18 Nisan 2020 Cumartesi

Cinsel Tercih Meselesi

Geçtiğimiz hafta hepimizin vicdanını sızlatan bir olay ve sosyal medya paylaşımları oldu.

Taciz ve tecavüz suçlusu kişilerin serbest bırakılmasından bahsediyorum. Ki incittiği taciz tecavüz ettiği kadınlar ciddi güvenlik sorunu yaşıyor şu sıra. Kadın örgütleri dikkat çekmeye çalışıyor ve koruma talep ediyor. Burada minik bir hatırlatma yapmak istedim.

Devlet bireysel suçun tarafı değildir. Hükümetler , devlet ve vatandaşlar arasındaki  karşılıklı anlaşılmış mutabık kalınmış hukuk olan , anayasanın düzgün uygulanmasından  sorumludur.  Bireysel suçlarda devletin bu ortak mutabata aykırı karar alması karşılıklı mutabakatı zedeler. Ve karşılıklı görevler sorumluluklar tartışılır hale gelir. Bu noktada bırakıyorum bu hususu. Siz düşünürsünüz üzerine.



Asıl yazımın konusuna gelirsem. Küçük yaşta çocukların evliliği konusu ile ilgili gerek resmi makamlardan gerek sosyal medya üzerinden vatandaşların paylaşımları cidden çok rahatsız etti hepimizi.

Hatta bir kişinin '' Bu toplumda cinsel tercihlerimizi özgürce yaşayamıyoruz'' şeklinde bir paylaşımı oldu.  Ve düşündüm.

Özgürlük, birey olmak, cinsel tercih gibi kavramların ne kadar yanlış anlaşılmış olduğunu düşündüm. 

Konuya etik değer yaklaşımı ile açıklık kazandırma ihtiyacı duydum.

Etik değerler kavramı tüm bireysel ve de  toplumsal değerlerin tercihlerin üstündedir. Evrenseldir.

Zaman ve mekanın üstündedir. Tüm zamanlarda tüm yerlerde geçerlidir.Bir nevi yüksek vicdanın anahtarıdır. Yol haritasıdır.

Cinsel tercih kavramına bu bakış açısı ile değinmek istiyorum.

Cinsel edinim için iki taraf gerekiyor. Ve etik değer  burada iki tarafın denkliği ve karşılıklı rızasını gerektiriyor.

Denklik kavramını , fiziksel duygusal ruhsal olarak denk olmak , benzeri yaşanmışlıklara sahip olmak şeklinde açabiliriz.

7 yaşında bir kız çocuğunun bırakın 40 ya da 50 yaşındaki erkekleri 20 yaşındaki bir erkek ile bile evlendirilmesi ve/veya erkeğin bu küçük çocuğa yönelik cinsel edinim içine girmesi pedofildir.  Tüm dünyada tüm zamanlarda yanlıştır ,suçtur.

Fiilen edinime girmese niyet etmesi düşünmesi arzu etmesi videolar izlemesi bile suçtur. Etik dışıdır.  Bunu sadece kişinin vicdanı bilebilir. Bunu ölçebilen bir sistem mekanizma yok malesef.

''Küçüğün rızası varsa'' meselesi ise inanılmaz çelişkili mide bulandırıcı bir ifade idi. 13 yaşında veya daha  küçük yaşta bir çocuğun nasıl rızası olabilir?

Rıza ve kabul kavramı bilgi deneyim sahibi bireylerin kendi  muhakemesi sonucunda vardıkları bir kararı temsil eder.

Soruyorum şimdi? Oy kullanma ehliyeti olmayan bu küçüklerin ,  nasıl olur da kendi evlilik kararını alabileceği  rıza gösterebileceği düşünülebilir? Evlilik kararı alma ehliyeti  de yok bu küçüklerin.

Buradaki hikaye küçüklerin değil ailenin rızasıdır. Bu da insanlık suçudur. Asıl bu tarz bir evliliğe onay veren aileler çocuklarını taciz ediyor. Haklarına tecavüz ediyor. Normal şartlar altınd abu ailelerin tutuklanması çocuklarının devlet korumasına alınması gerekir. Utanç içindeyim ülkemdeki bu zihniyetten dolayı.

İnsanlık  tarihinde tüm zamanlarda kendinden onlarca yaş küçüklerle evlenmiş herkes pedofildir. Etik değerler ihlal edilmiştir.

O dönemde savaşlar vardı, kız çocuklarını korumak istemişlerdi şeklinde görüşler atılabilir ortaya.

Peki soruyorum size. Evlenmek yerine neden evlat edinmediler o kız çocuklarını? Seçenek varken evliliği tercih etmiş olan herkes,  kimse kusura bakmasın, yanlış yapmıştır.

Üstelik topluma rol model olan insanların , edinimlerine davranışlarına sözlerine muazzam dikkat etmesi geriyor. Zira toplumsal bir sorumluluk taşıyor bu insanlar. Ve toplumsal olarak yapılan her yanlış onların da hanesine yazılıyor.

Özetle ,  kişinin küçük kızlarla ilişkiye girmek  istemesi  evlensin ya da evlenmesin bir cinsel tercih konusu olamaz. Bu bir insanlık suçudur. Etik değerlere aykırıdır. Denklik ve rıza unsurları yoktur.

Aynı yaşta bir kadın ve  erkeğin cinsel ilişkisinde bile yaşanacaklar iki insanın mahremidir. Sınırları iki insanın rızası kabulü belirler. Burada bile karşılıklı rıza kabul şartı aranır. Yoksa yine taciz ve tecavüz olur. Evlilik içi tecavüzler buna örnektir. Bu da insanlık suçudur. Etik dışıdır.

Hayvanlar ile ilişki konusu da benzeri temayı içerir. Denklik ve rıza yoktur yine. Ve bu da etik dışıdır.

Canımın her istediğini yaşarım bakış açısı etik değerlerle örtüşmemektedir özetle.

Gelelim otorite ve güç figürlerinin etkisine. İki taraftan biri mesleği nedeni ile karşılıklı sosyal ilişki çerçevesinde otoriteyi temsil ediyorsa, diğerinin maddi manevi iyiliği otorite sahibinin kararına bağlı ise burada da gri bir alan oluşuyor.

Buna örnek olarak  öğretmen öğrenci ilişkisi, ya da doktor hasta ilişkisi verilebilir.  Öğrenci ya da hastanın baskı altında olmadan ne kadar özgür iradesi ile ilişkiye rıza göstermiş olduğu tartışılır bir konudur. 

Toplumsal değerler de  toplumdan topluma  farklılık gösterebilmektedir. Örneğin Hindistan'da Hindu toplumda kuzenlerin evliliği ensest olarak algılanır.  Zira küçüklükten beri kardeş gibi büyümüştür o çocuklar. Bizim toplumumuzdaki bu edinim, Hindu geleneğine göre etik dışıdır.

İnsanın şunu bilmesi gerekiyor bence. Her aklımıza  gelen gerçek ve etik  olmayabilir. Ve de  her canının istediğini yapmak da özgürlük değildir.

Gerçek ilişki denklik ve karşılıklı rızası olan insanlar  arasında yaşanan ilişkidir.

Sevgiyle,











xxx



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder