19 Mayıs 2011 Perşembe

Masala'nın Hikayesinden Yola Çıktık

Bugün hava kapalı ve çocuğumuz genelde evde keyif yapıyoruz...Yemek pişirmek ve yemek bana göre keyifli ve insanı rahatlatan aktiviteler...Hele bir de pişirdiğiniz yeni lezzetleri sevdikleriniz dostlarınızla paylaşıyorsanız keyiften uçarsınız...

İşte size renkli ve heyecanlı bir kaç Hint yemeği tarifi daha...Biraz da tatil okumalığı...

Önce masalayı tanıştırmak istiyorum sizlerle...

Masala , Güney Asya ve özellikle Hint, Pakistan ve Bangladeş mutfaklarında ''baharat karışımı'' anlamında kullanılan bir sözcük...

Masala kuru baharatların karışımı olabileceği gibi domates, sarımsak, acı yeşil biber ve kuru soğan eklenerek sos(paste) halinde de bulunabiliyor.

Masala en çok Hint mutfağında kullanılıyor...

İnanın herşeyin masalası var Hindistan'da...

Çay Masalası
Tavuk Masalası
Et Masalası
Chana (Çana) Masalası (baklagiller ve tohumlar için)
Pilav Masalası
Tandoori Masalası (Tandır edilen etle riçin)

ve Garammasala...




Sözcük anlamı Garam (keskin,yakıcı) masala (karışım) şeklinde...

Hindistan'da yaşadığım dönemde Hintli bir ev kadınından aldığım Garammasala tarifini paylaşıyorum aşağıda...Bölgeye göre değişik tarifleri var garammasalanın...

Ana maddeler tarçın,karanfil,kakule,top karabiber, kimyon tohumu...
Bunlardan eşit oranda örneğin birer kaşık alıp kahve değirmeninde çekiyorsunuz. Toz halini alıyor. Bunu bir kavanoza koyabilirsiniz gerektiğinde kullanmak için...

Şimdi de bir kaç Garammasala'lı yemek tarifi...Yine lokal ev hanımlarından aldığım tarifler bunlar...

Kuru Barbunya

Barbunya yarım çay kaşığı Hint Safranı(zerdeçal) ile iyice haşlanıyor. Yağı tavada ısıtıyoruz. 1 çay kaşığı kimyon tohumu ve 1 orta boy küp şeklinde doğranmış kuru soğanı atıp kavuruyoruz. Barbunyayı ekliyoruz önce. Sonra da domates sosu (şişelerde domates suyu var konsantre) ekliyoruz...Pişince yemek bir çay kaşığı Garammasala serpiyoruz yemek üstüne ve altını kapatıyoruz. Baharat , tuz veya domates ayarı tamamen sizin damak tadınıza bağlı olarak ayarlanabilir.

Vejeteryan Pilav

Malzemeler

Kuru soğan (1 orta boy)
Domates (1 orta boy)
Patates (1 orta boy)
Dolmalık biber (1 adet)
Sıvı yağ
Hardal Tohumu (1/2 Çay kaşığı)
Kimyon tohumu (1/2 çay kaşığı)
Garammasala (1 çay kaşığı)
Haşlanmış pirinç (2 su bardağı)

Yağı ısıtıyoruz. Sırası ile kimyon tohumu, hardal tohumu ve doğranmış sebzeleri ekliyoruz. İyice pişince sebzeler garammasalayı ekliyoruz. Sonrada haşlanmış pirinci ekliyoruz. İyice kavuruyoruz pilavı...Sıcak servis ediliyor...Yine baharat sebze ve pirinç ayarı sizin damak tadınıza bağlı...Ben bol baharatlı ve sebzeli az pirinçli seviyorum örneğin bu pilavı...

Sıcak iklimlerde insanlar bence çok fazla mineral kaybediyor...İşte baharatlı yemeklerle bu kayıp yerine konuyor ...Olsun herşekilde ben seviyorum baharatı ya da farklı lezzetleri diyelim...

Afiyet Olsun!

Bu arada Sanskritçe'de BHARATA Hindistan yarımadasının adı...Bizim dilimizdeki baharat sözcüğü buradan geliyor...Malum baharatın ana vatanı Hindistan yarımadası...

Sanskritçe demişken , bu dil en eski dillerden biri. Sanskrit, kelime olarak “cilâlanmış”, “düzenlenmiş”, “kusursuzlaştırılmış” mânâlarını taşıyor. Târihçiler Sanskritçeyi ilk konuşanların Hindistan, Hazar Denizi ve Ortadoğu’ya kadar yayılan çok geniş bir topluluk olduğunu öne sürerlerken; bâzıları da bu lisanın hiçbir zaman dînî ve ilmî çevre sınırlarını aşıp, halk tarafından kullanılmadığını iddiâ etmektedirler.

İlk gramer çalışmalarını ise M.Ö. 5. yüzyılın edip ve bilginleri yapmıştır. Sanskritçe’nin asıl olarak önem kazanması bu dönemden sonra, Hint kutsal metinlerinin yazılmasıyla başlar.

Sanskrit lisânı, yapı bakımından hem çekime hem de eklemelere imkân tanıyan bir dildir. Birçok dilden farklı olarak kelimelerin birbirlerine defâlarca eklenmeleri mümkündür. Bu lisânda kelime kombinasyonları nihâyetsizdir. A kelimesi, B kelimesi ve C kelimesiyle ABC, AABC, BCA vb. şeklinde türetilebilecek yüzbinlerce kelime vardır ve hepsinin mânâları birbirinden farklıdır. Bu yüzden Sanskritçe, kelime bakımından dünyânın en zengin birkaç lisânından biridir.

Veda, Prakit ve Sanskritçe’nin diğer lehçeleri yapı olarak Eski Yunanca ve Lâtinceye çok benzemektedirler.

Sanskritçenin en son hâlinde 15’i ünlü, 37’si ünsüz olmak üzere toplam 52 harf vardır. Bunlar da kendi aralarında genizden çıkma, bükümlü vs. gibi bölümlere ayrılmaktadırlar.

Günümüzde halk tarafından kullanılmayan Sanskritçeyi öğrenenler, bu lisandan Hint târih ve dînini araştırma alanında faydalanmaktadırlar.

Bana söylenen Sanskritçe'nin ''tanrıların dili olduğu'' idi...

Bülent Ecevit 'in Sanskritçe bildiğini ve Tagore 'nin Sanskritçe bazı şiirlerini Türkçe'ye çevirdiğini hatırladım...


BÜLENT ECEVİT

İşte http://dosyalar.hurriyet.com.tr/ecevit/tagore.asp linkinden Ecevit'in Tagore ile Tanışma bölümünden kısa bir alıntı...

Bülent Ecevit'in Hint edebiyatına gençlik yıllarından beri büyük ilgisi vardı. Bu ülkenin ilgi çekici edebiyatı ile ilk olarak 16 yaşındayken babasının elinde gördüğü Rabindranath Tagore'un "Bahçıvan" adlı kitabı sayesinde tanıştı.

Kitabı okuyan Ecevit'in dünyaya bakışı bir anda değişti ve Hint felsefesinin büyüsüne kapıldı. Ardından Tagore'un "Postane" adlı oyununu okuyan Ecevit, Hint kültürüne daha da yakınlaştı.

Ecevit, 1946'da Londra Büyükelçiliği'nin Basın Ateşeliği'nde mahalli katip olarak çalışırken, Bengalce ve Sanskritçe öğrenmek için London School Of Oriental and African Studies'de ders almaya başladı.

Tagore'un Gitanjali (Nefesler) ve Avare Kuşlar adlı eserlerini Türkçe'ye çeviren Ecevit, bu mistik Hint ozan ve filozofu ile "tanışmasını" şöyle anlatıyordu :

TAGORE

"Henüz onaltı yaşında bir lise öğrencisiyken, bir gün anne ve babamı bir kitabı büyük bir dikkatle okurlarken gördüm ve kitabın konusunu sordum. Bana, bir Hint ozanının şiir demetinin Türkçe çevirisi olduğunu söylediler. Şiire olan ilgimi bildiklerinden benim de okumamı önerdiler. Kıtap, Rabindranath Tagore'un "Bahçıvan" adlı eseriydi..


Hindistan'da 16 resmi dil var...Her eyaletin kendi dili...Hindi ise ortak dili...Hindistan vatandaşı bir kişi eğer İngilizce 'de biliyorsa ki zorunlu eğitim 12 yıl olduğundan ve okullarda özellikle İngilizce eğitim verildiğinden , en az üç dil biliyor... Hindi dili ile Türkçe Urdu kökenli diller...Eş anlamlı yanılmıyorsam 5000 sözcük var iki dil arasında...Bir de eş sesli sözcükler var...

Bir ara bu listeyi çıkartmaya başlamıştım Hindistan'da yaşadığım dönemde...

İşte bazı eş anlamlı sözcükler...

Ayna , devlet , kemer , imtihan , hukumat , hakim , arzu , nasihat , izzet, dunya , şebnem , dukan , taze , afsana , şakar , badam , merhem , damad , ilac , dava , arz , nazar ... Böyle uzuyor liste...

Şunu da eklemeden duramayacağım...Evimize günlük temizliğe gelen kadın ki aylık bizden aldığı ücret 5 Dolar idi o dönemlerde (rayiç fiyat böyle idi) , teneke evlerde yaşıyordu...12 yıllık eğitimi bitirmiş, okuma yazma bilen ve benimle iletişebilecek kadar İngilizce bilen bir kadındı o...

MR MANMOHAN SINGH


Hindistan eğitim konusunda çok ama çok ileride benim gözlemime göre...Bundan yıllar önce Mr. Manmohan Singh başbakan seçildiğinde Hindistan Konsolosluğu'nda bir resepsiyona katılmıştım eşimle...Tüm dünyadaki konsolosluklara kendi vatandaşları ile paylaşılmak üzere bir metin gönderilmişti başbakan tarafından...Bunu konsolos topluluğa bizzat kendisi okumuştu...Yanılmıyorsam 10-15 sayfalık bir metindi bu...İnanmıyacaksınız ama eğitim ve dolayısıyla geleceğin insanı ile ilgili vizyonunu paylaşıyordu Mr Singh tüm dünyadaki Hint kökenlilerle. Ülke bütçesinin % 12-13'ü eğitime gidiyordu yanılmıyorsam o dönemde ve bunu nasıl arrtıracaklarına yönelik yol haritalarını aktarıyordu...Şu anda kurumlarda ortak vizyon yaratmak için kullanılıyor bu yöntem...evet tüm dünyadaki Hint kökenli insanlar ortak bir vizyon yaratım için bir araya gelmişti...Hiç şaşırmıyorum Hindistan'ın yükselişine...Çok ama çok etkilendim...İmrendim...İnsan olarak yeryüzünde bulunmaktan onur duyduğum ve hiç unutamadığım anlardan biridir bu...

Hani derler ya bir dil bir insan iki dil iki insan...Bildiğimiz dil sayısı ve bu dilin kendini ifade etmekteki becerisi , kişinin bilinci ve gelişmişliği ile ilgili bence...Daha gelişmiş ve sofistike bir beyinin potansiyeli gelişiyor kişinin benliğinde...Elbette bu potansiyeli keşif edip gerçekleştirmek ya da yok saymak , kişinin özgür iradesi ile yapacağı seçimlere göre gerçekleşebiliyor...

Her zaman bir seçim şansımız var!

Bugünün benim yüreğime ve zihnime getirdiklerini beni okuyarak sizlerle paylaşmama fırsat verdiğiniz için teşekkürler...

Sevgilerimle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder