13 Aralık 2016 Salı

Tek Yol Bireysel Devrim

Hani  insan aslan ile karşılaştığında üç tepki verebilir ya. Kaçmak donup kalmak ve saldırmak.

İşte tüm ülkece uzun bir süredir buna benzer bir duruma maruz kaldık.

Yüksek dozda stress nedeni ile bazılarımız kaçtı ya da kaçmayı planlıyor ülkeden, bazılarımız her yerde özellikle sosyal medyada esip kavuruyor saldırganlığı ile ortalığı ve bazılarımız da dondu kaldı...

İşte şimdi artık sakinleşmek  ve toparlanarak ne olduğunu olmakta olduğunu ve seçimlerimizi açık ve dingin bir zihin ile yeniden yapılandırma zamanı.



Artık  çocukluğu bırakıp yetişkin olma zamanı.

Artık mazeret bulan ve şikayet eden kurban psikolojisini bırakıp gemimizin kaptanı olma zamanı.

Artık eski hikayemizi hem bireysel hem de toplumsal olanı bırakıp yeni bir hikaye yazma zamanı.

Yok öyle hadi yeni bir parti kuralım dağlara çıkalım yollara dökülelim  falan demiyorum.

Bir süredir içimizde hissettiğimiz kaos duygusunun bireysel bir enerjik girdap olduğunu söylüyorum. Bu bizim bireysel hikayemiz . Kaosumuz!

İçeride olan dışarıyı dışarıda olan içeriyi tetikliyor.

Artık içimizdeki ağır yüklerle şifalanmamış travmalarımızla tutulmamış yaslarımızla ifade edilmemiş duygularla bir adım daha atasımız yok. Bu yol buraya kadarmış!

Bireysel devrim için ortam hazır! Bireysel ve toplumsal olarak kuantum sıçrama yapabilecek noktaya geldik.

Ne mi yapacağız her birimiz?

Bireysel cehennemimizden yürüyüp çıkacağız.

Affetmediğininiz insanlar mı var hala? Affedeceğiz.

Özür dilememiz gereken insanlar mı var hala ?Özür dileyeceğiz.

Yüzleşemediğimiz travmalar sırlar mı var yaşamımızda? Yüzleşip özgürleşeceğiz.

Tutulmamış yaslar mı var ?Dökülmemiş gözyaşları mı var? Yasımızı tutup gözyaşı dökeceğiz.

Değişime direnen hangi benlik parçalarımız var? Tutunduğumuz değişime engel olan hangi korkularımız kaygılarımız suçluluk utanç duygularımız var?

Kendimizi mi yargılıyor affetmiyoruz? Kendimize anlayış şefkat ile yaklaşıp affedeceğiz.

Olumsuza mı odaklıyız hep? Dikkatimizi olumluya çevireceğiz. % 1 bile olasılık olsa bunun ne büyük bir fırsat olduğunu düşüneceğiz. Mustafa Kemal yola çıktığında durum bundan daha vahim değil miydi?

Uzun birinin gitmesi mi lazım diye düşünüyorsunuz? O zaman içimizdeki zorba ile yüzleşeceğiz ve ondan özgürleşeceğiz.

Bu dışarıda olmakta olan bizim hangi şekillerde işimizi yarıyor?  Çıkarımız ne bundan? Örneğin iş bulamıyorum çünki yandaşlara iş veriliyor. Maddi zorluk içindeyim çünki ...Çünli çünki...Kendi yetersizliğimize kıtlık bilincimize sevgisizliğimize inançsızlığımıza saldırganlığımıza zorbalığımıza kılıflar mı oluşturmamıza yarıyor bu ortam mesela?

Yaşam hikayemizin bireysel dramımızın etkisi ile yarattığımız "sanal yaralı benliğimizi" bırakıp asıl olduğumuz insanı öz benliğimizi kucaklamamız ile dönüşüm gerçekleşeçek. O zaman içerisi dışarıyı etkileyecek.

Her zamankinden daha mükemmel olarak işimizi yapacağız.

Her zamankinden daha çok özenli ilgili sevecen samimi yardımsever olacağız.

Her zamankinden daha çok adil dürüst erdemli olacağız.

Sokakta karşılaştığımız her insan rol model olarak bizi görerek bir seçim yapacak yapıyor.

Toplumsal olarak yaptığımız bu seçimlerle geleceğimizi yaratıyoruz hep birlikte.

Ve her şeyin ötesinde inanıp irade göstereceğiz.

Her gün uyandığımızda "Burada kalıyorum ve burası benim bizim cennetimiz olacak. Başka bir seçeneği kabul etmiyorum!" diyebilecek irade ve güçte olmalıyız.

Bir nevi yaşama ortak enerji alanımıza zihinsel yaratımımızla şekil veriyor olacağız.Yaşamı bükeceğiz hep birlikte!

Mustafa Kemal bu inancı ve  iradeyi tek başına  gösterdi ve yola çıktı. Yol onun inancı ve iradesi ile şekil aldı. Gerçekliğimiz şekil aldı.

Şimdi hepimiz silkelenip bu inancı ve  iradeyi gösterip içimizde bireysel devrimimizi gerçekleştirmeli, yeni hikayemizi yazmalı ve de iç barışımızı tesis etmeliyiz.

Tek yol bireysel devrim!

Hadi uyan ve yola çık!

Hatırla herşey mümkün ve inandığını görürsün!


Sevgiyle






x




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder