23 Haziran 2020 Salı

Bitkiler İçin Konser

Dün akşam Barcelona' da sıradışı bir etkinlik oldu. 

Yer  Gran Teatre Del Liceu. Yaklaşık 2292 bitki canlı konser izledi.

Konser İspanya'daki olağanüstü halin bitmesinden bir gün sonraya planlanmış.



Besteci Giacomo Puccini'nin Crisantemi adlı eseri çalındı ve performans altı dakika sürdü. Konser sonrası her bir bitkinin salgında mücadele eden sağlık çalışanlarına hediye edileceği iletildi


Yapımcı Ampudia 'nın sözleri şöyle. ''Şu anda yaşadıklarımızla ilgili bitkilere net bir şeyler söylemeliydik. Bunu müzik formunda yapabiliriz. Bu onların anladığı en azından etkilendiği bir dil.  Bu performans bir ağıt. Başka varlıklara olanlar yüzünden hissettiğimiz üzüntüyü aktarmanın da bir yolu. ''



Çok heyecanlandırdı bu konser beni. Gerçekten de müzik tüm canlılarla iletişim kurmanın belki de tek yolu. Sonuçta tüm evrenin dili titreşim. Önemli olan bağ kurabilmek ve duyguları ifade edebilmek.

Hermann Hesse ' nin Ağaçlar kitabından bir alıntı paylaşmak istiyorum tam burada.

“Üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: Sus! Bak bana! Yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. Bunlar çocuksu düşünceler. Bırak konuşsun içindeki Tanrı, o zaman susacaklar. Yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. Ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. Orası ya da şurası değildir yurdun. Yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.

Yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgarda uğuldayan ağaçları duyduğumda. Sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. Sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. Yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. Eve götürür insanı. Her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.

Böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. [...] Ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. Kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. Yurt budur. Mutluluk budur.”

Doğanın ve kalbin frekansının eş değer olarak  1 Hertz olduğunu öğrenmiştim bir eğitimde. Doğa ile özümüz aynı frekansta titreşiyor. Biz de doğanın bir parçasıyız ve ortak bir frekansta titreştiğimize göre gerçekten tüm canlılar ile gerçek bir iletişim kurabiliriz diye düşünüyorum.

Hoʻoponopono, Hawaii'de uzlaşma ve affetme uygulamasıdır. Hawaii dili kelimesi İngilizceye sadece düzeltme olarak geçer, eşanlamlılar yönetir veya denetler ve zıt anlamlıdır. Hawaii, Samoa, Tahiti ve Yeni Zelanda dahil olmak üzere Güney Pasifik'teki adalarda da benzer affetme uygulamaları uygulanmaktadır.

İşte bu kadim uygulamayı yaparak doğa ile yıpranmış hatta kopmuş bağımızı yeniden tesis edebilir güçlendirebiliriz. Kalbimizi açıp içtenlikle sevgi ile gördüğümüz her ağaca bitkiye  hayvana dereye denize özetle tüm canlılara 

'' Özür dilerim lütfen beni affet seni seviyorum teşekkür ederim'' diyebiliriz.

Bizim aklımızın alabildiğinin  çok ötesinde bağlarla bağlıyız tüm canlılar ve doğa ile.

Tek bildiğim bu!

Ve sadece katıksız samimiyet içtenlik dürüstlükle bu uygulamayı yapmalıyız.

Yeniden tek vücut olmamız mümkün.

Sevgiyle,





xxx



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder