16 Aralık 2016 Cuma

Önüm Arkam Sağım Solum Cinsel Şiddet

Kaç zamandır bekliyor bu yazı post listemde...Şekilden şekile girdi diyebilirim.

Önce öfke saçılıyordu sözlerimden sonra acı ve yas ve fakat bir türlü hazır olmuyordu yayınlanmak için.

Sonuçta bir yol bir mesaj bir farkındalık sunabilmeliydim okuyucuya.

Zira acıları travmaları şifa dönüşüm olmadan tekrar tekrar hatırlamak ve konuşmak , daha da pekiştiriyordu travmayı. Yara daha bir derinleşiyordu.

Bugün yazdıklarım malesef pek hoşunuza gitmeyecek ve rahatsız olacaksınız.

Ama olun istiyorum!



Evet tacizciler diyarında yaşıyoruz. Hani yeri var ülkenin adını Tacizistan diye değiştirsek. 

Kadınlar çocuklar hayvanlar yaşlılar nerede ise hareket eden  tüm canlılar her yerde taciz ediliyor, tecavüz ediliyor. Cansız nesneler bile bu şiddetten nasibini alıyor. Parktaki banklar, pet şişeler...

Ben tüm taciz ve tecavüz edinimlerine  artık "cinsel şiddet" demek istiyorum! Taciz ve tecavüz sözcükleri çok farklı  yerlerde kullanıldığından mıdır nedir kafamız tam algılıyamıyor sanki olayın boyutunu vehametini. Arsaya tecavüz ediliyor, savaş uçakları hava sahalarını taciz ediyor...Normalleştiriyor şiddeti sanki bu sözcükler.

Bunun adı cinsel şiddettir !

Hatırlarsınız İstanbul'un en nezih semtlerinden birindeki sokak arasında apartman girişinde yaşanan fiili tecavüzü ki bu durumun boyutunun nerelere ulaştığının  önemli bir göstergesi. Cinsel şiddeti artık evlerimizin kapılarımızın önünde gerçekleştirecek kadar gözü dönmüş bir şiddetten bahsediyoruz. Öyle dağ başında gözlerden ırak yerlerde falan gerçekleşmiyor bu eylemler! 

Kadınların çocukların taciz tecavüz hikayelerini dinleyince kimler kimlerin  ne sıfatlarla kadına çocuğa nasıl tacizde tecavüzde bulunduklarına ve nasıl da yaşamımızın içine işlediğine tanık oluyorsunuz.

Babaları amcaları dedeleri tarafından orada burada yataklarında bile sıkıştırılan kız çocukları, esnaf amcaların meraklı ve körpecik bedenlerde saygısızca dolaşan elleri, çocuğuna tek başına bakmak durumunda olan çalışan bir annenin komşu dedeye bıraktığı kız çocuğuna defalarca taciz, babalarının arkadaşları tarafından taciz edilen kız çocukları, meme muayenesi yaparken Dr tarafından taciz edilen genç kızlar, çoçuğu olan ve çocuk pornosu izleyen kocalar,ilk cinsel deneyimini bir hayvan ile yaşadığını itiraf eden yeni kocalar, meme estetik ameliyatı olmuş kadına göğüslerin güzel olmuş diyen kalp Dr u, birlikte olduğu kadının çocuğunu okşayan taciz eden erkekler,denize girerken yaşlı amcalar tarafından göğüsleri okşanan küçük kız çocukları,otobüslerde genç kızların bacaklarına uzanan eller,iş yerlerinde taciz ve fiili tecavüzler...Liste pek bir uzun!

Tüm bu hikayeler benim şahsen tanıdığım danışan veya çevremden büyük şehirlerde yaşayan çoğu meslek sahibi kadınlara ait üstelik.Öyle gazetelerden duyduğum olaylar değil. Anadolu'nun uzak köşelerinde neler yaşanabileceğini düşünmek bile kabus gibi.

Daha geçen hafta 26 yaşında  bir kadın tir tir titreyerek geldi seansa ve derin bir tecavüz korkusu sarmıştı benliğini...İş başvuruları yapan pırıl pırıl bir genç. Ve fakat bu korkusu iş bulmasına engel oluyordu. Düşünün olayın boyutunu artık! Ve belki de topluma ekilmek istenen korku budur. Ki kadın gönül rızası ile eve girmeyi kabul etsin. Kim bilir?

Bu ülkenin hatta dünyanın her hangi bir yerinde kadın erkek arasında yaşanan herşey kollektif bilinç aracılığı ile hepimizi etkiliyor.Her olumlu şifalandırıcı onurlandırıcı davranış tüm kadın erkek ilişkisine iyi geliyor. Aksi ise durmadan yaralar açıyor ve yaşam alanımızı daraltıyor.

Asıl yara ve isyan toplumun kadının arkasında durmaması nedeni ile oluyor. O beğenmediğiniz gavur mahkemeleri parklarında  kadınlarının rahat yürüyebilmesi için  sözlü tacizde bulunan bir erkeğe bile 7 yıl hapis cezası verebiliyor. Belki de asıl çözmemiz gerek sorun bu. Zira dünyanın her yerinde taciz ve tecavüz var. Fakat toplumun bilinci ve kanunların adil oluşu madur olanın yanında ve caydırıcı unsur oluşturuyor. Maalesef ülkemizde madur korunmuyor acısı ile tek başına bırakılıyor. Olayların üstü örtülüyor...Detaya girmeyeceğim son zamanlardaki skandalları hepimiz gayet iyi  biliyoruz.

Cinsel şiddete maruz kalanlar  bu sırrı paylaşacak onları yargılamadan eleştirmeden empati ile dinleyecek bir insana bir alana ihtiyaç duyuyorlar. Ve sadece bu bile müthiş bir şekilde yüklerini hafifletiyor. Onları o karanlık girdaptan çıkartıyor.

İşte buradan iletmek istediğim mesaj bu. Lütfen sırrınızı artık serbest bırakın. Herşey yolunda! Yalnız değilsiniz. Size bunu yapan bir ruh hastası idi. Haz almış olabilirsiniz ki bu fizyolojik olarak son derece normal. Bedene dokunulunca uyarılmak haz almak! Böyle bir duygu hissetmiş olmanız bu yapılanı onayladığınız ortam yarattığınız ya da ne kadar aşağılık bir varlık olduğunuz anlamına gelmiyor. Biliyorum böyle düşünmeniz ve hissetmeniz isteniliyor.  Suçluluk ve utancı bırakın.

Bu davranışa maruz kalmış  çocuğa kadına sarılın zihninizde. Ve ona şöyle söyleyin. " Ne kadar koktuğunu utandığını suçluluk duyduğunu kendini değersiz hissettiğini görmediğim için, böyle bir olay başına geldiği ve bundan seni koruyamadığım için senden özür dilerim lütfen beni affet seni seviyorum teşekkür ederim."

Velhasıl duygu düşünce ve eylemlerimiz ile kadın erkek ilişkisi ile ilgili ortak bir enerji  alanı yaratıyoruz.Ortak yarattığımız alan malum!

Kızlarımızın ve oğullarımızın ileride sağlıklı ilişkiler kurmasını ,  içten samimi dürüst sevgi ve güven ile ilişkilenmesini istiyorsak  kendi içimize dürüstçe bakmalıyız bir an önce toplum olarak... Cinsiyetçi veya öfke dolu sözlerimize, atalardan gelen bize yeni dünyaya ait olmayan olumsuz kodalamalarımıza, şiddet içerikli cinsel fantezilerimize...



İçten samimi dürüst sevgide ilişkilerin çoğalması kopmuş zayıflamış bağları yeniden tesis edecek ortak alandaki yaraları saracaktır.

Doğru yanlış iyi kötü yok!

Kadın ve erkek bir bütündür . Aynı ruhun iki farklı bedende varoluş halidir.

Ve birlikte sevgi ile dans ettikleri zaman tüm evrene huzur ve barış gelecektir.

Sevgiyle






x














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder