Nefesimizi tutarak izlediğimiz bir dava bir kaç gün önce sonuçlandı.
Ve evet yüreklerimiz soğumadı!
Eminim ki sevgili Mattia Ahmet'in annesinin yüreği de hala kor alevler içinde...
Adalet malesef yine yara aldı.
Neden mi?
Biliyorsunuz dört kişinin dahil olduğu bir suç işlenmişti.
Sadece iki kişi, yani fiziken Mattia Ahmet ile temas edip onu yaralayan ve yaralarının büyümesine neden olan, Mattia Ahmet'e fiziksel şiddet uygulayan bu iki kişi ceza aldı.
Ve fakat suç planlanırken ve ifa edilirken, ceza alan kişilerin yanında olan diğer iki kişi serbest bırakıldı.
İnandığım bir şey var ki mahkemeler toplum mühendisliği kurumlarıdır. Oradan çıkan kararlar toplumun ahlak erdem etik sosyo kültürel dokusu ne derseniz deyin bu dokuya şekil verir. Adaletin tecelli ettiği kararlar daha iyiye adaletin yaralandığı kararlar ise daha kötüye doğru şekil verir bu dokuya.
Ve işte soruyorum:
Bir insan gördüğü duyduğu herşeyden sorumlu değil midir?
Suç planlanırken , suç işlenirken vazgeçirmeye durdurmaya çalışmayan polise haber vermeyen çevreden yardım istemeyen tıbbi yardım için acil çağrı yapmayan kişi suçsuz mudur?
Hunharca acımasızca planlanan işlenen cinayet sonrası çekilen videoda yer almıyo rmu bu iki kişi?
Birinci derece suçlu olmasa da en azından duyarsız sorumsuz bu davranışları nedeni ile belirli bir cezaya mahkum edilebilirlerdi.
Her insanın başına polis dikilemeyeceğine göre toplumsal, ahlaki bir sözsüz anlaşma ile toplumdaki herkes herkese sahip çıkar korur gözetir adaletin güçlü bir şekilde yaşadığı toplumlarda.
İnsan olmanın, vatandaş olmanın, komşu olmanın, arkadaş olmanın vd hukuki sorumluluk tanımları vardır. Sözsüz dile gelmeyen davranışsal kavramlardır bunlar. Ve ailede eğitim kurumlarında ve toplumsal yaşam içinde doğaçlama öğrenilen kavramlardır bunlar. Bu davranışsal dokunun zedelenmesinin çoklu nedenlerini hepimiz biliyoruz.
Peki bu adaleti yaralayan kararın sonucu ne mi olacak?
Sokakta kimse kimseye dönüp bakmayacak yardım etmeyecek yürüyüp gidecek...Gördüğü duyduğu şeylere duyarsızlaşacak...
Adaletin tam tecelli edip etmediğini nasıl mı anlarız?
Alınan karar sonrası insanlar kendini daha güvende mi hissediyor yoksa daha çok mu güvensiz hissediyor? Korku hafifliyor mu güçleniyor mu?
İşte bu soru bize gerçek adalatin tecelli edip etmediğinin göstergesi olacaktır.
Şimdi soruyorum size;
Bu korkunç olaya karışan iki kişinin serbest bırakılması kararı, sizi daha güvenli hissettirdi mi? Korkunuz endişeniz azaldı mı yoksa daha da mı büyüdü?
Evet malesef mahkemenin kararı malesef toplumdaki güveni huzuru sağlayamamış ve korku endişe ateşini harlamıştır.
Umarım en kısa zamanda gerçek adalet tecelli eder ve sevgili Mattia Ahmet'in annesinin yüreği az da olsa soğur.
x
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder