23 Haziran 2019 Pazar

Obama'lar ve Yeni Liderlik

Michelle Obama'nın Benim Hikayem isimli otobiyografisini okudum.



Kendisinin ve eşi Barak Obama'nın hikayelerinden ve kişiliklerinden oldukça etkilendim.

Son derece mütevazi işçi ailelerin çocukları olarak dünyaya gelmişler.

Michelle'in babasının ciddi bir kas hastalığı var ve hiç şikayet etmeyen her şeye rağmen çocuklarına ve eşine hiç bu zorluğu hissettirmeden yıllarca çalışıp didinen onurlu bir baba. Michel'in babası ile gerçekten sevgi dolu özel bir ilişkisi var. Keza ağabeyi de Michelle'in hayatında çok önemli bir figür.

Harward Hukuk mezunu olarak son derece havalı bir hukuk bürosunda işe başlıyor Michelle. Hedefi bir gün büronun ortağı olmak. Ve fakat kendini gerçekleştirmek kendi ideal ve değerlerine uygun bir yaşam sürdürme arzusu baskın gelerek , yıllık gelirinin yarısına düşmesine rağmen belediyede yerel halk ile çalışabileceği bir işe giriyor.

Hoşuma giden bir detay da o hukuk bürosuna staj yapmak üzere gelen yine Harward 'lı Barack isimli genç bir adamın sorumluluğunun Michelle'e verilmesi. Zaten böyle tanışıyorlar.

Amerika'nın tüm dünyadaki etkilerini hepimiz biliyoruz. Bu anlamda bu iki insana ne kadar hayranlık duysam da, kendi kişilikleri ne kadar adil, eşitlikçi ve aydın olsa da ülke politikalarının dışına pek çıkamayabileceklerini de görüyorum, anlıyorum.

Ve herşeye rağmen takibe aldım bu iki figürü tweeter da.

Geçen gün Barack Obama aşağıdaki metni paylaşmıştı. Çift kar amacı gütmeyen bir vakıf kurmuş 2014'de.

https://www.obama.org

''Juneteenth(*)  de kuruluşumuzun vaatini gerçek kılma yeteneğimizi kutluyoruz ki he birimizin içindeki şey   Amerika nın henüz bitmediğini söylüyor ve  hepimizi  bsevdiğimiz bu ülkeyi en yüksek ideallerimizle uyumlayana kadar adelet ve eşitlik için savaşmaya zorluyor.''


Ve işte bu paylaşım sonrası siyah beyaz hatta İngiltere'den bile bazı izleyicilerin mesajları ...

''Gerçek Başkan''.

''Efsane.''

''Amerikan tarihinde bugüne kadar gelmiş en iyi başkan.''

''Barış ve onuru yeniden inşa etmek için tekrardan gelir misiniz?''

''Hala Başkan vari sözleri olan ve çok iyi yazılmış. Teşekkürler Başkan Obama.''

''Eksik olanı ve yeniden tamir edilmesi gerekeni çok iyi hatırlatıcı. Liderliğinizi özlüyoruz.''

''Bizlere ve ülkenize mükemmelikle, haysiyetle, zerafetle hizmet ettiğiniz için teşekkürler.''

''Onu İngiltere  için ödünç alabilir miyiz?                    

''Sen sevginin tanımısın. Seni başkanım olarak çağırmaktan onur duyuyorum. Sürekli olumlu duruşunuz ve sevgi ile kabule yönelik mesajlarınız için teşekkürler.''

''Bu çok doğru mesajın güzelliğinden  gözlerim doldu.Onu özlüyorum.''
                 
''Sen hep benim başkanım olacaksın ve sonsuza kadar kalbimde yer alacaksın.''

''BİRLİK.''

''Çok iyi söylenmiş. Anlamlı ve zarif her zamanki gibi. Çok özleniliyorsun.''

''Gerçek liderliği özlüyorum.''

Herşey zıttı ile var sözünü bilirsiniz. Karanlıkta ışığın ne anlam ifade ettiği daha iyi algılanır.

Amerikalılar Trump travmasından sonra gerçek liderliği ve bu kavramın içeriğini iletiyorlar aslında bir anlamda bana göre.

Bugün yeryüzünde tüm insanlar, ötekileştiren bölen  değil birleştiren, kayıran değil adil ve eşitlikçi olan, liyakata ve dürüstlüğe önem veren ve de öyle olan liderlere ihtiyaç duyuyor.

Hatta insanlığın ortak derdimiz İklim Değişikliği konusunda hem fikir olduğunu ve de ülke liderlerinin artık yeryüzünde barışı refahı adil paylaşımı kurgulayacak yeni vizyonlar sergilemelerini istediklerini bunu beklediklerini düşünüyorum.

İnsanlık mevcut sistemlerin liderlik algısının ötesine geçti.

Tüm dünyaca kabul gören evrensel bir lider olmak için bu gezegeni ve üstünde yaşayan tüm varlıkların haklarını hukuklarını gözetmek zorundasınız.

Podcast yayına başlayacakmış Obama çifti. ''Söylenmeyenleri söyleyeceğiz '' diyorlar.

Merakla bekliyorum.

Bizim ülkemizde de yeni bu tüm ülkeyi ve dünyayı kucaklayacak liderlerin artık sahaya çıkmasının vakti geldi.

Zaten mavi gözlü sarışın muhteşem bir rol modelimiz var ülke olarak.

(*)Juneteenth Independence Day veya Freedom Day olarak da bilinen Juneteenth, 19 Haziran 1865'te anılan, ABD'nin Teksas eyaletinde köleliğin kaldırıldığını ilan eden ve daha genel olarak eski Konfederasyon boyunca köleleştirilmiş Afrikalı Amerikalıların serbest bırakıldığını ilan eden bir Amerikan tatilidir. Amerika Devletleri















xxxxx

Singapur' un Başarısının Sırrı


Kishore Mahbubani, Singapurlu bir akademik ve eski diplomattır. Halen Singapur Ulusal Üniversitesi'ndeki Lee Kuan Yew Kamu Politikası Okulu'nda 9 aydır başarılı olan bir kıdemli danışman ve profesör.

Bugün üniversiteli arkadaş grubumuzda bir arkadaş paylaşmış yukarıdaki videoyu.

Benim yeni tanıştığım bir kişi bu anlamda.

Bir çok kitap yazarı ve Türkçe'ye çevrilmiş bir de kitabı var.

Videoda çok fakir bir ailenin çocuğu olarak Singapur'da doğduğunu ve okula ilk gittiği gün yetersiz beslenme nedeni ile bir beslenme programına dahil edildiğinden bahsediyor.

O zamanlar Singapur inanılmaz sefalet içinde. Bugün nereye geldiğini hepimiz biliyorz Singapur'un.

İşte 3.dünya ülkesi olmaktan 1. dünya ülkesi olmanın üç ana sırrını anlatıyor videoda.Bu üç sırrı da sistemi ya da ülkeyi ayakta tutan kolonlar olarak tanımlıyor. Ve bu üç sırrı uygulayan her ülkenin çok başarılı olacağını anlatıyor.

Bunlardan biri Meritrokrasi (M) . Meritokrasi, yönetim gücünün, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare gücü, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır, kayırma yoktur. Bildiğiniz liyakat olayı. 3.dünya ülkelerinde özellikle finans hazine ile ilgili işlere akrabaların atandığını ve konusunda uzman en iyi insanların atanmadığını söylüyor. Öyle kuzenim şuraya gelinim buraya  damadım o tarafa olayı yok Singapur'da özetle.

İkinci kolon Pragmatizm (P). Kedinin siyah mı beyaz mı olduğu önemli değildir. Kedi fareyi yakalıyorsa o iyi bir kedidir şeklinde anlatıyor bu kavramı. Singapur'un hem kapitalist hem de sosyalist sistemden esinlenerek melez bir sisteme sahip olduğunu vurguluyor. Burada kavramlara izmlere diğer bir deyişle  kutulara sıkışmayıp en işleyen fonsiyonel bölümlerin sisteme dahil edildiğinin altını çiziyor. Yani hiç bir ideolojinin içine sıkışıp kalmamak. Bana göre ülkeye ve ülke ihtiyaçlarına göre en işlevsel uygulanabilir yöntemi oluşturmuşlar özgürce. Dünya da bir çok model var incelenebilecek.

Üçüncü kolon ise Honesty (H) . Dürüstlük. Başarılması en zor olanın bu olduğunu ve bir çok ülkenin gelişmekte ve genel anlamda başarısız olmasının önde gelen nedenlerinden bu kavramın hayata geçirilememesi olduğunu ifade ediyor. Burada memurların değil de kıdemli yöneticilerin , örneğin bir bakan  bir iş insanı ile tatile çıkması durumunda  hapse gönderilmesi şeklinde bir modelin hayata geçirilmesi ile, tüm sisteme önemli bir mesaj verildiğini ifade ediyor. Bakan neden hapse girdiğini sorduğunda ise ''İş insanı senin tüm tatil masraflarını ödediği için ki bu da yolsuzluktur.'' şeklinde yanıt veriliyor kendisine. Ve o zaman herkes o dikkat etmeliyim der ve dürüstlük faktörü yaşam bulur. İşte Singapur'un başarısının en önemli sırlarından biri olan dürüstlük bu şekilde gerçekleştirilmiş olur.

Bu videoyu izlediğimde Atatürk'ün tüm sistemleri inceleyerek bizim coğrafyamızda ve insan profilimize uygun olabilecek en iyi modelleri sentezleyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin temel taşlarını attığını görüyorum.

Onun açtığı yolda ilerleyebilse idik, eminim dünyanın ilk üç ekonomisinden gücünden biri olurduk.

Hiç de alçak gönüllü olmaya gerek yok.

Anadolu tam bir gen havuzu.

İnsan ırkı biliyorsunuz hayvanların tersine,  ne kadar farklı genler karışır ise o kadar daha yüksek bir performans sergiliyor. 

Eminim ki bu ülkenin toprakları üzerinde emellerini hala koruyan ülkeler bunu çok iyi bildiklerinden var güçleri ile bizi Atatürk'ün yolundan alı koymaya çalıştılar.

Köy Enstitüleri'nin kapatılmasından, tarikatların palazlanmasından, darbelere...Siz zaten biliyorsunuz hikayenin bu kısmını.

İşte şimdi Ekrem İmamoğlu ile yeniden Liyakat, Pragmatizm ve Dürüstlük üç ayağı ile İstanbul'dan başlamak üzere tüm ülkeye yayılacak şekilde ülkenin tekrardan Ata'mızın gösterdiği yöne doğru kırabiliriz geminin dümenini.

Sonuçta hepimiz aynı gemideyiz.

Gemi demişken bir kaç sene önce bir benzetme ilgimi çekmişti. Titanik buzdağına çarpıp batmıştı . Günlük çıkar çatışmalarını da işte Titanik'teki şezlong kavgalarına benzetmişti bir köşe yazarı.

Bizlere burada günlük ya da kısa vadeli bireysel çıkarlarımızı bir kenara koyup , ülkenin toplumun en yüksek menfaatine olacak, bizleri hep birlikte daha refah ve huzurlu bir geleceğe taşıyacak ortak değerlere odaklanmamız gerektiği ve seçimlerimizi de buna göre yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Ani bir manevra ile ufuktaki buzdağından sıyrılmamız mümkün.

Yeniden toparlanmak ve bu üç kolon üzerine ülkeyi taşımak için önümüzdeki dört sene çok önemli.











xxxxx


GÜNÜN SÖZÜ / WORD OF THE DAY

''İnsan ne kadar yükselirse, gönlü o kadar alçalmalıdır.'' Çiçero

''The higher a man rises, the lower his heart is.'' Cicero















xxxxx

19 Haziran 2019 Çarşamba

Vicdan İle Sohbete Davet

Antik Mısır ile ilgili bir felsefe toplantısında kürsüdeki akademisyen Antik Mısır inancına göre ölümden sonra olacaklar ile ilgili bilgiler paylaşıyordu.

 ''Kalbin tartılması'' olarak ifade edilen  aşağıdaki görseli bilirsiniz.


Antik Mısır'da ölünün, ölümden sonraki yaşamını kalbinin gerçeğin tüyü karşısındaki ağırlığının belirlediğine inanılırdı. Tanrıların yazıcısı olan Thot ve mezarlıkları koruyan Anubis, ölüyü dinledikten sonra teraziye bakacaklar ve eğer Thot terazinin iki kefesinin dengede olduğunu yazabilirse, kefenin birisinde ölünün vicdanının ve iradesinin simgesi olan kalbi, diğerinde ise Maat´ın yani gerçeğin tüyü vardır, yani gerçek tüy kadar hafiftir. O zaman ibis kuşu kafalı Thot, ölüler tanrısı Osiris´e dönecek ve ölünün kalbinin doğru olduğunu ve kalbin tüyden ağır olmadığını söyleyecektir. İşte o zaman ölü, ebediyen istediği yerlere gidebilir, canlıların arasına, yerin altına, Samanyolu´nun derinliklerine...Gökyüzünde parıldayan yıldızlardan biri olacaktır.  Artık o bir ölü değildir, ölümsüzlerle beraberdir. Eğer kalp ağır gelirse kişinin iyilikten daha çok kötücül olduğu kabul edilir ve kalp timsah kafalı bir iblis tarafından yutulur.

Kalbin tartılması sırasında ölünün dinlenmesi bölümü benim için yeni bir bilgi idi. ''Olumsuz İtiraf '' olarak aktarılan aşağıdaki metinin, ölü tarafından ifade edilmesinden bahsediliyordu.

Yani ölü bu metni ifade ederken kalbine karşılık gerçeğin tüyü tartılıyor, söylediklerinin doğruluğu ölçülüyordu terazide.

Bir anlamda kendi vicdanımız ve irademiz bizim ''yargıcımız'' oluyor bu durumda. Yani kendi kendimizin yargıcıyız bizler.

Eğer vicdanımız saf ve temiz ise kalbimiz de gerçeğin tüyüne karşı hafif olacaktır.

Herkesi kandırabiliriz yalanlarla, manipülasyonlarla veya algı yönetimi ile.

Fakat tek kendimizi kandıramayız.

Hani musalla taşında ''Hakkınızı helal ediyor musunuz?'' diye sorarlar ya. Ve bilen bilmeyen herkes ''Helal ediyoruz '' der. İşte asıl mesele kendimizden razı olmak bence. Gözlerimizin kapandığı o anda müteşekkür bir yürek ve hafif bir vicdana sahip olabilmek.

Hatırlarsanız  ''Şah damarından daha yakınım size'' olarak Tanrı kendi varlığının bizim varlığımıza yakınlığını ifade eder. Kim bilir belki de  Tanrı vicdandır. Her birimizin içinde bize bizden yakın duran, her düşünce duygu söz ve davranışımızı hatta rüyalarımızı dahi kayıt eden gören duyan vicdan...

Yaşamımızda bazı önemli yol ayrılıkları ya da seçimler vardır. İşte kendi vicdanımızla yüzleşip gideceğimiz yolu seçmemiz gereken özel bir noktada olduğumuzu düşünüyorum tüm insanlık  olarak.

Bu nedenle kendi vicdanınızla sohbete davet ediyorum sizleri tam bu dönüm noktasında.

İşte Olumsuz İtiraf'tan bir kaç cümle...

''Evrensel düzenin Efendisi,
Böylece kalbimdeki hakikati ve adaleti getiriyorum sana
Çünkü ondaki tüm kötülüğü söküp attım.
İnsanlara kötülük etmedim.
Aile fertlerime karşı şiddet uygulamadım.
Hakkın yerine haksızlığa başvurmadım.
Kötü insanlarla ilişki kurmadım.
Suç işlemedim.
Kendi yararıma başkalarını aşırı çalıştırmadım.
İhtiraslar uğruna entrikalar çevirmedim.
Hizmetkarlarıma kötü davranmadım.
Tanrıya sövmedim.
Yoksulu yiyeceğinden etmedim.
Bir efendinin hizmetkarına kötü davranmasına izin vermedim.
Başkalarına acı çektirmedim.
Hiç kimseyi aç bırakmadım.
Hemcinslerimi ağlatmadım.
Kimseyi öldürmedim, kimsenin öldürülmesini emretmedim.
İnsanların hastalanmalarına neden olmadım.
Gayrimeşru yollara başvurarak ya da başkalarının haklarını gasp ederek kendi gücümü arttırmaya çalışmadım.
Terazinin taşları ya da ibresi ile oynamadım.
Çocuğun ağzındaki sütünü almadım.
Ben saf ve temizim.
Temizim temizim temizim!''









xxx

Sadece Sevilmeyenler Nefret Eder

Büyük Usta Charlie Chaplin'den bugünümüze ve  geleceğimize ışık tutan,  rehber sözler...



''İnsancıl değerlerimizi korumazsak hayat korkunç olur ve hep yitiririz.
Hızımızı artırdık, ama bunun tutsağı olduk. Bolluk getiren makineleşme bizi yoksul kıldı. Edindiğimiz bilgiler bizi çıkarcı yaptı, zekamızı da katı ve acımasız. Çok düşünüyoruz, ama az hissediyoruz. Makineleşmeden çok insanlığa, zekadan çok iyilik ve anlayışa gereksinmemiz var.
Benim hayatımdaki en büyük düşman zamandır.
İnsanlar ölmeyi bildikleri sürece özgürlük yok olmayacaktır.
Hırs, insanların ruhunu zehirledi, dünyayı bir nefret çemberine aldı. Hepimizi kaz adımlarıyla sefaletin ve savaşların içine sürükledi.
Siz insanlar güçlüsünüz. Makineleri yapacak güç sizdedir. Bu hayatı olağanüstü bir mutluluk serüvenine çevirecek olan yine sizlersiniz.
Hayatın bize çizdiği yol, özgürlük ve güzelliklerle dolu olabilir, ama biz bu yolu yitirdik. Din, dil, ulus ayrımcılığı olmayan yeni bir dünya yaratalım.
Hayatta beni mutsuz edebilecek en büyük şey, lükse alışmaktır.
Aşağı bakıyorsanız, asla gökkuşağını göremezsiniz.
Neden bir mânâ arıyorsunuz ki? Hayat bir tutkudur, mânâ değil.
İnsanlar rahat bıraksa hayat harika olabilirdi.
İnsanoğlu tek başına bir dahidir.
Ancak toplu halde insanoğlu, kafasız bir canavar, gittiği her yeri kışkırtan zalim bir aptal yaratır.
Tanrıyla aram iyi, benim derdim insanla. Karşındaki akıllıyı mi oynuyor? Sen aptalı oyna. Sonra hakiki aptalı keyifle seyret.
Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir.
Gülüşlerim, acılarımı örtmeye çalışan ağır işçilerdir. Kahkahasız geçen bir gün, harcanmış bir gündür.
Dünya herkese yetecek büyüklükte. Onun için, başkasının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.
Amacınız zarar vermek ise 'güce' ihtiyacınız vardır.
Diğer her şey için sadece sevgi yeterlidir.
Beni anladıkları için, Albert Einstein'ı ise anlamadıkları için alkışlıyorlar.
Kelimeler yetersiz kalıyor. Söyleyebileceğin en büyük kelime 'fil'.
Benim acım birinin gülüşüne sebep olabilir. Ama benim gülüşüm asla birinin acısına sebep olmamalı. Komedi, yanakta gamze oluşturmalı, alında kırışıklık değil. Komedi yapmam için bana tek lazım olan bir park, bir polis ve güzel bir kız.
Düşünme becerisi, tıpkı keman ya da piyano çalmak gibidir; günlük alıştırma ister. Kötü günleri görmezseniz, mutlu günlerin değerini anlayamazsınız. Felsefem özgürlüğe inanmaktır, silahım gülmektir, lisanım ise kalbimin sesidir. Hayatın yol ayrımında, yön levhası yoktur.
Ben, tek bir şey olarak kalacağım, sadece tek bir şey olarak; o da bir palyaço.
O beni herhangi bir politikacıdan daha yükseği ulaştıran bir uçaktır. Benim geçmişteki ve halen sürmekte olan en müthiş günahım var olan görüşleri uymayan bir kişi olmamdır.
Zaman en iyi yazardır. Her zaman mükemmel sonu yazar. Hayat ön provası yapılmamış bir tiyatro gösterisidir. Bu, alkışı olmayan tiyatronun perdesi kapanmadan; gülün şarkı söyleyin, dans edin, aşık olun. Hayatımızın her anını değerlendirin.''
OT Dergisi /Şubat Sayısı 29.01.17

11 Haziran 2019 Salı

Time to Become An Universal Leader

I do not know why I wanted to write this article in English. May be  I will understand when I reach the end of it.




I want you to imagine a co-operation with thousands of employees, multi sectoral structure, world-wide and nation-wide locations etc.

So , unless and until each member of this organization makes every decision and move for the betterment of whole co-operation , it will slow down, get heavy and in one point completely  torn in a part.

I mean each employee, each department, each region and each country should concern and protect the needs and well being of the whole organization.

Than it can really fullfill its total potential.

CEO of the organization/co-operation should also take care of each bodies needs.

This standing should be from above and also from below.

When you think about a human body,  eg if a heart wants more power, area and privilege or resourse than one day whole body would collapse.

Well now think about world!

If a country's leader only concern, take care of his/her country's priorities, needs than he may be a good leader for his citizen but he can be real criminal in front of the whole world.

The words of  Mustafa Kemal Atatürk as ''Peace in the country, peace in the world'' sounds more to me these days. Unless and until you create unity and peace in your home town you can not represent and/or bring peace anywhere on the earth.

Due to the fact the heavy challenge of his presence in my country,  I read more than ever about his life, ideas and actions  & deeds. And I understand his vision more and more each day.

He clearly mentioned that "War must be essential and vital. War is a murder unless the life of hometown is threatened.''

He also says ''There is nothing that mind and logic can not solve.''

Our understanding of justice, equality and democracy should not be chanced according to from one country to another country or from one situation to another situation.

Also all country leaders should understand that their responsibilities are not only for their mother country but for whole world, earth , humanity and for all planet.

When you take your actions & deeds according to whole world not only your own country than you will become an universal leader.

I beleive the earth is calling all leaders to behave alligned with this perspective.

Because we are all connected with each other as we have never been before.

It is very vital now!

You have to become an universal leader if you really want life on this planet in next century.

This is a humble calling for all the leaders whom will meet in G20 Osaka 2019  at the end of the month.

Yes, there is no planet B.

Please hear and see young children from all over the world.

I bow from deep of my heart  to the one who feels this calling in his/her heart and take courages steps accordingly.

May love, light ,harmony and peace be on earth...








xxxx





MAHALLE EVLERİ / Bir Toplumsal Dönüşüm Projesi


Hatırlarsınız belki. 2016 / 2017 ve 2018 yaz aylarında doğup büyüdüğüm mahallemde çocuklara yönelik  gönüllü mahalle sakinlerimizle Park Yaz Okulu yapmıştık çocuklarımıza.   Birlikte ortak ihtiyaçlarımız çerçevesinde,  birbirimize emek vermenin, hizmet etmenin bizleri ne kadar iyileştirdiğini dönüştürdüğünü bizzat deneyimlemiştik. 


Bundan cesaretle, Eylül 2018 ‘de  mahallemizde Mahalle Evi projesini hayata geçirmek istedik. İlk adımları attık fakat çeşitli nedenlerle ilerleyemedik.  Önümüzdeki dönemde yeniden gündemimize  getirebilmeyi diliyorum bu projeyi.



Ekrem İmamoğlu'nun da Mahalle Evleri projesinden bahsettiğini öğrendim medyadan 31 Mart Seçimi öncesi. Ben de çeşitli siyasi parti, belediye ve gazeteci ile paylaştım proje detaylarını ve olumlu dönüşler aldım. Ben de bugün sizlerle bu projenin içeriğini paylaşmak istedim. Özellikle içinde bulunduğumuz dönem nedeni ile bu projenin, ülkenin bir çok derdine derman olabileceğini düşünüyorum. Siz de  belki bireysel insiyatifinizi kullanarak ,  kendi mahallenizde bir proje başlatırsınız. Tamamen size ve sizin mahallenize özgün bir proje oluşturursunuz siz de.



Öncelikle tüm mahallelerde  aydın, eğitimli insanların sahaya inip sahada çalışabilmesi için kendi mahallelerinde  bir alan açılmış olacaktır bu şekilde. Yakın zamanda okuduğum Beyaz Zambaklar Ülkesinde isimli kitapta aydınların sahaya çıkıp çalışmasının ne kadar büyük dönüştürücü bir potansiyel içerdiğini,  bir kez daha net anladım. Nüfusun büyük çoğunluğunun şehirlerde yaşadığı ülke şartlarımızda bu alanın ancak mahalleler dahilinde açılabileceğini düşünüyorum. İşte mahalle evleri bu alanı tesis edebilir.  Önemli olan nokta ötekileştirme nedeni ile örselenmiş kopmuş bağların yeniden tesisinin mümkün olduğuna inanmak.  Biz bunu yaşadık.

Diğer hassas nokta ise mahalle evlerinin gerçekten tüm renklerin kaynaşıp bembeyaz bir sayfanın açılacağı bir alan olabilmesi. Toplumun tüm kesimlerini birleştirebilen bir alan olmalı burası. Mahalle Evleri projesine halkın daha çok katılımı sağlamak açısından bunun halka anlatılmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. Siyasi bir partinin alanı gibi algılanmamalı Mahalle Evleri kesinlikle. Bu evler mahallelinin halkın evleri olmalı. Alt yapı desteği yerel yönetimden alınabilir elbette.

Her birimizin kendi topluluğumuza mahallemize  sunabileceğimiz bir şey vardır. Turşu kurmaktan , tarhana yapmaktan ,balkon bahçeciliğinden , İngilizce pratiğinden, takas organizasyonundan enstrüman çalmaktan,  okuma yazma öğretmeye bir çok şey yapabiliriz.  Mahalle sakinleri olarak Armağan Ekonomisi ile birbirimize ücretsiz olarak olarak  hizmet verebilir,  hediyelerimizi birbirimize sunabiliriz. Birbirimizin ihtiyaçlarını görüp duyup destek olabiliriz. 

Bir nevi köy enstitüleri ruhunun kendi mahallemizde gönüllü bazlı olarak  halkla buluşması da diyebiliriz bu projeye. Ben ne yapabilirim diyen bir çok insan var. Özellikle büyük metropollerde zaman malum çok değerli. Ancak kendi mahallesinde açılan bir mahalle evinde haftada iki ya da üç  saatlik bir gönüllü çalışmaya herkes yer açabilir hayatında diye düşünüyorum.

Kaldı ki Mahalle insiyatifi  gibi bir yapı demokrasiye doğru önemli adımlar atmaktır. Ve birbirine emek veren hizmet eden insanlar birbirine değer verir birbirine saygı duyar. Öyle kavga dövüş savaş olmaz o insanlar arasında.

Proje detayında görüleceği üzere örnek bir mahallenin ihtiyaçları aslında bir anlamda burada bahsi geçen.  Temel olarak insanı ortak ihtiyaçlarımız için birlikte sorumluluk alıyor olacağız mahallemizde.   Mahalle olarak birlikte dayanışarak bu zorlu zamanlardan çıkabileceğiz. Yıpranmış kopmuş bağları yeniden güçlendirip tamir edeceğiz bu proje ile. Siz kendi mahallenizin öncelikli ihtiyacına göre yola çıkabilirsiniz. Belki fiziksel mekan gerektirmeden de bazı başlıkları hayata geçirebilirsiniz.

İnsani ortak ihtiyaçlarımız çerçevesinde buluşmanın ve sosyal anlamda dayanışmanın, toplumun tüm taraflarının mevcut siyasi ortak zemin arayışına da yanıt verebileceğini düşünüyorum.

2023 yılına kadar sahada ne kadar çok çalışırsak o kadar umudu olacak bu ülkenin...

Bu projenin ortaya çıkmasında düşünceleri ve görüşleri ile  ilham veren tüm komşularıma teşekkür ederim bir kez daha...

İşte projemiz...



PROJE ADI                          BENİM EVİM MAHALLEM
YER                                        MAHALLE EVİ
STRATEJİK ÖNERİ            TERCİHEN MAHALLE PARKI İÇİNDE MAHALLE EVİ’NİN TESİSİ
PROBLEM TANIMI          
Mahalleli olarak 5 temel konuda dayanışmaya  ihtiyacımız bulunmaktadır.
Gıda,  Eğitim , Yaşlılar , Afet Yönetim , Sosyal Dayanışma
GIDA  : 2020 ve 2032 yılları arasında tüm dünyada gıda fiyatlarında artış beklentisi,  ithalat ağırlıklı tarım ve hayvancılık rejimimiz , genel olarak gıda güvenliği ile ilgili endişelerimiz mevcuttur. Güvenli uygun maliyetli gıdaya ulaşma ihtiyacımız bulunmakta olup bunun koordinasyonu için çalışmalar yapmak üzere bir alana ihtiyacımız bulunmaktadır.
EĞİTİM :  Özellikle  çocuklarımız için spor müzik dans koro sanat folklor yabancı dil bir çok konuda  şehir içinde oradan oraya giderek zaman para harcıyoruz. Oysa tüm bunları mahallemizde profesyonel olarak yapan  insanlarımız var. Çocuklarımızın sanatsal sportif entelektüel beslenmesi  için armağan ekonomisi dahilinde,  donanımlarımızı profesyonel ya da amatör beceri hobilerimizi birbirimizle ücretsiz olarak  paylaşabileceğimiz, bir alana ihtiyacımız var.  Çocuk ve yetişkinlere yönelik çeşitli  eğitimlerin gönüllülerce mahalle sakinlerine  ücretsiz verileceği bir alana ihtiyacımız bulunmaktadır.
YAŞLILAR :  Orta ve ileri yaştaki mahalle sakinleri yalnız ve üretimden uzak bir hayat yaşayabilmektedir. Bu onların daha çok içe kapanması ve rahatsızlıklarının artmasına neden olabilmektedir.  TV bağımlılığı hareket eksikliği bir çok kronik rahatsızlığın ana nedenleri arasındadır. Yoğun modern hayat nesiller  arasında kopukluğa neden olmaktadır ve bunun bireysel ve toplumsal olumsuz etkileri mevcuttur. Orta ve ileri yaştaki mahalle sakinlerinin sosyalleşebileceği sosyal hayatta yeniden üretken olabileceği ve tüm nesillerin birbiri ile temas ederek karşılıklı paylaşımda bulunup beslenebileceği bir alana ihtiyaç duymaktayız.
AFET YÖNETİM :  Mahalleli olarak olası afetlere hazırlanmak tatbikatlar yapmak gönüllü ekip kurmak vs üzere çalışmalarımızı yapmak , afet yönetimi plan ve ekipmanlarımızı korumak üzere bir alana ihtiyaç duymaktayız.
SOSYAL DAYANIŞMA : Mahallemizde ihtiyaç sahiplerine destek olmak, aile bütçesine katkı sağlamak üzere çeşitli toplantı organizasyon etkinlik yapmak üzere bir alana ihtiyacımız bulunmaktadır.
Temel olarak mahalle sakinlerinin sosyalleşebileceği çeşitli eğitsel faaliyetlere katılabilecekleri  ve de kendi uzmanlıkları konusunda mahalleliye gönüllü hizmet verebilecekleri, yukarıda bahsi geçen 5 ana ihtiyacı çerçevesinde dayanışabilmesi için  bir alana ihtiyaç duyulmaktadır.
PROJE AMACI
Haftanın her günü belirli saatlerde mahalle sakinlerinin bir araya gelebileceği gönüllülük bazında çeşitli eğitsel etkinliklere ya da bireysel deneyimlerin paylaşılacağı sohbet toplantılarına katılabileceği , gönüllülerin mahaleli olarak ortak ihtiyaçlarımız dahilinde ortak stratejilerin planlamaları & çalışmaları için ortak  alan açmak projenin ana amacıdır.
Bu alanın adına MAHALLE EVİ adı verdik. Bu ev hepimizin evi olacaktır ve mahalle tek bir aile olacaktır. Buradaki tüm eğitim ve etkinlikler mahalle gönüllülerince koordine edilecek ve verilecektir.
 Ortak insani ihtiyaçlar dahilinde tüm mahalle sakinlerinin birbirine hizmet ettiği emek verdiği bir alan açıyor olacağız.  
Bu şekilde toplumun küçük bir temsili olan mahallemizde daha sağlıklı ve üretken bireylerin varlığı hedeflenmektedir.
Mahalle  yıpranmış çözülmüş bağların yeniden onarılacağı güvenin yeniden tesis edileceği alandır.
Çocukların gerek aile içi ve gerekse de aile dışı yaşamış olduğu her türlü yoksunluk travmatik deneyimin sonucu olan psikolojik problemleri, sevgi ile kabul edileceği bir alanın  sürekli varlığı ile tedavi edilebilmektedir. Bu alan aile ortamı dışında mahalle ve okuldur.  Komşuluk ilişkilerinin pekiştirilmesi çocuk gelişimi için son derece önemlidir. Mahalle  toplumsal bir  iyileşme alanıdır.
PROJE DESTEKÇİLERİ
Mahalle gönüllüleri, yerel yönetim, muhtarlık
PROJE KAPSAMINDAKİ FAALİYETLER
Mahalle Evi  Pazar-Perşembe günleri arasında saat 20:00 ye ve Cuma ile Cumartesi günleri saat 22:00 ye kadar açık olacaktır.
Mahalle Evinin  kullanımı ile ilgili kurallar oluşturulacak asılacaktır.
Mahalle Evinde  çay kahve ve su satışı olabilir.
Mahalle Evi  bünyesinde gönüllüler aracılığı ile yapılması hedeflenen eğitim etkinliklerinden bazıları; (gönüllü talebine göre bambaşka sınıflar açılabilir yemek , bağ bahçe vs)
1) Kütüphane kurulumu ve okuma günleri
2) Koro
3) Tiyatro/Drama
4) Satranç/Go
5) Müzik (gitar flüt vs entrüman eğitimi)
6) Resim 
7) Yoga / Meditasyon
8) Yabancı Dil (İngilizce/Fransızca vs)
9) Dans
10) Takı Yapımı / Tasarım
11) Dikiş
11) Mahalle Sohbetleri (*)
Mahalle evinin de,   tıpkı mahalle bostanları ya da parklarına  bakan belediye çalışanları gibi 2/3 belediye çalışanı olur ki  genel  bakım/temizlik/ düzen ile  evi açma/kapama güvenlik gibi konularda sorumlu olurlar.
Her etkinliğin sorumlu mahalle gönüllüsü olur. Örnek ben kütüphane ve okuma gününden sorumlu gönüllü isem bu günün düzenli devamlılığı ile ilgili başvuru alımı derslerin kurgulanması duyurular yapmak takip vs ben de olmalı gibi. Ayrıca hem gönüllü hem ders veren kişi de olunabilinir.
Her kış ve yaz (Eylül ve Haziran)  başında etkinlik takvimi oluşturulur ve merkezde duyurulur. Hatta fb sayfa falan olur belki oradan mobil app ile insanlar etkinlikleri takip eder. Afişleri mahallemizdeki grafikerlerden destek alarak tesis edebiliriz.
İlan /duyuru panosu oluşturulur ve mahalle sakinlerinin birbirinin ihtiyaçları özelinde iletişimi tesis edilebilir. Bakıcı yardımcı bahçıvan arayan vs. ya da iş arayanlar. Merkezde eski mahalle fotoğrafları vs bulunur.
(*) Mahalle gönüllüleri kendi uzmanlık ve/veya deneyimleri doğrultusunda bilgilendirme sohbetleri yapar. Örneğin mesleki Dr luk olan biri ilk yardım/sağlıklı beslenme ile ilgili bilgilendirme yapar , çok iyi tarhana yapan nasıl tarhana yapılacağını anlatır ya da iletişim uzmanı etkin iletişim ile ilgili sunum yapar. Merkezde sohbet günleri takvimi açık olarak asılır gönüllüler kendileri isimlerini yazar ve sohbet günü hazır olurlar. Katılım için kayıt alınmaz.  Vs vs bu başlı başına bir proje ve detayları kurgulanmalı diye düşünüyorum.
Saat 18:00 den sonra sadece yetişkinlere açık olur. Haftada bir gün (cumartesi ya da Pazar) yaşlı çocuk buluşması yapılır.
Her etkinliğin sorumlu gönüllüsü olur.
Her kış ve yaz (Eylül ve Haziran)  başında etkinlik takvimi oluşturulur ve merkezde duyurulur.
İlan panosu oluşturulur ve mahalle sakinlerinin birbirinin ihtiyaçları özelinde iletişimi tesis edilebilir.
KATILIMCI SAYISI
Mekanın imkanları ile belirlenir .
PROJE TAKVİMİ
Tüm yıl boyunca resmi tatiller harici açık olur mahalle evi.
PROJE SORUMLULARI
Her türlü alt yapı ve mekan sorumluluğu yerel yönetime ait
Katılımcı ve gönüllüler mahalle sakinleri
Muhtar
PROJE ALT YAPI /GEREÇ
WEB KURULSA ONLINE DERS BİLGİSİ VS ALINABİLSE VE BELKİ DE KATILIMCI KAYIDI ALINIR BASİT BİR SİTE OLABİLİR
Masa/Sandalye oturma alanı
Kütüphane
Projeksiyon/Perde
Buzdolabı (tercihen içi görülen)
Satranç / Go takımı
Her sakin kendi malzemesini getirir etkinlikler için
GÖREVLER VE VİZYON
5 GÖNÜLLÜNÜN KONULARI HER MAHALLEDE AYNI
1)GIDA  (1 GÖNÜLLÜ)
Sağlıklı & uygun maliyetli gıdaya en az karbon ayak izi ile ulaşım.
a-GIDA GERİDÖNÜŞÜMÜ  için Mahalle Evi’ne buzdolabı konulur ve gerek esnaf gerekse de mahalle sakinleri buraya süt ve et ürünü hariç gıdalarını bırakabilir. İsteyen herkes de alabilir gıdaları.
b- MAHALLE BOSTANLARI nın hayata geçirilmesi. Milli Emlak bünyesindeki arazilerin halk açılması. Muhtarlık ile işbirlikteliği dahilinde kura ile her yıl mahalle sakinlerinin bostandan yararlanmasının tesisi sağlanır.
c-Yeni binaların çatılarına ÇATI BOSTANLARI nın kurgulanması
d- Mahalle whatsup grubu kurularak gönüllüler muhtar ve mahalle sakinlerinin iletişiminin sağlanması ile YERYÜZÜ DERNEĞİ gibi MAHALLE TÜRETİCİ BİRLİĞİ kurularak güvenli tarım yapan çiftçilerden direkt gıda alımı tesisi
e-İleride MAHALLE GIDA KOOPERATİFİ kurmak (Kadıköy / Koşuyolu Kooperatifi gibi)
f- MAHALLE KÖY EL ELE …Her mahalle ile köy kardeş ilan edilir…
2)SOSYAL DAYANIŞMA (1 GÖNÜLLÜ)
Takas                                                     3 ayda bir Mahalle Evinde Takas yapılır. Bu şekilde evimizdeki eşya kıyafet vs geri dönüşümü sağlanır.
İyilik Zinciri                                         Muhtar aracılığı ile iyilik zinciri oluşturulur. Whatsup üzer
İhtiyaç sahibi muhtara ulaşır muhtar kimlik açıklamadan mahalle iyilik zincirine bilgi geçer. Destek sağlanır.
3)AFET KOORDİNASYON (1 GÖNÜLLÜ)
Muhtar ile koordineli mahalle afet planının yazılı olarak yapılması. Tatbikat yapılması AKUT vs eğitim alınması.
4) EĞİTİM
Okul programına göre kış ve yaz programları oluşturulur. Hafta içi bir nevi etüd merkezi gibi çocukların belirli konularda eğitimleri için destek alabilecekleri bir alan oluşturulmuş olur. Örneğin yabancı dil pratik sınıfı, matematik sınıfı gibi sınıflar açılabilir. Hafta sonları da sanatsal veya müzik ile ilgili sınıflar açılabilir.
Yaz aylarında mahalle parkında ve mahalle evinde çocuklara yönelik ücretsiz YAZ OKULU programı oluşturulur.
5)YAŞLILAR
Mesleki ya da özel yaşamları ile ilgili bilgi birikim deneyimlerini paylaşabilecekleri bir sohbet alanı oluşturulabilir. Tüm etkinliklere katılabilirler ayrıca. Çocuklarla yaşlıların buluşup birlikte sohbet ederek örneğin resim yaptıkları  satranç dama vs gibi oyunlar oynadığı özel buluşma saatleri oluşturulabilir.  Eski sokak oyunlarını yaşlılar anlatır çocuklara.
PROJE KAZANIMLARI
Toplumun tüm renklerinin kaynaştığı ortak insani ihtiyaçlar çerçevesinde aktif dayanışmanın yaşandığı  bir alan, güven ortamının yeniden tesisine imkan verecektir.
Mahalle topluluğu tarafından kucaklanıp maddi manevi destek alan birey fiziksel ruhsal zihinsel sağlığa kavuşacaktır.

Mahalleden başlayan güven ve huzur ortamı tüm ülke ölçeğinde toplumsal dönüşüme alan açacaktır.