13 Mayıs 2012 Pazar

Kalahari Öğretisi / 10.Gizem

"İkisi kendilerini tanrıların kutsal evliliği için hazır ediyor. Etten dünyevi arzudan azat olmuşlar. Kurban verilmiş. Umut ve heyecanla beklemiş tanrılar aşağı inmeye hazır. Mızraklarınyüreklerinin  bu kutsal ziyaret için tuttuğu bedenlere girecekler. Bedenler değişimlerin döngüsünü , İlk Yaradılışın ilk ayrılışlar ile nihai varışlarını meydana çıkaracak tanrılar tarafından kullanılmaya hazır. Çalkalamada boşalma, ardından doldurma var. Tanrılarla et arasındaki kavşakta dünya yeniden yaratılıyor. İlk dünyaya geri dönüş sonra da ikincisine.

Canlandırılan ,dönüşün gizeminin gerçek olması. Ana Tanrıça dişiye , Baba Tanrı erkeğe adım atıyor. Artık hat boyunca , hat çevresinde dans eden tanrıların kendileri. Kavşak iki yönlü ;ruhtan insana insandan ruha. Et ile nom (süptil olmayan evrensel yaşam gücü) gidip gidip geliyor. Mızraklarınyürekleri yürektir çünkü hayat çarkını çevirmek için kullanılırlar. Bu dönüş, sadece evrensel anda olan ebedi şimdinin dönüşüdür. Dönüş nasıl size aitse, siz de dönüşe aitsiniz.

....

Gökler altında herşeyin bir mevsimi zamanı vardır: Doğmanın, ölmenin ; tohum ekmenin, ekileni biçmenin ; öldürmenin ve şifa vermenin ; yıkmanın ve yapmanın.
Ağlamanın ve gülmenin; kucaklaşmanın ve kucaklaşmadan geri durmanın; kaybetmenin elde tutmanın ve vermenin; yırtmanın ve dikmenin; sessizliğin ve konuşmanın; aşk ile nefretin; savaşın ve barışın.

....

İkinci yaradılışa bazen " kendi etrafında büyük dönüş" adı verilir. İlk yaradılışın sonu değil, yalnızca ezeli dönüşün bir parçasıdır. Dönüşü durdurmaya kalkışırsak hastalanır veya ölürüz. Dönmeye , hatları aşmaya devam etmek zorundayız. Sevginin kusursuzluğunu yaşamak için semazenler gibi döneriz.

Bir sevdiğiniz varsa zor bile görünse onunla ilişkinizi onurlandırın. Aşılacak bir köprü olmadıkça arzuladığınız aşk alınıp verilemez. Bu köprüyü kurmakve sağlamlaştırmak zorundasınız.  Diğeri, bir kalp hesabına yatırılabilir aşk istemez; bu bir hesap meselesi değildir. Dünyayı döndüren aşkın sizi diğerinden ayıran uçurum üzerindeki köprüyü aşması gerekir. Köprünüzü kurun, aşk akacaktır. Nom la sarılı olacak ve bir şarkı , bir kıkırdama , iki insanın birbirlerini mistik aşk alemine doğru çekişleri altında yatan absürtlüğe kur yapıcı bir gıcıklayışla gelecektir.

...
Aşk pek muhteşem şeydir. Gözden uzaklaşmış görünse de asla kaybolmaz. Daima el altında, herhangi bir nakil aracına atlamaya hazırdır. Bir yol belirdiğinde aşk harekete geçebilir, yola koyulduğunda da iyi gelir...

Çocuğunuzu kollarınıza aldığınızda bağlayan ve dönüştüren sevgiyi tanırsınız. Söken şafakla büyülü bir bağlantı hissettiğinizde bilirsiniz onu. Hareket aşktır. Kanatlarını çırpan herşey aşkın başlangıcıdır. Sevgi ölümden güçlüdür. Tüm yaşam amaçlarını aşar. Bütün ölü kelimeleri süpürüp atarak başkalarının yüreklerine seslenen taze sözcüklerle konuşmamızı sağlayan kudretli bir rüzgardır. Aşk söze ruh-bizi yeni doğmuş bir özgürlüğe çeken ipler- katar.



Işıksız ruhların karanlığında parlayan bir sevgi ışını olun. Tanrı sizi tutup aşığınız olmaya hazır. Bu kucaklaşmada içinizde bir uyanış başlatan titreşimi hissedin. Hayatın yaradılışına daha tam katılın. Karşınıza ne çıkarsa hayat üfleyin ona. Tanrının güneş ışığı olmaya yazılın.

Sevgi Tanrısı bir mucizedir. Seyrine, farkına varılıp kutlanacak bir çoşkudur bizim Tanrımız. Her gün üzerimize yağan lütfun bayramıyla kutlanacak bir parti olmalı. Yitik değil, karmaşa içindeyiz. Çıkmazdan çıkış hesap kitap, akıl işi değildir. Yitik olup olmamamızın bir önemi olmadığı olgusunun kutlandığı bir his - bir sevinç dalgası- ister. Yalnızca zihnimiz yitiktir. Zihninizi unutun ve yaşadığınız belirsizliğin , hayatın bir gizem olduğunu teyit ettiği bilgece olguyu kutlayın. Ne kadar fazla gizemle karşılaşırsanız Tanrıya o kadar yaklaşırsınız. Umutsuzluğa kapılmayın. Eve dönüşünüzmüş gibi kutlayın. Tanrının çoşkun kucaklamasında yuvaya dönüyorsunuz. Bu sınırsız sevgi sizi tutuşturacak.

Şimdi kendime dönüyorum..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder