16 Haziran 2018 Cumartesi

Tür Anayayası Hemen Şimdi!


Sabah  hayvana şiddetin suç sayılması ile ilgili kampanyayı imzalarken içime gelenleri paylaşma ihitiyacı duydum.

Gezegen üzerinde nefes alan tüm canlılar eşit haklara sahip olmalı aslında. Bunun aksi de bir nevi ayrımcılık ki ben buna  "türcülük" dedim bugün. 



İnsan hakları hayvan hakları çocuk hakları doğa hakkı gibi ayrımlar algı bozukluğu yaratıyor sanki. Biri diğerinden üstünmüş gibi! Biz insanlar  sadece ve sadece aynı gezegeni paylaşıyoruz tüm canlılarla. Bunu tüm insanlık ailesinin idrak etmesi geleceğimiz için çok önemli. 

Biz insanlar yaşam piramidinin tepesinde değiliz, yaşam çemberinin bir halkasıyız! Bu idrak aşılanmalı yeni nesillere. Bu algı yanılsamasının oluşumunda tek tanrılı dinlerin etkisini ve bu algının da tamamen kapitalist sömürgeci sermayeye hizmet eden duruşunu  not düşmeden geçemeyeceğim.

Özet ile tek bir evrensel tür hakları tanımı olmalı . Tüm türlere eşit hakların tanımlanarak içeriğin genişletildiği daha kapsayıcı koruyucu bir "tür hakları manifestosu"  yazılmalı. Bir nevi TÜR ANAYASASI ...Türler arası ilişkileri de içerir şekilde yapılandırılmalı.

Gezegenin acil buna ihtiyacı var zira...

Ağaçlar da nehirler de dağlar da bu kapsama alınmalı... "Canlılık"  tanımı anahtar kelime burada...Hukukta yeni bir alan açılır belki de. Türler arası ilişkileri belirleyen tanımlayan. Hatta ağaçların ırmakların şahıs gibi yasal haklarının tanımlanarak hukuksal olarak temsil edilebildikleri bir yeni dünya düzeni hayal ediyorum.

Hindistan, Yeni Zellanda, Ekvador gibi ülkelerde bu doğrultuda adımlar atıldı çoktan. Irmaklar yunuslar şahıs statüsü kazandı ve haklarını koruyabiliyorlar.

Dünyada bu konuda ciddi çalışmalar kampanyalar var . Toprakana Hakları isimli linki paylaşıyorum. Birleşmiş Milletler'i davet ediyorlar aksiyon almaya. İnsanın doğa ve tüm canlılarla ilişkisini yeniden yapılandırmak üzere...

 http://www.rightsofmotherearth.com

Farklı kulvarlarda mücadele veren tüm ülkesel ve küresel  STK lar Tür Anayasası ve/veya Toprakana Hakları için bir araya gelip kamuoyu yaratsa...Binlerce milyonlarca insana ulaşılsa ve de gezegende yaşamın sürdürülebilirliği için bu ve benzeri açılımlar yaşama geçirilse...

Bu mümkün...

Tür Anayasası Hemen Şimdi!

13 Mayıs 2018 Pazar

Bu Yaz Bizim Bu Park Bizim


İki yıl önce doğup büyüdüğüm mahalleme geri döndüğümde 2005 doğumlu oğlum yeni ortama uyum sorunu yaşadı. Hiç arkadaşı yoktu burada.. 2016 yazında hem oğlumu yaz okuluna  gönderme imkanım olamadığından hem de oğlumun yeni ortama uyumu için  10 günlük mahalle çocuklarına yönelik bir dizi etkinliği mahalle muhtarımızın da bizzat destekleri ile  organize ettim. Resim dans müzik drama satranç kitap/oyuncak takas gibi başlıklar dahilinde. Hatta 1 gece çocuklara park sineması yaptık. Loraks filmini izledik.Oğlum asistanım oldu. Çok beğenildi etkinlik ve oğlum da yeni arkadaşlar edindi.

2017 yazında  ise evelki  seneki deneyimden ilham ve cesaret alarak  mahalle parkımızda yaz boyunca çocuklara yönelik mahalle gönüllülerimizle bir sıra etkinlik organize ettik. Anneler ve babalar ve mahalle sakinlerimiz gönüllülerimiz aslen. Ben projenin kolaylaştırıcısı olarak destek verdim.

Bir gönüllümüz de  aşağıdaki   afişi oluşturdu destek olarak örneğin.Kendisi grafiker. Mahalle esnafımız afişleri astı dükkanlarına. Hatta sağlık ocağımızın Dr' u da kendi odasına astı afişimizi.



Hem çocukları hem de ebeveynleri kaynaştırmak sosyalleştirmek bir nevi çocukluğumuzdaki mahalle kültürünü yeniden inşaa etmeye hatta mahalle insiyatifini oluşturmaya yönelik bir amaç ile yola çıktık. Yara almış zayıflamış toplumsal bağları güçlendirmek kendiliğinden gelişen bir sonuç oldu.  Toplumun tüm renklerini ortak ihtiyaçlar alanında buluşuyor. Her anne baba çocuğunun sağlıklı mutlu ve başarılı birer birey olmasını ister. Toplumun her kesiminden insanların katılım gösterdiğini birlikte şarkı söyleyip dans edip güldüğünü eğlendiğini görmek çok mutlu etti bizleri.

Çok ilgi ve katılım gördü bu etkinlik.Hatta diğer mahallelerden de katılım talebi geldi ve kaynak/alt yapımızla ancak azami 30 çocuğa alan açabildik. 

Tüm etkinlikler ücretsiz olarak mahallemizin tüm çocuklarına açık olarak sunuldu.

Sanat müzik çevre beslenme takas gibi konularda atölyeler yapıldı. İlk etkinlik parkımızın hikayesi  ve ağaçların tanıtımı ile başladı. Her Çarşamba Park Sineması adı altında açık hava sineması yaptık. Yine çevre bilinci veren çocuk animasyonları ağırlıklı olarak yer aldı.

Hatta bu etkinliği duyan seramik sanatçısı bir arkadaşım gönüllü olarak çamurlarını alıp geldi. Yine başka bir DR  arkadaşım da sağlıklı beslenme ile ilgili bilgi paylaşımında bulunmak üzere  gönüllü olarak minik şefler etkinliğimize katılma niyetin iletti. Benim anaokulu öğretmenim de ricamı kırmayarak  kolaj çalışması yaptırdı çocuklara. Yıllar sonra çocuklarla yeniden bir arada olmaktan çok keyif aldı.

Doğup büyüdüğüm ve hatta parkımızın çocuk parkı olmasında  bizzat katkısı olan "çocuklardan" biri olarak bu park ile özel bir bağım var. Benzeri bağı çocuklarımızın da kurabilmesinin onların sağlıklı bireyler olarak yetişmesinde önemli bir faktör olduğunu düşünüyorum.

Harika bir yaz oldu hepimiz için diyebilirim. Özellikle de çocuklarımız için. Her gün niye yok etkinlik diye soruyorlardı. Hatta bu bahar  çocuklar  muhtarımıza giderek   ne zaman başlayacak filmler etkinlikler diye sorular sordular.

Temmuz ayı etkinliklerimizin özeti bir videoyu paylaşıyorum. Ağustos ayı ve kapanışımız için de çekimler yaptık paylaştık mahalle grubumuzda. Kapanışta dekotarif objeler yapan bir gönüllü annemiz çam kozalaklarını renkli boyayarak dekorasyon objeleri yaptı ve tüm gönüllülerimize park afişimizi içerir teşekkür sertifikası ile hediyeleri verildi.





Bu projenin gerçekleşmesinde mahalle muhtarımızın bire bir desteğini aldık. Etkinlik günleri geç saatlere kadar mesai yaptı bizi desteklemek için. İki yaz ayı boyunca bizlerle birlikte idi. 

İnsanı hatırlamak insanın içindeki iyiliği harekete geçirmek gibi temalar su yüzüne çıktı sanki. Ben nasıl destek olabilirim sorusunu sordu insanlar?

Hayalim parkımızdaki bu pilot çalışmanın diğer mahallelere de yayılması. Hatta tüm İstanbul ve diğer illere zaman içinde. 

Tahmin edemiyeceğiniz temaslar oluyor çocuklarla.

Bez afişimizi boyarken minik bir kıza diğer arkadaşı "Güzel çiz çiçeğinié demişti örneğin ve ben de ismini sorarak "Ben güzel bir çiçek istemiyorum Ada'nın çiçeğini görmek istiyorum demiştim. Ve bilin bakalım ne oldu! Muhteşem çok özgün bir çiçek çıktı minik kızın ellerinden.

Başka bir gün yüz boyaması yapılırken minik bir oğlan gelip " Kırmızı kız rengi mi?" diye sormuştu. Ben ise renklerin cinsiyeti olmadığını istediği renk ile yüzünü boyayabileceğimizi söyleyince spiderman olmak istediğini söylemişti.

Sanırım anladınız ne demek istediğimi.

Buradaki sihir mahallemizdeki tüm anne ve babaların gönüllü olarak kendi hobi ya da mesleki becerilerini tüm çocuklarımızla paylaşmalarında idi. Zamanımızı ve sevgimizi verdik.

Bir kaç boya için belki 100 TL harcanmıştır.

Sinema günlerinden birinde mahalleli bir teyzemiz patlamış mısır gönderdi çocuklara.

Bu etkinliği duyan belediyemiz ise bir sinema gününe dondurma yolladı..

Şu öğrendim kendi adıma. İyi niyet ile kalbinizi açıp yola çıkınca herkes size destek olmak istiyor.

Bu projeyi kademeli olarak büyütüp tüm yurt çapındaki parklara yayabilmeyi gerçekten çok isterdim.

Bir kaç STK ile yazıştım ve hatta bir bireysel sosyal sorumluluk projesine katıldım ancak bir sonuç alamadım.

Ve buradan herkese açıyorum projeyi. Çok daha iyi projeleri hayata geçirebilmeniz için  ilham olur umarım.

Kim bilir ne sanat zanaat ustaları müzik folklor eğitmenleri vardır sizin mahallenizde de? 

Ülkenin aydınlık yarınlara ulaşabilmesinde sanatın müziğin tiyatronun  felsefenin sporun çocuklarımızın yaşamı ile daha çok temas etmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Birlikte şarkı söyleyen dans eden çocukların birbirlerine daha sevecen ve empati ile yaklaşacağına inanıyorum.

Elimiz kolumuz bağlı oturacağımıza çocuklar için parklara çıkalım bu yaz. 

Elimizden gelenin en iyisini yapmak yeterli.

Üstelik içinizdeki çocuk da inanın çok eğlenecek mutlu olacak.

BU YAZ BİZİM BU PARK BİZİM 

HAYDİ SEN DE GEL!



Proje özetini aşağıda paylaşıyorum...



PROJE ADI          PARK YAZ OKULU


YER                      Mahalle Parkı Açık Alan
                                  
PROBLEM  TANIMI

Teknoloji çağında metropollerde yaşayan çocuklar gittikçe yalnızlaşıyorlar. Özellikle yaz aylarında yaz okuluna gidemeyen çocuklar için yaz ayları her türlü ekran karşısında geçirilen günler anlamına gelebiliyor. Soyallikten uzaklaşabiliyor  ve dolasısıyla içinde bulundukları topluma aidiyet duyguları zayıflıyor.   Ayrıca gerek obesite gibi sağlık sorunları ile ve gerekse de çeşitli iletişim sorunları ile yüz yüze kalabiliyorlar. Benzeri şekilde sosyal hizmetler  tarafından bakım gören çocuklarımız toplum dışında yalnızlaşabiliyorlar.

PROJE  AMACI  

Temmuz ve Ağustos ayları boyunca mahalle gönüllüleri ile haftada 3 gün ücretsiz etkinlikler düzenleyerek gerek mahalle çocuklarının gerekse de sosyal hizmetlerde bakım gören çocukların mahalle parkında bir arada etkinliklere katılarak birlikte oyunlar oynayarak sosyalleşmelerinin ve aidiyet duygularının pekiştirilmesisinin tesis edilmesi.

PROJE YEREL DESTEKCİLERİ

Mahalle muhtarı, yerel esnaf,mahalle sakinleri ve gönüllü anne / babalar

PROJE  KAPSAMINDA TANIMLANAN FAALIYETLER

Mahalle gönüllüleri tarafından tespit edilecek gün ve saatlerde atölyeler oluşturalacaktır. Her bir etkinlik çocukların odaklanmaları dikkate alınarak 1 saat sürecektir.

Mahalle gönüllülerinin hobisel ya da profesyonel yaptığı etkinlikleri parkta  açılacak atölyelerde çocuklarla birebir birlikte uygulamasını bekliyoruz.

Kuş evi yapımı, taş boyama, resim atölyesi, müzik aletlerinin tanımı ve ritim atölyesi,  minik şefler atölyesi, seramik atölyesi, masal okuma ve resim etme atölyesi, toprak ve kompost yapımı, kitap oyuncak takası, sağlıklı beslenme,satranç,dans, yoga, ağaç tanıtımı ve temel bahçecilik bilgileri başlıklarında çeşitli atölyeler kurgulanacaktır.

KATILIMCI SAYISI

Her bir atölye gönüllüsü azami 20 çocuk ile çalışabilmektedir. Aynı anda bir den fazla atölye gönüllüsü olması halinde doğru orantılı olarak katılımcı sayısı artabilir. Afişlerle veya sosyal medyadan etkinlikleri duyan ya da o anda spontan parkta olan 6-12 yaş arası çocuklar katılımcıları oluşturmaktadır. Diğer yardımcı gönüllüler etkinliklerde atölye gönüllüsü anne/baba ya destek verebilir.
  

PROJE SONRASI YEREL KAZANIM

Kazanımları 4 ana başlıkta irdeleyebiliriz.

Sağlık
Etkinlikler sırasında bir beslenme uzmanı tarafından çocuklara sağlıklı beslenme ile ilgili oyun içerikli bir aktivite sunulacaktır.
Çocuklar günün belirli saatlerinde aktif olarak hareket edebilecek, temiz have ve gün ışığı alabilecektir.
Dışarıda olmayı benimseyen seven ve arkadaş çevresi edinen çocuklar daha fazla parkta arkadaşları ile oynamak için  dışarı çıkacaktır.
Tüm bu faktörler dahilinde  obesite ile mücadele de daha başarılı olunabilecektir.

Eğitsel
Finansal yeterliliği yetersiz olan ve çocuklarını özel ya da yaz okullarına veya sanatsal atölyelere gönderemeyen ailelerin  çocukları okulda aldıkları eğitimden farklı disiplinlerde sanatsal eğitsel atölyelere katılım gösterebilecektir. Çevre bilincini geliştirmek  ve sağlıklı bireyler olmak etkinlikler boyunca işlenen ana temalar olacaktır.  Bu şekilde eğitimdeki adalet bir ölçüde olsa tesis edilebilecektir.

Psikolojik
Çocukların ve ebeveynlerinin iletişim empati becerileri gelişecekve bir takım ruhu içinde uyumlu ortak hedef doğrultusunda işbirliği ile çalışması tesis edilebilecektir.
Bu hem çocuklarda hem de ebevenlerde bağ kurma ve aidiyet duygusunu geliştirecektir.
Mahalle ortamında kabul gören ve bağ kuran çocukların alkol sigara uyuşturucu gibi maddelere karşı doğal bir direnci gelişecektir.Birey olma yolunda kendilerini ifade edebilecekleri dil din ırklarına bakılmaksızın  oldukları gibi kabul edilebilecekleri bir alanda olmak , çocukların özgüven ve değerlilik duygularını pekiştirecektir. Bu şekilde çocuklar çağımızın “şiddet hastalığı”na karşı bağışıklık kazanacaktır.

Toplumsal Yaşam
Toplumun her kesiminden insanın buluştuğu bir alan oluşturulacak olup , ortak ihtiyaç ve hedefler doğrultusunda hem etik hem maddi değerlere sahip çıkılarak ,  yerel demokratif insiyatifin gelişmesi desteklenecektir. Toplumdaki ötekileştirme ve bölünmeye karşı anlayış işbirliği ortamı yaratılacaktır. Ayrıca sosyal hizmetlerde bakım gören çocukların mahalle ortamında diğer çocuklar ile kaynaşarak toplum ile bağ kurması tesis edilebilecektir.

 PROJE SONRASI SINIR ÖTESİ ETKİ

Toplumu oluşturan bireylerin fiziksel zihinsel ve duygusal sağlıklılıkları yurtta ve dünyada barışa hizmet edecektir.




20 Ocak 2018 Cumartesi

Kalbin Dansı Başlasın

Yıllar önce bir iletişim eğitiminde pozitif ve negatif egomuzu yansıtan  kişileri hayatımızdan bulup tespit etmemiz istenmişti. Sanırım 2009 veya 2010 yılı idi. Çok detayını hatırlamıyorum çalışmanın.



Ve ben şahsen tanıdığım iki kadını belirlemiştim kafamda.

Negatif egomu ve pozitif egomu temsil eden iki tanıdığım kadını.

Ve bugün inanılmaz olarak bu iki figürün tam tersi yer değiştirdiğini gördüm içimde.

Pozitif egomu temsil ettiğini düşündüğüm kadın erile yaşama ve kendine aslında güven sorunu olan dişiliği ile barışık olmayan bir kadın idi. Ailesinden ve özellikle babasından aldığı sözde terbiye ile güven konusunda sık sık kendi içindeki boşluğa düşen ve bunu ilişkide olduğu insanlara yansıtan bir kadın. Güçlü tek başına ayakta kalmış çocuklarını büyütmüş ruhani yolda yürümüş yol gösteren şifacı olmuş bir kadın.  Ancak kalbinin en derin arzusu olan, güvendiği bir erkeğin onun kalbini istemesi , kalbini bu erkeğe teslim edebilmesi ve de  bu erkek tarafından alınmak  gerçekleşememişti hayatında. Bu kadın kariyerini eşini parasını pulunu bolluğunu bereketini kendi elleri ile itmiş kendinden uzaklaştırmış yalnız bir kadın. Elbetteki kendi gerçekliği içinde mutlu bir kadın ve fakat benim seçimimim bu değildi artık.

Negatif egomu temsil ettiğini düşündüğüm kadın  kendine son derece güvenli (halen abartılı da bulsam) dişiliği ile barışık bir kadın idi. O da güçlü tek başına ayakta kalmış çocuklarını büyütmüş , haklarını sonuna kadar talep etmiş almış, mantık ve duygu dengesini kurabilmiş bir kadın idi. Haklarını talep ediş ve iletişim şekli ile ilgili kendimi güvende hissetmediğimi hatırlıyorum sadece. Bana gösterdiği yüzü o zamanlar sinsi agresif içten pazarlıklı bir yüz gibi gelmiştiki bana. Hatta bir keresinde bana ''Biz düşman mıyız ki canım ?'' demişti ki iliklerime kadar titremiştim. Bu kadın şimdilerde sevdiği işi  bolluk bereket içinde deneyimliyor ve de onun kalbini isteyen bir erkek ile yollarını birleştirdi. İlk eşinden olan çocukları kendi yollarında. Mutlu bir kadın olduğunu düşünüyorum. Ve ne ilginçtir ki benim kendimi en çok olduğum kadın olarak hissettiğim şehire, Paris'e yerleşti veya yerleşecek yakınlarda sanırım.Çok mutluyum onun adına.

Ruhani konuları kendi gerçeğimizden kaçma yolu olarak kullandığımızı düşünmüşümdür zaman zaman. Görmek istemediğimiz temas etmediğimiz benlik parçalarımızı belki de yok saymamamıza fayda sağlıyor idi.Ruhani ego da başka bir konu. Özet ile hem fiziksel hem de ruhsal varlıklar olduğumuzu hep hatırlamak durumunda olduğumuzu tekrar kendime hatırlatma ihtiyacı duydum bu vesile ile. bir kez daha...

Ve işte bu içimdeki ego profilleri bire bir zıt kutuba shift (sıçramak) etmişti. Yer değiştirmişti!

Aklıma dünyanın manyetik kutuplarının yer değiştirmesi geldi neden ise.

Benim de kutuplarım yer değiştirmişti işte ve bu çok iyi bir işaret idi!

Kalbimin kutupları yer değiştirmişti!

Kader denilen o zorunlu istikametten özgürleşmiştim sanki.Pusulam artık başka bir yöne dönmüştü.

 Kuşlar gibi hafif hissettim kendimi. Özgürdüm!



Bu sabah içsel yolculuğumun ikinci safhasına 2008 Mart ayı itibarı ile başladığımı ve bu sene 10. yılımı kutlayacağımı düşünmüştüm. Yolculuğumun ilk safhası 1993 yılında başlamıştı.

Ve evet tüm bu yolculuğun sonunda geldiğim noktadan çok ama çok  memnunum. İçimde bireysel devrimimi gerçekleştirmiş gibi hissediyorum. Bundan daha büyük nasıl bir hediye verebilirim ki kendime?

Bu yolculuk sırasında tatlı acı anılarla yolculuğumda bana eşlik eden tüm yol arkadaşlarıma sevgi ve şükran duyuyorum kalbimde.

Özellikle de bu yolculuğun en zorlu etabında benim dalgalanmalarımdan inişlerimden çıkışlarımdan karanlığımdan korkmadan bana derin mevcudiyetini, sevgisini, özenini sunan sevgili dostuma...

Şimdi yolculuğun 3.safhası başlıyor...Bunu biliyorum...Şükrediyorum!

Dün karşıma çıkan bir yazı ''LOVE NEVER GIVES UP'' diyordu. Sevgi asla vazgeçmez...

Evettt 2018 kalbin  yılı olacak!

Hadi kalbin dansı başlasınnnnnn artık...

Sevgiyle ,







xxx

19 Ocak 2018 Cuma

WORDS OF THE DAY

LOVE NEVER GIVES UP...








X

10 Ocak 2018 Çarşamba

WORDS OF THE DAY

YOUR HEART IS  A TREASURE

YOU CAN ONLY SURRENDER YOUR HEART TO THE ONE

WHO DEDICATE ONESELF TO YOUR HEART















XXX