4 Haziran 2016 Cumartesi

Aşkın Simyası

Geçenlerde bir paylaşımda gözüme çarptı.

Birine sevdiğimizi hissettirdiğimizde ya da söylediğimizde  o kişinin gözünde değerimiz düşermiş...Kesinlikle içime iyi gelmedi bu söylem.

Ve başladım düşünmeye...

Sevgi ile ilgili ne kadar çok yanlış inançlarımız olduğunu bir kez daha gördüm.



Yukarıdaki gibi sevdiğimizi söylersem değerim düşerden tutun seversem kaybederime ya da sevdiğimi belli edersem güçsüzleşirime kadar bir çok sevgi ile ilgisi olmayan inanç kalıbımız var. 

Bu dünyada yanlış anlaşılan kavramların başında geliyor sevgi sanırım. Kalp , aşk ve cinsellik de malesef aynı kaderi paylaşıyor sanki...

Biz insanlar kalbi etten bir organ ve sevgiyi de bir duygu olarak algılamışız. Eski dünyanın fiziği böyle buyuruyor malum. Aşk kimyasal bir çekim cinsellikte üremek en iyi hali ile stres atmak keyif almak için bir eğlence aracı olmuş.

Oysa Kuantum fiziği herşey enerjidir diyor. Titreşim ve frekanstan bahsediyor. Evrenin bir ucundaki hareket ta öbür ucunda bir sonuca vesile olur diyor. Bir nevi  herşeyin BİR olduğunu anlatıyor...Kalp beynimizden onlarca kat daha yüksek  magnetik bir enerji alanı olarak tanımlanıyor. Ve de sevginin bir duygu değil bir frekans ya da enerji olduğu aktarılıyor. Hatta bilinç titreşim ise sevginin de bir bilinç seviyesi olduğunu söyleyenlerde var.

Peki sevgi enerji, yani bir frekans/bilinç  ise ve de kalp buna uyumlanan bir nevi frekans ayarlayıcı bir enerjitik yapı/mekanizma  ise nasıl olur da biri diğerine onu sevdiğini söylediğinde diğerinin gözünde değeri düşebilir ? Ya da sevgi bağı ile bağ kurduğumuz birini gerçekten kaybedebilir miyiz? Ya da birini seversek güçsüzleşmemiz olası mıdır? Teknik anlamda fiziksel olarak mümkün müdür gerçekten tüm bunlar?

Kesinlikle hayır! 

İki açık kalp birbirine uyumlu aynı frekansla titreştiğinde sevgi oluyor. Yani sevgi titreşimine sevgi enerji alanına uyumlanıyor kalpleri. Ve böylesi bir enerji alanı oluşunca yukarıda aktardığım inançların bu alana ait olmadığını görüyoruz. 

Bu sevgi titreşim alanına ait olmayan inançları egomuz yaratıyor. Virüslü zihinlerimiz üretiyor bu inançları. Korku, yetersizlik ve değersizlik duyguları,kaygı,endişe,sahiplenme ,rekabet ,güvensizlik gibi duygular ortam hazırlıyor bu inançlara.

Özetle ilişkiye kalpleri yerine egoları ile giren iki insan virüslü zihinleri ile yarattıkları sevgiye ait olmayan inançlar ile ciddi çatışma yaşıyor. Ego bir çeşit kabuk. Ve egolarımızla ilişkilendiğimizde kabuklar canımızı acıtıyor.İnciniyor kırılıyoruz. Sonra da faturayı sevgiye kesiyoruz. Tekrar tekrar aynı plak çalıp duruyor sonra da. Zihnimizle ilişkiye giriyor ve de yaşatmaya çalışıyoruz ki olmuyor.

Kalp bir organın ötesinde gerçek bir enerji alanı. Kalp tüm zırhlarını kalkanlarını çıkarıp açıldığında ancak bir kadın fiziksel boyutu dışında erkeğini tüm boyutları ile içine alabiliyor. Vajinası tüm aurası oluyor kadının. Genişliyor varlığı! 

Ve aynı şekilde erkek de kalp açıklığı ile ilişkiye girdiğinde kadını ile onun en uzak yerlerine ulaşabiliyor, fetih ediyor kadınını. Ve ancak o zaman en derinden kabulu hissedebiliyor.  

Özetle kalp iki ruhun iki varlığın birbiri ile uyumlanarak sevgi bilincine frekanslarını uyumlayabilmelerini sağlayan enerjik bir alan...Fetüs iken ilk gelişen organimız ve söylenen o ki 4 haftalık iken ruhumuz gelip kalbimize yerleşiyor. Kalp bir anlamda ruhun evi. Ve kalbimizi açtığımızda evimizi açıyoruz. Sevgiliyi evimize davet ediyoruz...

Ve cinsel edinim  kalp açıklığı ile yaşandığında bilincin evrimine hizmet ediyor. Hani fizikte rezonans kanunu vardır. Aynı iki frekans yan yana gelince daha yüksek bir frekans aralığına çıkabiliyorlar. Yani kalp açıklığı ile ilişkiye giren iki insanın bilinçlerinin titreşimi artıyor. Cinsel edinim sırasında DNA transferi bile olduğunu anlatan çalışmalar makalaler var. 

Şemsi Tebrizi 'nin dediği gibi aşkın simyası gerçekleşiyor bir nevi!

"Her hakiki aşk, umulmadık dönüşümlere yol açar. Aşk bir milad demektir. Şayet aşktan önce ve aşktan sonra aynı insan olarak kalmışsak, yeterince sevmemişiz demektir. Birini seviyorsan, onun için yapabileceğin en anlamlı şey değişmektir!    " 

Aşkın , dişil ve erilin sevgi ile birleşmesinin  dünyaya barış getireceğine  tüm kalbim ile inanıyorum...

Erenlerin aşk olsun dedikleri de bu olsa gerek!

Sevgiyle,
















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder