23 Ocak 2016 Cumartesi

İki Mustafa'nın Acısı

Mustafa Koç'u kaybetti Türkiye!



Çok üzgünüz...

Onun ölümü çok sarstı toplumun hemen hemen her kesiminden insanı.

Toplumun bir çok  kesimi çok uzun zamandır ilk kez ortak bir duyguda buluştu.

Bugün Yılmaz Özdil köşesinde "İki Mustafa" isimli bir makale yazmış ve anladım neden birbirimizi bu ortak acının çevresinde yeniden bulabildiğimizi!

29 Ekim 1960 günü doğmuştu.  Cumhuriyet Bayramı ile aynı günde.

Adı Mustafa idi.

O gerçek bir vatanseverdi.

Sarı saçlı mavi gözlü idi.

56 yaşında aramızdan ayrıldı.

Bu ülke sarışın, mavi gözlü vatansever bir Mustafa'yı yine ellili yaşların ortasında kayıp etmişti.

Evet ,Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsediyorum.




Bilinçaltı müthiş bir sistem!

Bilirsiniz halkla ilişkiler çok kullanır toplumların bilinçaltına iki farklı olgu ile bağ kurdurup,  algı yönetimi yapmayı.

Bugünün iktidarlarının da çok sevdiği bir oyundur bu algı oyunu malum.

İşte hayatın da kendine göre bir akışı var!

Bana göre Mustafa Koç'un Atatürk ile özdeşleştirilmesi Cumhurbaşkanı'nın  taziye mesajı ile kesinleşti .

Nasıl mı?

Bir gün önce bir araya gelmişlerdi Ankara'da.

Ve Cumhurbaşkanı Mustafa Koç'a  içkiyi azaltmalısın gibilerinden bir öneride bulunduğunu bizzat kendi sözleri ile duyurdu tüm ülkeye TV ana  haberlerinden.

Ve olan oldu!

Atatürk'ü içki içtiği için eleştiren zihniyet Mustafa Koç'a da benzeri bir yansıtma yapınca, toplum iki Mustafa arasında direkt bir bağ kurdu.

Bir anda hepimizin bilinçaltı bunu böyle okudu.

Ve  hatırladık!

Mustafa Kemal'i  ve onu kaybetmenin acısını!

Psikoterapistler bilir. Duygunun hatırlanarak içine girilmesi ile dönüşüm yaşanabilir.

Bu kadar tesadüf ve benzerlik gerçekten şaşırtıcı geldi bana. Ve üstüne de Yılmaz Özdil'in yazısı!

Bilmiyordum bugün öğrendim.

2004 yılında bir proje başlatmış Mustafa Koç. Atatürk 'ün Madame Tussauds müzesindeki hiç de onu yansıtmayan heykelinin yerine yenisinin yapılması için uzun görüşmelerden sonra projeyi başlatmış. Müzenin heykeltraşının Atatürk'ü tanıması için anılarını okumasını ve Anıtkabir'i ziyaret etmesini sağlamış. Sanatçının Atatürk'ü eserine en iyi şekilde aktarabilmesi için ona duyulan saygı ve sevgiyi hissedebilmesini arzulamış bu şekilde.

Ve Atatürk'ün ölüm yıl dönümü olan 10 Kasım 2005 'de heykelin açılış töreni yapılmasını istemiş Mustafa Koç. Heykel onun ricası ile dünya liderlerinin arasına alınmış.

Hatta kim olduğu ve yaşamı ile hepimize bir mesaj verdiğini düşünüyorum bugün!

Hem patron hem insan olunabileceğini gösteren bir mesaj.

Hem başarılı bir iş insanı olup hem de sevgi dolu bir eş ve aile babası olunabileceğini gösteren bir mesaj.

Hem güçlü bir lider olup hem de merhametli şefkatli bir insan olunabileceğini gösteren bir mesaj.

Zenginliğin sadece maddi bir kavram olmadığını gösteren bir mesaj.

Kim bilir belkide  Mustafa Koç'un aramızdan erken ayrılışı bizlere  kim olduğumuzu ve ortak mirasımızı hatırlatan bir mesajdır? İnsanı hatırlatan , sarsılarak uyanmamızı ve birlikte mucizeler yaratabileceğimizi hatırlatan bir mesaj. İçimizdeki iyiliği şefkati merhameti nezaketi zerafeti dostluğu kardeşliği birliği hatırlatan bir mesaj.

Ve evet, Mustafa Koç  tüm bu kaliteleri yanısıra , vatansever bir insan olarak yaşarken olduğu kadar ölürken bile vatanına en büyük armağanı sundu bana göre.

Işıklar için de olsun! Huzur içinde olsun!

Tüm ailesine derin taziyelerimi sunuyo,r sabırlar diliyorum.

Sevgiyle,












Hiç yorum yok:

Yorum Gönder