Tüm dünyada ve ülkede yaşanan çok boyutlu olaylar durumlar hepimizi zorluyor. Gerçekten özel zamanlar bunlar...
Genetik olarak aktarım aldığımız ya da bireysel yaşamımızda yüklendiğimiz tüm travmalar yaralar korkular utanç suçluluk her türlü olumsuz duygular tetiklendi sanki...Omuzlarımızda ağır yük hissediyor olabiliriz.
Yıllardır bu yüklerini hafifletip içsel özgürlüğünü tesis etmeye çalışan çoğu kişi için belki daha yönetilebilir bir süreç ve fakat gerçek o ki sıkı bir şekilde savruluyoruz bir santfrüj (merkez kaç) etkisi yaratan bu kaos içinde sanki...Kaosun merkezine gözüne yaklaştıkça da artıyor bu merkez kaç kuvveti...
Kim bilir belki de schumann rezonansının artması ilede ilgilidir bu hissettiklerimiz ?
Her şey çok hızlı ve yetişemiyorsunuz değil mi hiç bir şeye? Dikkatinizin zayıf ve yorgun olduğunu hissediyor olabilirsiniz hatta.
İçimizde yeni dünyaya yeni bize hizmet etmeyen bizi en yüksek versiyonumuza taşıyamıyacak olan herşeyi savrulup atacak içimizden bu süreç bence...Yaşamın varoluşun evrenin ve diğer bir deyişle Ruh'un titreşimleri artıyordur belki de?
Şimdi kontrolü bırakma zamanı...
Şimdi yaşama teslim olma zamanı...
Şimdi olmakta olana kabul verme zamanı...
Şimdi yaşama açılma zamanı...
Şimdi yaşam ile tüm varoluşla BİR olma zamanı...
İşte tam bu noktada merkezlenmenin bir diğer anlamda da topraklanmanın son derece önemli olduğunu hissediyorum.
Merkezlenmek topraklanmak denilince de aklıma hep beden ile daha derinden temas geliyor...Beden ve zihnin uyumlanması ya da...
İşte benim listem!
Doğada olmak, tüm network bağlarından uzak sadece kendinizle doğada zaman geçirmek, ayakları toprağa koymak, denize sokmak, ağaca sarılmak, toprağa uzanmak...Sadece izlemek..Tıpki bir ağaç gibi sadece o anda orada olmak!
Yürümek yürümek yürümek...Sessizlik içinde saatlerce! Mümkün ise deniz kenarı ya da ormanda...
Şarkı söylemek, yolda yürürken otobüs beklerken ev işi yaparken mırıldanmak en azından, fırsat bulduğumuzda da avazımız çıktığı kadar güçlü bağıra bağıra şarkı söylemek (uzun araba yolculukları bire birdir bunun için)
Dans etmek , çıplak dans etmek evimizde, hatta aynanın karşısında seyredebiliriz çıplak bedenimizi ve izin verelim ritim ile uyumu yakalasın bedenimiz, kontrolü bırakalım çılgınca vahşice dans edelim,
Sevişmek , bol bol sevişelim, sevgi ile açalım varlığımızı sevgiliye, sevgili ile topraklanalım,
Resim yapmak (parmaklarınızı ellerinizi bedeninizi fırça olarak kullanabilirsiniz), içimizden geldiği gibi renklerle dans edelim bırakalım kuralları bir kenara,
Enstrüman çalmak, eğer bir enstrüman yok ise hala yaşamınızda işte tam zamanı, alalım başımızı parklara gidelim deniz kenarlarına gidelim enstrümanımızla,
Yüzmek, koşmak, yoga yapmak,pilates yapmak, bahçe ile uğraşmak, ev temizliği yapmak, yemek pişirmek, örgü örmek, dikiş dilmek, yazmak günlük tutmak, seramik yapmak, nefes seansları yapmak, yolculuk yapmak yeni yerler görmek yeni insanlar ile tanışmak...
Bedenimizle yapabileceğiniz her şeyi bolca her fırsatta yapmak..
Bedenimiz tüm duyularımızın aracı olsun!
Yaşama sevgiye teslim olduğumuzda cap canlı bir varoluş bizi bekliyor olacak!
Yaşamın bizim için çok daha iyi bir hikayesi olduğunu biliyorum!
Sevgiyle,
x
Genetik olarak aktarım aldığımız ya da bireysel yaşamımızda yüklendiğimiz tüm travmalar yaralar korkular utanç suçluluk her türlü olumsuz duygular tetiklendi sanki...Omuzlarımızda ağır yük hissediyor olabiliriz.
Yıllardır bu yüklerini hafifletip içsel özgürlüğünü tesis etmeye çalışan çoğu kişi için belki daha yönetilebilir bir süreç ve fakat gerçek o ki sıkı bir şekilde savruluyoruz bir santfrüj (merkez kaç) etkisi yaratan bu kaos içinde sanki...Kaosun merkezine gözüne yaklaştıkça da artıyor bu merkez kaç kuvveti...
Kim bilir belki de schumann rezonansının artması ilede ilgilidir bu hissettiklerimiz ?
Her şey çok hızlı ve yetişemiyorsunuz değil mi hiç bir şeye? Dikkatinizin zayıf ve yorgun olduğunu hissediyor olabilirsiniz hatta.
İçimizde yeni dünyaya yeni bize hizmet etmeyen bizi en yüksek versiyonumuza taşıyamıyacak olan herşeyi savrulup atacak içimizden bu süreç bence...Yaşamın varoluşun evrenin ve diğer bir deyişle Ruh'un titreşimleri artıyordur belki de?
Şimdi kontrolü bırakma zamanı...
Şimdi yaşama teslim olma zamanı...
Şimdi olmakta olana kabul verme zamanı...
Şimdi yaşama açılma zamanı...
Şimdi yaşam ile tüm varoluşla BİR olma zamanı...
İşte tam bu noktada merkezlenmenin bir diğer anlamda da topraklanmanın son derece önemli olduğunu hissediyorum.
Merkezlenmek topraklanmak denilince de aklıma hep beden ile daha derinden temas geliyor...Beden ve zihnin uyumlanması ya da...
İşte benim listem!
Doğada olmak, tüm network bağlarından uzak sadece kendinizle doğada zaman geçirmek, ayakları toprağa koymak, denize sokmak, ağaca sarılmak, toprağa uzanmak...Sadece izlemek..Tıpki bir ağaç gibi sadece o anda orada olmak!
Yürümek yürümek yürümek...Sessizlik içinde saatlerce! Mümkün ise deniz kenarı ya da ormanda...
Şarkı söylemek, yolda yürürken otobüs beklerken ev işi yaparken mırıldanmak en azından, fırsat bulduğumuzda da avazımız çıktığı kadar güçlü bağıra bağıra şarkı söylemek (uzun araba yolculukları bire birdir bunun için)
Dans etmek , çıplak dans etmek evimizde, hatta aynanın karşısında seyredebiliriz çıplak bedenimizi ve izin verelim ritim ile uyumu yakalasın bedenimiz, kontrolü bırakalım çılgınca vahşice dans edelim,
Sevişmek , bol bol sevişelim, sevgi ile açalım varlığımızı sevgiliye, sevgili ile topraklanalım,
Resim yapmak (parmaklarınızı ellerinizi bedeninizi fırça olarak kullanabilirsiniz), içimizden geldiği gibi renklerle dans edelim bırakalım kuralları bir kenara,
Enstrüman çalmak, eğer bir enstrüman yok ise hala yaşamınızda işte tam zamanı, alalım başımızı parklara gidelim deniz kenarlarına gidelim enstrümanımızla,
Yüzmek, koşmak, yoga yapmak,pilates yapmak, bahçe ile uğraşmak, ev temizliği yapmak, yemek pişirmek, örgü örmek, dikiş dilmek, yazmak günlük tutmak, seramik yapmak, nefes seansları yapmak, yolculuk yapmak yeni yerler görmek yeni insanlar ile tanışmak...
Bedenimizle yapabileceğiniz her şeyi bolca her fırsatta yapmak..
Bedenimiz tüm duyularımızın aracı olsun!
Yaşama sevgiye teslim olduğumuzda cap canlı bir varoluş bizi bekliyor olacak!
Yaşamın bizim için çok daha iyi bir hikayesi olduğunu biliyorum!
Sevgiyle,
x
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder