22 Aralık 2019 Pazar

İyilik İyiliği Getiriyor

Bu başlık Ceyda Düvenci'ye ait. Cumhuriyet Pazar ekindeki söyleşinin başlığı.

Pazar günlerini kendime ayırdım. Okumak yazmak çizmek daha çok evde kendime ayırdığım zamanlar yaratmak.  Geçen haftayı özümsemek yeni haftaya enerji ilham toplamak...



Ne çok biriktiriyor insan içinde yaşamı, duyguları,düşünceleri. Ve de ne çok dinlenilmeye ihtiyacı var insanın.

Psikologların en büyük verdiği hizmet de  bu değil mi? Arada doğru sorular sorup senin kendi cevaplarını bulmana yardımcı olmak bir de...

Ceyda Düveci  ne zamandır kafamda evirip çevirdiğim bir konuya parmak basmış.

Aslında iyilik iyiliği getiriyor cümlesi eşi ile ilişkisi üzerine söylenmiş bir söz. Mutlu çift olmanın sırrını , iyi geçinmeye niyetli olumlu çift olmalarına bağlıyordu. Eşi Bülent Şakrak'ın kendisine '' Benim seninle iyi geçinmeye gönlüm var.'' dediğini ifade etmiş. Kim bilir belki de çiftler arasında güven böyle tesis ediliyordur? İyi günde kötü günde hastalıkta sağlıkta sözlerinin alt yazısı budur?

 ''Biz iyi olunca, yuvamız iyi, işimiz gücümüz  iyi, sağlığımız iyi oluyor, iyilik iyiliği getiriyor''  demiş. Söyleşinin başlığı da buradan geliyordu.

Söyleşinin kafamdaki konu ile ilgili kısmı ise şöyle.

Gamze Akdemir,  Ceyda Düveci'ye ''Dizi çekmeyi düşünüyor musunuz?'' diye sormuş.

Ceyda Düveci 'de aynen şöyle cevap vermiş.

'' İki yıldır çekmedim. Eğer dizide oynayacaksam insanlara iyi gelmesi, bir şeyler anlatması, içinde insana dair sıcak bir şeyler olması gerekiyor. Hayata dokunan bir proje olmalı.''

Buradaki tespiti çok önemsiyorum. İnsana hizmet eden, onu besleyen, geliştiren iyi gelen, büyüten bir şeylerden bahsediyor Ceyda Düveci.

Evet konu  bizim meşhur güncel  yerli yapım TV dizilerimiz.

Yalan dolan suç ihanet cinayet kıskançlık kan vahşet şiddet ne ararsan var...İnsanın karanlık yönünü ortaya çıkartan bir yapımlar silsilesi nerede ise hepsi. Hani toplum mühendisliği deniliyor ya. Tamamen buna hizmet ettiğini düşünüyorum artık bu dizilerin. İnsana topluma hayata dair olumsuz mesajlar veriliyor. Güven ve inanç zedeleniyor.

Hatırlayın 80'li yılların dizilerini.  Dostluk dayanışma kardeşlik mesajları veriliyordu. Perihan Abla, Ekmek Teknesi , Çiçek Taksi...Düzenli izlediğimden değil ancak toplumsal sosyolojik bir durum tespiti olarak göz ucu ile de olsa takip ediyoruz ya konuları işte oradan biliyorum bu ünlü dizileri.

Oysa senarist yazmam dese, oyuncu oynamam dese neler olur acaba? E finansal durumlar buna izin vermiyor dediğinizi duyuyorum. Fakat başka bir yolu olmalı? Ve tüm bu yapımlarda görev alan insanların hiç mi sorumluluğu yok toplumun içinde bulunduğu olumsuz ruh halinden?

Ceyda Düveci'nin  kendi sınırlarını çizebilmiş bir sanatçı olduğunu anlıyorum söyleşisinden. İnsana yaşama bütüne fayda sağlamayan hizmet etmeyen bir alanda yokum diyor.

Ne mutlu bunu ifade edebilen bir insan olmak.

Kendi seçimlerime de tekrar bakmam için bir vesile oldu bu söyleşi.

Sahi varlığımızla, duruşumuzla, seçimlerimizle kime neye hizmet ediyoruz?

Yeni yıl öncesi kendimizle baş başa kalıp düşünmek için iyi bir fırsat olabilir gerçekten.

İyi pazarlar....















xxxx



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder