12 Ocak 2013 Cumartesi

İçimizdeki Tanrısallığı Onurlandırmak

Geçenlerde izlediğim bir filmde Mary Magdalena Jesus 'un ayaklarına su döküp yıkıyor ,ve uzun güzel saçları ile kuruluyordu. Sonra da güzel kokulu saf yağlar dökerek ayaklarını ovuyordu.

Ortamda bulunan tüm havarilerin sessizce izlediği bir ritüeldi bu...Jesus 'un delici bakışları Mary Magdalena'nın kalbine dokunuyordu sanki. Bakışları ile onun varlığını onurlandırıyor ve sunduğu sevgisini kabul ediyordu.

Bu görüntü bana Hinduizm 'deki Lakshmi ve Vishnu ile ilgili aşağıdaki sembolik resmi hatırlattı...



Bu resimde  Lakshmi, Vishnu'nun ayaklarını benzeri şekilde yıkar ve masaj yapar.

Batı dünyasının bakış açısı ile bunu kadının aşağılanması, ezikliği gibi algılayabilirsiniz.

Ancak doğunun kalbi ve aklı başkadır.

Bu ritüel "pooja" olarak tanımlanan bir ritüeldir. Ellerin ve ayakların ılık sularla yıkanması, sandal yağı gibi güzel kokulu saf yağlarla ovulması , çiçeklerle ve benzeri süslerle dekorasyon yapılması şeklinde gerçekleştirilir pooja.. Hatırlarsınız garland isimli çiçekten kolye de takarlar doğuda saygı ifadesi olarak.

Pooja,  kişideki tanrısallığın, yani onun  ruhunun, özünün yüceltilmesi, onurlandırılması, kutsanması, o kişiye yönelik hissedilen hayranlığın adanmışlığın ve inancın  ifade şekli olarak açıklanabilir. Egonun bir yana bırakılarak iki varlık arasında  ruhsal bir bağ kuran bir ritüeldir bu. Pooja yapılan da poojayı yapan da bir olur sanki...Birbirlerinin içindeki tanrısallığı onurlandırır ve birlikte titrerler...

Özetle Mary Magdalena Jesus'a pooja yapıyordu! Kadim bir bilgi ve ritüeldir pooja aslında...

Lakshmi güzelliğin, maddi ve ruhsal zenginliğin,bolluğun, iyi şansın tanrıçasıdır. İdeal eştir o bir yandan. Kraliçedir! Bolluk bereket evin kraliçesi olan kadın onurlandırıldığında yaşamımıza gelebilir ancak.

Vishnu ise geçmişin şimdinin ve geleceğin hakimi, evreni destekleyen ve koruyan tanrıdır.

Bu ikili,  ideal birlikteliği sembolize eder.

Kadın, erkeğinin ayağını ılık su ile yıkayıp güzel yağlarla ayaklarını ovarak onun içindeki tanrısallığı onurlandırabilir. Diğer bir deyişle erkeğinin içindeki tanrıya pooja yapar.

Erkek ise kadınının saçlarını güzel kokulu yağlarla ovup onun saçlarını tarayarak , yine ellerini ve ayaklarını yıkayıp yağlarla ovarak kadınının içindeki tanrısallığı onurlandırabilir. Kadınının içindeki tanrıçaya pooja yapar.

Elbette bu ritüellerin gerçek anlamını bulabilmesi ya da amacına ulaşabilmesi için, ritüeli yapanın  kendi tanrısallığının idrakinde olması gerekir. Yani tanrısallığının idrakindeki bir kadın erkeğine sunacağı bu ritüel ile , onun içindeki tanrısallığı uyandırabilir. İçindeki özün ateşini çoğaltır! Işığını çoğaltır...Erkeğinin çoğalan ışığı ile de kendi ışığı çoğalır...Aynı şey erkek için de geçerlidir.

Doğuda yapılan söylenen herşeyin sembolik bir anlamı vardır. Anlamı olmayan bir söz ya da davranış olmaz.

Ve bu anlamlar varoluşun temelini oluşturur. Kendi içinde uyumludurlar ve  muhteşem güzellikteki bir bütünün parçacıklarıdır.

Yaşam anlamın kendisidir.

Mana'dır!

Yeni yılda  oğullarımız ve kızlarımız dahil yaşamımızdaki tüm erkeklerin ve kadınların içlerindeki tanrısallığı onurlandırarak, ışıl ışıl önümüzde açılmakta olan  "yeni dünyaya" adım atabiliriz.

Sevgiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder