm.
Şimdi daha iyi anlıyorum '''Her toplum layık olduğu gibi yönetilir.'' sözünün anlamını.
Yöneticiler toplumu yansıtıyor bana göre. Işığımızı da karanlığımız da.
Hem bireysel hem toplumsal olarak yaşadığımız deneyimimizi değiştirmek istiyorsak önce
bakış açımızı değiştirmeliyiz.
Kendimiz için değil diğeri için maske takmanın ne demek olduğunu algılayıp bu davranışı sergilemeliyiz ilk önce.
Ancak o zaman bir şansımız olacak!
Umutla,
xx
Hem okullarındaki sorumlulukları yerine getirmek hem de üniversite sınavına hazırlanmanın yanı sıra son üç aydır da salgının psikolojik zorlukları ile de mücadele ettiler bugüne kadar.
Hepsi pırıl pırıl gençleri bu ülkenin. Ve hak ediyorlar iyi eğitim almayı iyi işlerde çalışıp hayal ettikleri hayatları yaşamayı.
Ve fakat maskeler düştü ve bencilliğimiz göründü.
Büyük hayal kırıklığı içindeyim ve de kızgınım.
Covid günlük vaka sayıları nerede ise Mart ayı sayılarına dönüş yaptı. İkinci dalga riski çok yükseldi. 14 Haziran'da MSÜ sınavında taşıyıcı olduğu sonradan anlaşılan bir gencin sınava alınması sonucu tüm sınıfın karantinaya alındığı haberi düştü hafta başı medyaya.
Ve doğal olarak hem ben hem de oğlum iki hafta sonra yapılacak YKS sınavı ile ilgili son derece endişe içindeyiz. Sınav yeri de belli oldu ve evimize oldukça uzak bir okulda sınava gireceğini öğrendik. Oğlum büyük ihtimalle sınava girmeme kararı alacak ki belki de en bilgece davranış bu olabilir. Onca aylık emek heba olacak.Ve fakat sağlığı her şeyden önemli.Kararına saygım sonsuz ve yanındayım.
Oysa on gün önce iş yeri güvenliği şirketi sahibi doktor arkadaşımla konuştuğumda son derece olumlu idi süreç. O da rahat olmamı söylemişti. Ve içim rahatlamıştı. Rakamlar düşüyordu.
Ve olanlar oldu. Korktuğumuz başımıza geldi.
İnsanlar hiç bir şey yokmuş gibi eski normal yaşamalarına döndü. AVM 'ler de kuyruklar, sabahlara kadar piknikler, asker uğurlamalar, ülkenin her yerine kontrolsüz seyahatlar , düğünler dernekler ve diğerleri...Üstelik maskesiz sosyal mesafesiz...
Bu süreçte maske taktığım için bile eleştirildim. Kaç kez maske takıp sosyal mesafesini korumasını hatırlattım oturduğum semtteki market çalışanlarına ve de esnafa. Bazı komşularım ve çocukları ilk günden beri site bahçesinde maskesiz oyunlar oynadı sohbetler yaptı...
Özellikle 1 Haziran sonrası sorumsuz özensiz maskesiz mesafesiz davranıp bu sonuçlara neden olan insanlara kızgınım. Ve hakkımı helal etmiyorum.
İşbirliği içinde takım olarak hareket edemedik. Herkes kendini ve o anki eğlencesini düşündü. Erteleyemedi bunu. Küçük çocuklar gibi.
Benzeri şekilde yöneticileri de eleştiriyorum. Aylardır insanlar uzmanlar çeşitli platformlardan uyarıyor anlatıyor öneriler paylaşıyor. Yok sağır olundu sanki.
Kriz yönetimi farklı bir beceri ve bakış açısı gerektirir. En ufak detayın resmin tamamını nasıl etkileyebileceğini öngörebilmek ve önceden önlemleri alabilmek gerekir.
Çok basit bir şekilde MSÜ, LGS ve YKS sınavları bittikten sonra 1 Temmuz'da normalleşmeye geçilebilirdi örneğin. Şu anda yaşanan güven krizi yaşanmaz idi. Onların da başı ağrıyor şu anda.
Hatta bugün Adalet Saray'ları açılınca yaşanan izdahamı görünce 15 yaşındaki oğlum bile ''Neden randevu sistemi ile yapılmamış işlemler .'' dedi. 15 yaşında çocuk düşünebiliyor bu detayı.
Evet maskeler düştü ve bencilliğimiz göründü.
Ya birey olarak kendi zevkimizin keyfimizin peşindeyiz ya da yönetici olarak elimizdeki gücü korumanın.
Gerçekten içtenlikle diğerini ya da toplumun tümünü düşünmüyoruz.
Herkes kendi bencil ajandasının peşinde. Duyarlı olan insanlar için sözüm meclisten dışarı elbette.
Salgın ilk başladığında kendimiz enfekteymişiz gibi davranıp diğerini gözetirsek ancak hep birlikte kurtulabiliriz demişti İngiliz bir biyolog.
İnsan türü işbirliği sayesinde yeryüzünde yaşama tutundu. Bencil olan türün yeryüzünde yaşam şansı yok.
Maske takmak seni önemsiyorum sana saygı duyuyorum senin sağlığına dikkat ediyorum demektir aslen. Diğerini düşünen maske takar. Bunu iyi anlatamadık insanlara. Ya da o kadar benciller ki algılayamıyorlar bu bakış açısını.
Ancak bencil insan öncelikli olarak kendi çıkarlarını düşündüğünden , biri maske takıyorsa o kişinin kendisinden virüs almamak için maske taktığını düşünerek alınganlık gösterip tepki verebilir diye düşünüyorum.
Diğerini düşündüğümüz kadar insanız ve de gelişmişiz.
İşte diğerini düşünerek işbirliği içinde yaşama becerisi sergileyebilen ülkeler bugün hem gelişmiş demokratik ülke olarak anılıyor hem de salgın gibi krizleri iyi yönetebiliyorlar.
Bu kadar sorumsuz bu kadar bencil bir toplum içinde yaşadığımın farkında değilmişim meğer.
Ve yüzüme vuran bu gerçeklik nedeni ile çok üzgünüm.
Şimdi daha iyi anlıyorum '''Her toplum layık olduğu gibi yönetilir.'' sözünün anlamını.
Yöneticiler toplumu yansıtıyor bana göre. Işığımızı da karanlığımız da.
Hem bireysel hem toplumsal olarak yaşadığımız deneyimimizi değiştirmek istiyorsak önce
bakış açımızı değiştirmeliyiz.
Kendimiz için değil diğeri için maske takmanın ne demek olduğunu algılayıp bu davranışı sergilemeliyiz ilk önce.
Ancak o zaman bir şansımız olacak!
Umutla,
xx
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder