9 Ocak 2021 Cumartesi

97 Ton Hamsiye Ağıt

Şef Seatle 'nin anlamlı  sözünü bilirsiniz.

''Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık tutulduğunda; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.''


Beyaz adam gerçekten aç gözlü ve bencil bir varlık. 

Üzgünüm fakat yeryüzünde yaşamayı hak etmiyor insan türü. O gezegendeki tüm yaşamı tehdit eden tam bir virüs!

Evet aynen öyle. . Asıl virüs biz insanlarız.

8/1/2021 tarihinde hamsi avlanması 10 gün askıya alındı.

Neden mi?

100 T hamsi yakalanmış ve sadece 3 T belirli büyüklükte olduğundan diğer 97 T tekrar denize dökülmüş.

E süper diyeceksiniz!

Yok değil. 97 T ölü balık denize dökülmüş. Çünkü çok çok ufaklar.

Çok uzun zamandır hamsi yememiştik.

Aynı günün öğle vakti hamsi satın almak için balık pazarına gitmiştim.

Ve inanamadım boylarına. 

En büyük boylu ve en pahalı olandan aldım bir miktar.

Ve söylendim balıkçılara. Bu nasıl olur diye?

Düşünün o tezgahtakiler bile 3 T içindeki balıklardan  muhtemelen.

97 T minik yavru öldürüldü. Katledildi daha doğrusu. Babam eski balıkçıdır. Sandalı ile olta avcılığı yapardı. Sonarları var bilmemeleri mümkün değil balıkların boylarını dedi. Bu bilerek canlı yaşama yapılan bir katliamdır. Ve hepimizin yaşam haklarını gıda hakkımızı ihlal eden bir suçtur.

Bu gelecek yılların evlatlarımızın tüm toplumun ve hatta bu bölgede yaşayan tüm insanların beslenme zincirine gıda tedarikine yapılan büyük bir ''insanlık suçudur''.

İnsanlığın acil olarak içinde bulunduğumuz döneme özgü yeni değerler ve haklar tanımlaması üretmesi gerekmekte. Yaşam hakkımız olan  gıdamıza suyumuza havamıza karşı yapılan tüm edinimler insanlık suçu olarak tanımlanmalı  ve cezalandırılmalıdır.

Hatta gezegende yaşamın sürdürülebilirliğine ve gıda tedarikine karşı işlenen her edinim çok yüksek şekilde cezandırılmalı. Bedeli olmalı!

Ortak bir doğa anayasası yaratılmalı. Tüm ülkelerin de katılımı zorunlu olmalı. Katılmayanlara çok büyük ekonomik ve sosyal yaptırımlar uygulanmalı.

Suyun adil olmayan ve yanlış kullanımı, ağaçların verimsiz projeler adına katledilmesi, yerel halkların yaşam alanını zehirleyen madencilik gibi faaliyetler...

Böyle bir edinimi yapmış kişilerin lisansları ruhsatları iptal edilmeli. Ömür boyu aynı iş yapamamalı. Hatta vatandaşlık hakları bile sınırlanmalı. 

Bütünü düşünemeyen bencil davranan her dünya vatandaşının oy hakkı elinden alınmalı.

Acil olarak dünya toplumun yapılandırılmasına yönelik cesur ve güçlü kararların alınması şart.

Yoksa açlık ve hastalık ile , ekolojik felaketlerle hem kendi türümüzü hem de tüm canlıları yok edeceğiz.

Zaten bu olmakta halen...

ACİL YENİ DEĞERLERİN VE HAKLARIN TANIMLANMASI İÇİN HAREKETE GEÇMELİ TÜM ÜLKELER...

97 T hamsiden özür dilemeli ve bizi affetmesini istemeliyiz. Sevgimizi ve şükranlarımızı sunarak onları onurlandırmalı ve teşekkür etmeliyiz.

Bugünün kanunları (ister dini ister hukuki) yeryüzündeki yaşamı desteklemiyor.

ACİL HUKUK VE DİN SİSTEMLERİNDE GEZEGENDEKİ YAŞAMI DESTEKLEYEN REFORMLAR YAPILMASI GEREK.

Bu öyle bir noktaya geldi ki şehir dışında ufak arazi alıp kendi çiftliğimizi kurup kendimizi kurtarma aşamasını da geçti...Çölleşiyor ülkemiz!

İnsanlığın tekrardan avcı toplayıcı göçebe toplumlara dönüşeceğini düşünüyorum. Su ve gıda nerede ise oraya doğru göç edecekler. Ve elbette savaşlar kaçınılmaz olacak kaynakların kullanımında.

ACİL OLARAK İNSANLIĞIN BUGÜNE KADAR YARATTIĞI MEDENİYETİN KORUNMASI İÇİN ORTAK AKIL İLE HAREKET EDEN YENİ BİR DÜZEN TANIMLANMALI...

Öyle ki her ülke bir nevi eyalet gibi olmalı. 

Kendiniz ve  çocuklarınız için  doğada tek başına nasıl yaşanabileceğine dair beceriler edinmeniz akıllıca olur.

Hırslı şirket sahiplerine ve kapitalistlere şunu hatırlatmak isterim. Yok olmuş bir gezegende ne malınızı satacak insan bulabileceksiniz ne de şirket karınız olacak.

Yaşamak için sizlerde yaşatmayı öğrenmek zorundasınız.

Çok üzgünüm ve öfkeliyim!











xxxx





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder